Navlun, işgücü, mazot, gübre, ilaç, su, elektrik gibi girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle yükselişi durdurulamayan gıda fiyatlarına, tarım iktisadı teorisyenlerinin yüzyıllardır anlattığı ‘Kent Tarımı Projesi’yle çözüm aranacak. Proje kapsamında, biri dünyanın en büyüğü olmak üzere 100 Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) kurulacak. TDİOSB’ler için jeotermal enerji ağırlıklı olmak üzere, güneş ve rüzgar enerjilerinden faydalanılabilecek bölgeler tercih edilecek. Medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile buluşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bakanlığın projelerini anlattı. Bakan Yumaklı, “Üretim yerlerini tüketim yerlerine yaklaştırarak, özellikle nakliye ve uzun mesafelerden kaynaklı zayiat kalemlerini azaltmak istiyoruz. Aynı zamanda üretimin tamamında yenilenebilir enerji kaynaklarımızı harekete geçirerek, maliyeti düşürmek istiyoruz. Bu özelliklere sahip 100 lokasyonda, kısa süre içerisinde TDİOSB’ler kurmayı planlıyoruz. Bugüne kadar 39 ilde 41 TDİOSB’ye, bakanlığımız tarafından tüzel kişilik kazandırıldı. Bunların 10’unda altyapı çalışmaları tamamlandı ve yatırımcıların hizmetine sunuldu. Çok kısa bir sürede, buralarda üretime başlanacak” dedi.
Balıkesir’e yoğun ilgi
Balıkesir Gönen’de 8 bin dekarlık alana kurulacak TDİOSB’nin dünyanın en büyüğü olacağını kaydeden Yumaklı, “Projede jeotermalin yanı sıra yine ülkemizin büyük avantajlarından olan rüzgar-güneş ve biyokitle enerjileri de kullanılacak. Bugüne kadar bu proje özelinde 626 yatırımcı, 42 bin dekar alan için yatırım ve parsel talebinde bulundu. 8 bin dekarlık alana, 42 bin dekarlık başvuru, talebin ve ilginin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
İstanbul’da gıda fiyatı sorunu
Bakan Yumaklı, “TDİOSB’lerin de içinde bulunduğu ‘kent tarımı’ dediğimiz husus bizim en önemli projelerimizden bir tanesi. ‘Kentlerin çeperlerinde, nereler tarım ürünleri üretim alanları olabilir?’ hususunda çalışmıştık. Elbette ki kentlerin içinde ‘tarım ürünleri üretim alanı’ olabilecek yerler var. İstanbul’da da var ve İstanbul özelinde konuşursak, İstanbul halkının tüm ihtiyacını giderecek bir tarım arazisi, İstanbul sınırları içinde yok. Ancak, İstanbul için sadece Asya veya Avrupa tarafı diye düşünmememiz, Sakarya-Düzce havzasını da düşünmemiz gerekiyor. Oralarda çok ciddi bir şekilde Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgeleri oluşuyor ve sayısı artacak. Seralar oluşuyor, çoğalacak. Bu yolla fiyat, gıda israfı ve verimsizlik gibi sorunlarımızı çözebiliriz” dedi.
İstanbul’un diğer şansı
İstanbul’un çevresinde yapılan otobanların da şans olduğuna dikkat çeken Yumaklı, “Çanakkale Köprüsü bir taraftan, İzmir-İstanbul Otoyolu diğer taraftan ve Osmangazi, Yavuz Sultan Selim Köprüleri hızlı biçimde lojistiğin sağlanmasına sebep oldu. Bu büyük bir şans. Diğeri ise, Kağıthane’de bir otoparkın eksi sekizinci katında, hiçbir toprak kullanılmaksızın yapılan üretim gibi modeller artmaya başladı” bilgisini verdi.
