Yalnızların zindanıdır akşamların karanlığı Keşke yârim olsaydı der saray eyler samanlığı

Yalnızların zindanıdır akşamların karanlığı

Keşke yârim olsaydı der saray eyler samanlığı

Mutlu yuva kurabilsem, istemem asla han’lığı

Soğan ekmek olsun yeter umursamam yavanlığı

Akşam gelen çaresizlik sağlıklıyı hasta eder

Sokak lambasıdır dostu bedenini kaplar keder

Kalacağı barkı olan sakın bunu etme heder

Şayet kıymet bilmezseniz hayatın olur derbeder

Gidecek bir yerin yoksa işte sana vahşi yaşam

Kalbinde imanın var ya, Allah bir, inkârı hâşam

 Bağlanıp yüce Mevla’ya yol bulunmaz dağda koşam

Muhammedi ansın dilin görünsün sende ihtişam

Kimsesizlerin evidir göz kapaklarının altı

Yaşantısı zindan gibi kim hazırlayacak kahvaltı

Meskenin lüks olsa bile ruhunu kaplar bunaltı

Her şeyin kıymetini bil halin olur ayakaltı

Bu kalabalık dünyada yalnız başına kalırsın

Karanlık, geceye değil, gönlüne çöker alırsın

Hiç kimse bakmaz yüzüne yalnızlığa sarılırsın

Umurunda olmaz amma sen herkese darılırsın

Çaresi; Önce evlenmek, sonrada bir çatı kurmak

Çocukların olduğunda yanlarında zinde durmak

Zifiri geceyi dahi, sevinç neşeyle bastırmak

Karanlığa gülümseyip, zikrederek usandırmak.

Ali KORKMAZ