Bundan tam tamına 25 yıl önce Kastamonu’daki genç orman mühendislerine seminer vermek üzere Orman Genel Müdürlüğü, Silvikültür Dairesi’nden oldukça tecrübeli hatta silvikültür...

Bundan tam tamına 25 yıl önce Kastamonu’daki genç orman mühendislerine seminer vermek üzere Orman Genel Müdürlüğü, Silvikültür Dairesi’nden oldukça tecrübeli hatta silvikültür alanında ormancılığın en bilirkişisi olan aksakallı baş orman mühendisi gelmişti.

“İklimler değişiyor, Akdeniz’e çöl iklimi, Kuzeye yani Karadeniz bölgesine de Akdeniz iklimi geliyor. Karadeniz iklimi de daha kuzeye kayıyor…” demişti.

Ben o gün bu tecrübeli uzman orman mühendisinin konuşmalarını “İklimler kayıyor, Kastamonu’ya maki iklimi geliyor” başlığıyla haber yapmıştım.

İsmini şimdi hatırlayamıyorum; O gündür bugündür bu değerli orman mühendisinin 25 yıl önceki tespitlerini kendi çevremde ve şehrimde sürekli takip ettim.

Basın Yayın kuruluşları zaman ilerledikçe bu konuyu gündeme getirmeye başlayınca daha da bir önem kazanmaya başladı İklim değişikliği…

-Evet, 25 yıl önce Kastamonu’daki seminerde bu önemli konuyu anlatarak dikkat çekmeye çalışan Ormancılığın aksakallısının dedikleri bugün harfiyen çıkıyor.

İklimler artık değişiyor ve korkarım ki maalesef daha da çok  değişecek(!) Değişecek değişmesine de asıl bundan sonra insanoğlunun hayatında nasıl bir değişiklik olacak?

-Geçen sene 11 Ağustos’ta Bozkurt ilçemiz başta olmak üzere Karadeniz’in sahil ilçelerinde meydana gelen ani çok miktardaki yağışlar sele neden oldu ve 100’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetti.

-Bu sene yine bir çok şehirde ve kasabamızda ani yağışlar ve su baskınları yaşandı.

-15-20 gün önce kardeş Pakistan’da meydana gelen aşırı yağışlar sonrası meydana gelen sel baskınlarında bin 300’den fazla insan hayatını kaybetti. Milyarlarca dolar maddi hasar meydana geldi.

-Dün akşamüzeri Kastamonu-Taşköprü arasında bazı bölgelerde dolu, bazı bölgelerde aşırı yağış nedeniyle oluşan sel suları önemli maddi hasara neden oldu.

-Birkaç gün önce televizyonlarda bir haber izlemiştim… İklim değişikliği nedeniyle Karadeniz’in suları bir(1) derece ısınmasından dolayı soğuk su balığı olan hamsi bulabilirse yaşamak için soğuk su arıyormuş! Yani bundan sonra her geçen gün hamsi hayatımızda olmayacakmış!

-Yine bir süre önce yine bir televizyon haberi; özetle, “İklim değişikliği nedeniyle Kuzey Buzullardaki buz dağları eriyor ve denizlerimizde önemli ölçüde ısınma ve hatta deniz seviyesi gitgide yükselecek!” deniyordu.

-Kabul etsek te etmesek te dünyanın hızlıca artan nüfusu, bitip tükenmek bilmeyen lüks çılgınlığı ve devamında inanılmaz sanayi gelişmesi… Tüm bunları sıraladığımızda bu kadar gelişmişliğin, bu kadar otomobil çılgınlığının, bu kadar sanayi kuruluşunun dünyamızı kirletmesi ve tabi ki oluşan (arz-talep) sonunda SERA GAZI…

Sera Gazı nedir?

Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (NO2), Hidroflorür karbonlar (HFCs) gibi atmosferde kızıl ötesi ışınları tutarak atmosferin ısınmasına neden olan gazlara ya da bileşiklere sera gazı deniyor.

Sera gazları Dünya’nın yaklaşık 32°C daha sıcak olmasına neden olacakmış! Atmosferdeki en etkin sera gazı sudur. Ayrıca karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve ozon (O3) gazları da sera etkisine önemli katkıda bulunuyor.

Çağımızın en önemli sorunu olan küresel ısınmanın en önemli nedeninin bir sera gazı olan karbondioksitin atmosferdeki miktarında yaşanan artış olduğunu belirtiyor konunun uzmanları.

-Kısaca insanoğlu artık iklimlerin değiştiğini güncel hayatında fark etmeye başladı.

Peki iklim değişikliğini nasıl durdurabiliriz?

İklim değişikliği kısa zamanda durdurulabilecek bir şey değil(!)

-Önce dünya nüfusu durdurulmalı!

-Nüfus planlaması ile pekala iklim değişikliği durdurulabilir(!)

-Otomobillerin çıkardığı egzoz emisyon değerlerini düşürerek!

-Parfüm yerine kolonya kullanarak!

-Aşırı lüks tüketimlerden vazgeçerek ve devamında doğal olarak sanayileşmeyi yavaşlatarak.

-Daha fazla- daha fazla üretim için kimyasalları kullanmayarak!

-Dünya nüfusu doğal sayısında seyrettiği zaman… Devletleri yönetenler ve halk gerektiği kadar bilinçlendiği zaman…Gayet doğal olarak, sera gazı azalacak ve de iklim değişikliği de normale dönecektir.

-Dünyamızın üzerindeki insan baskısı arttıkça, doğallıktan kaçınılıyor ve sanayi üretimi artarak atmosferin üzerinde baskı oluşturuyor.

İşte tüm bu ve bunun gibi örnekler sebebiyle iklimler değişiyor ve biz insanlar kendi ellerimizle yaşadığımız dünyamızı maalesef yok ediyoruz.

Kısaca; biz insanoğlu doğaya ihanet ediyoruz, doğa da biz insanlardan intikamını alıyor.

Durdurabiliriz…

Durdurabiliriz çünkü; Nasıl ki insanoğlu elektriği, atomu, bunca teknolojiyi bulup yapabildiyse bence iklim değişikliğini de durdurabilir…

GÜNÜN SÖZÜ:

“Lüks yaşam kısa süreli mutluluk, uzun süreli tükenişidir!”