Sakarya modeli
Belediyelerin tarım projeleri ile ilgili artan adımlarına da dikkat çeken Yumaklı, “Sadece girişimcilerin değil, belediyelerin de tarıma sahip çıkmaya başlaması bizi çok mutlu ediyor. Ben birçoğunu biliyorum; gidip, gördüklerim de var. Örneğin Sakarya Belediyesi çok büyük alanlarda üretime başladı. Sakarya’nın ihtiyacını karşılayacak ölçüde. İhtiyaç fazlasını da İstanbul gibi yakın kentlere gönderecek. Birçok ilimiz, bu özelliği ile çevresinin gıda ihtiyacını karşılayıp, ihracat da yapar konuma gelebilir” diye konuştu.
Planın hedefi
Planın ana gövdesinin 4 bacağa oturtulacağını dile getiren Bakan Yumaklı, “Bunlardan birisi sürdürülebilirlik, diğeri verimlilik, bir diğer kayıtlılık ve son olarak da kalite. İkincil mevzuatlar yani üretim planlamasının hayata geçmesi için çalışmalarımıza son hızla devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Tarım Bakanlığı’nın gündemi yoğun
SİLO patlaması…
“Patlama olan SİLO’nun kapasitesi 90 bin ton. İçinde olan ürün 75 bin ton. Etkilenen ürün miktarı 15 bin ton. Toplamda 22 milyon tonluk bir buğday üretiminin olduğunu düşünürsek, buradaki rakamın olaydan bağımsız söylüyorum, çok büyük bir önemi yok. Arz güvenliğini tehdit edici bir durum yok.”
Zeytinyağı sorunu…
“Elbette ki ürettiğimiz ürünleri ihraç edeceğiz, ama bunları katma değerli bir şekilde ihraç etmek önemli. Yani siz ürününüzü alıp bidonlara koyup, bunu 3 dolara sattık diye sevinirken, sizin ürününüzü kendi markasıyla 7-8 dolara satabiliyorsa birileri, hepimizin durup düşünmesi gerekir.”
Çiftçiye destek…
“2022 yılında Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredisi 232 milyar oldu. Tarım Kredi Kooperatifleri'nin sübvansiyonlu kredi toplamı ise 29 milyar TL. 54 milyar TL’de bizim verdiğimiz direkt destek var. Topladığımızda 300 milyarın üzerinde bir rakama ulaştık.”
12 ülke masası…
“Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Cezayir, Moritanya, Venezuela, Çad, Kazakistan, Macaristan, Gürcistan ve Pakistan için ülke masaları kurduk. Bu masaları, o ülkenin tarımsal üretimiyle ilgili bütün detaylara hakim olacak şekilde dizayn ettik, bugün itibariyle herhangi bir ülkede, özellikle de bu 12 ülke başta olmak üzere üretimle alakalı niyeti olan girişimcilerin bizimle beraber o ülkenin bütün dinamiklerini incelemesi, daha sonra da orada eğer açılması gereken kapılar varsa yine bizim ikili ilişkilerimizde onlar için alan açma yönünde girişimlerimiz devam ediyor.”
“TMO rekor kırdı..”
“Toprak Mahsulleri Ofisi temmuz ayında 5.7 milyon ton ürün alarak rekor kırdı. Geçen yıl toplamında 6 milyon ton almıştı. Bugün itibarıyla yaklaşık 6,5 milyon tonun üzerinde alımı var ve 4 milyon ton da randevu var. Yani toplamda 10 milyon tonu geçecek.”
Yapay zeka ile rekolte tahmini…
“Uydu ve İHA’lardan alınan görüntülerin işlenmesi ve yapay zekâ teknolojisi. Bununla ilgili Dijital Dönüşüm Ofisi’nin de farklı çalışmaları var, ama özellikle bizim alanımızla ilgili kendileriyle ciddi iş birliklerimiz var. Yapay zeka teknolojisiyle başta rekolte tahminleri olmak üzere, tarımın bütün unsurlarında teknolojiyi kullanmak arzusundayız.”
