Tarihin her döneminde milletlerin ve devletlerin oluşumunda ,bağımsızlığında önemli belirleyici unsurlar vardır.Bunların en başında ulusal bağımsızlık simgesi olan bayrak ve istiklal marşıdır.
İstiklal Marşı’mız ,ulusumuzun hiç değişmeyen bağımsızlık karakterinin ve Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde emperyalist işgalci devletlere karşı verilen bağımsızlık mücadelesi olan kurtuluş savaşının içinden çıkmıştır.
Bu yazımda Mehmet Akif Ersoy’un yaşamında bizi ilgilendiren İstiklal savaşı sırasında Burdur Mebusu olarak görev yaptığı sırada İnebolu üzerinden Kastamonu’ya gelerek halkı bilinçlendirme ve milli duygularının oluşması için yaptığı çalışmaları,Nurettin Peker’in”İstiklal Savaşı Resim ve Vesikalarla İnebolu - Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara Harekatı”isimli kitabından, Mehmet Akif Ersoy’un Kastamonu’ya gelişi ve çalışmalarıyla ilgili bir bölümü anlatmak istedim.
“Milli Mücadeleye katılmak için İstanbul’dan gönüllü gelen subay ve memurlar arasında serbest meslek ve sanat erbabına rastlamak zordu.Böyle bir zamanda 16 Ekim 1920 günü vapurdan İslam ve Türk şairi Mehmet Akif Bey’in vapurdan indiği görüldü.Ve öğrenilince,Müdafaai Hukuk ve Gençler Mahfili tarafından sevgiyle karşılandı.
İstanbul’da Sebilürreşad adında İslam dergisinin başyazarı olan Mehmet Akif Bey ilk görüşmede vatanı ve milleti kurtarmak için milletçe birleşmenin şart,Millet Meclisinin,kanun ve kumandanlarının emirlerine itaatin farz olduğunu açıklamıştır.
Esir İstanbul’un boğucu havasından kurtularak İnebolu’da hürriyet havasına kavuştuğunu ve ilk istiklal şerbetini İnebolu gençlerinin elinden içtiğini muvaffak olmamıza duacı olduğunu vaazları,yazıları,şiirleri ile çalışacağını vaat ederek,iki gün sonra Kastamonu’ya uğurlandı.
Büyük şair,bu iki gün zarfında camilerde coşkulu vaazlarda bulundu. 19 Ekim 1920’de Kastamonu’ya gelen büyük şairi sevenleri karşıladı.
Cuma namazından sonra Nasrullah Camii’nde,Muhittin Paşa ve ileri gelenlerle halka bir konuşma yaparak,İnebolu’da söylediklerini tekrarladı.
Mehmet Akif Kastamonu’da kaldığı müddetçe kazaları dolaşarak yaptığı konuşmalarla halkın moralini artırmış,Milli Mücadelede gönül birliği sağlamıştır. Gençler kulübünde dört gece (Asım)dan bölümler okuyarak gençlere tatlı saatler yaşatmıştır .
Bu arada Taşköprü’ye de gelmiş burada konuşma yapmıştır.” *(1)
Mehmet Akif,İstiklâl Marşı’nı yazarken derin bir tefekküre dalarak saatlerce düşünmüş ve milletin sabırsızlıkla beklediği şiirini on gün içerisinde tamamlayarak milletine armağan etmiştir.
Şiir 17 Şubat 1921 tarihinde Hâkimiyet-i Milliye gazetesi ve Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında yayınlanmış, şiiri 21 Şubat 1921 tarihinde ise Açıksöz gazetesi de neşretmiştir.
12 Mart 1921 tarihinde TBMM´de yapılan oylama sonucunda Mehmet Akif´in şiiri, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, verilen 500 liralık ödülü "Ben bu şiiri para için yazmadım." diyerek bağışlamıştır. Mehmet Akif, İstiklal Marşı´nı kitabı Safahat´a niçin koydurmadığı sorulduğunda "O benim değil, milletimindir." cevabını vermiştir.
Mehmet Akif;Kastamonu'da Nasrullah Camisinde şöyle diyordu;
"Milletler,topla,tüfekle,zırhlı ordularla,tayyarelerle yıkılmaz.
Milletler ancak ve ancak,herkes kendi menfaatine bakarsa,herkes kendi menfaatini temin etme kaygısına düşerse yıkılır.
Düşmanlarımızın bugün bizden istediği,ne filan vilayet,ne filan sancaktır.Düşmanlarımızın bizden istediği doğrudan doğruya başımızdır,boynumuzdur,hayatımızdır,devletimizdir.
sonra da ellerini göğe açarak,şu duayı okuyordu;
"Ya ilahi,bize tevfikini gönder.Amin!
Doğru yol hangisidir,millete göster.Amin!
Büyük şairin dediği gibi:Allah bir daha bu millete İstiklal marşı yazdırmasın.
12 Mart 1921, İstiklal Marşı’mızın TBMM’de kabulünün 103. Yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u,bayrak ve vatan uğruna şehit ve gazi olan kahramanlarımızı şükran ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun...
Kaynak:*(1) İstiklal Savaşı Resim ve Vesikalarla İnebolu - Kastamonu ve Havalisi Deniz ve Kara Harekatı / Nurettin Peker.