Sigorta kültürü kazanmalıyız…
İklim değişikliğinin yol açtığı felaketlerde çitçinin zararını karşılayabilecek sigorta sisteminin önemine de değinen Bakan Yumaklı, “Tarım sigortası kültürünü kazandırmalıyız. Buralardan zarar gören çiftçilerimizin ihtiyaçlarını bir şekilde devlet olarak karşılıyoruz ama sürdürülebilirliği sağlamak için poliçe ile o zararın karşılanması konusu son derece önemli.”
Buğdayda bereketli sene…
“Bu sene çok şükür, bütün ürünlerde bereketli bir sezon geçiriyoruz. Bunlardan bir tanesi de buğday. Arkadaşlar kesin tahminleri çalışıyorlar ama 22 milyon ton civarında bir ürün hasat edileceğini bekliyoruz.”
Depremin rekolteye etkisi…
“Depremin ürün rekoltesine majör bir etkisi olmadı. Sadece telef olan hayvanlarla alakalı bir husus vardı ama o da toplamda o bölgenin tamamını etkileyecek düzeyde değil. Örneğin küçükbaş hayvanlarla alakalı yaklaşık 66 bin adetlik bir kayıp söz konusuydu. 60 milyona yakın varlığın içerisinde 60 binin çok büyük bir önemi yok.”
Barajdan tarlaya su kayıplarını azaltacağız…
“Barajdan tarlaya kadar olan süreçte, hatta tarlada sulama sürecinde su kayıplarımız var ve verimsiziz. Gelecek dönem bizlere bu konuda hakikaten çok ciddi tedbirler almayı emrediyor. Akıllı sulama yatırımları ile su kayıplarını azaltmayı hedefliyoruz. Bu konu çok önemli ve çok ciddi yatırımlar yapacağız.”
İstanbul barajlarında ihmal mi var? Devlet Su İşleri, suyu, belediyelerin vatandaşlarına ulaştıracağı lokasyona kadar getirir, ondan sonrası belediyelerin işidir ve tamamen işletme olayıdır. Tahminimiz, enerjiyle alakalı giderleri kısma adına zaman zaman regülatörlerden aktarılan suyun durdurulduğu yönünde. Hem su tüketimi arttı, hem geçmiş yıllardan daha az yağış geldi, hem de çekilebilecek maksimum su çekilmedi ve ortaya bu görüntü çıktı maalesef.
Toplulaştırma hızlanacak…
“Küçük arazilerde yapılmış olan üretimin maliyetlerinin ne kadar yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz, dolayısıyla arazi toplulaştırma konusuna yoğunlaşacağız. Toplulaştırmaya uygun 14.3 milyon hektar alan bulunuyor. 1961’den 2023’e kadar 6.8 milyon hektar alanın toplulaştırma tescilleri tamamlanmış. Hedefimiz yılsonuna kadar 500 bin hektarlık tarım alanını tescil ettirmek olacak.”
Kayıtlılık oranı % 80’e çıkacak…
“İstatistik işletme bilgisi, hayvan sayısı, arazi bilgisi gibi aklımıza gelen tüm verilerin sayılması ve kayıt altına alınmasını istiyoruz. Hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. TÜİK tarafından bunun sayım metodolojisi, bütçesi ve teknik yöntemleri yürütülüyor. En kısa zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığımızla bir protokolle kurumlar arası görev ve sorumlulukları belirleyerek, çok uzunca bir süredir yapılmamış tarım sayımını da gündeme getirmiş olacağız.” “Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlılık, mülkiyetle eşleştirildiği için ya da o mülkiyete sahip olan birisi ile yapılan bir kira sözleşmesiyle eşleştirildiği için, bunların dışında kalan ve tarımsal üretim yapan işletmeler, kişiler, kurumlar, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıt olamıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kabul ettiği diğer kayıt sistemleri diyerek biraz konuyu genişletip ilk etapta kayıtlılık oranımızı yüzde 80’in üzerine çıkaracağız.
(dünya)