Sarı gelindir o, sulak toprakta,Denizin dibinden doğdu zamanaNice volkanlar patladı etrafında,Lavlarla örtüldü kat katArası sarı toprakla katman.Fosiller d...

Sarı gelindir o, sulak toprakta,
Denizin dibinden doğdu zamana
Nice volkanlar patladı etrafında,
Lavlarla örtüldü kat kat
Arası sarı toprakla katman.
Fosiller dolu içinde,
Zamanın defteri okunacak.
Etli ekmek misali.
Tanışmadan anlaşılmayacak
Bereket yüklendi doyasıya,
Olgunlaştı çıktı suyun içinden,
Hayata gebe yaşanacak.
Kaderi hep suyla yazılı,
Üstünde çağıl ırmak,
Koynunda sakin su
Sarı gelin sulak toprak
Yeşil gelinliğini giydi,
Hazırlandı hayata.
Biryan kebabı misali.
Besin, lezzet yüklenmiş.
Ateş kuyusundan çıkan.
Tanışmaya hazırdı insanlarla.
Geleceklerini biliyordu, Salmıştı kokularını, Arı bekler çiçek gibi
Çamlarından reçinelerini, Büyük dağlarla çevrili,
Dünya içinde bu ovaya
Su, rüzgar, toprak akraba,
Dönmekte birbiri etrafında daima,
Savaşır gibi oynaşırlar,
Sanırsın birbirine düşman.
Deldiler bağrını, izin verdi,
Zımbıllıda mağara.
Sarı gelin sulak toprak
Şimdi zaman tünelinde,
İnsanda sıra.
Uzandı kolları buraya.
Saklandılar toprağın sarı bağrına,
Yuvaları korumalı, hâkim ovaya.
Sayıları az, ama yürekli insanlar.
Kaynaştı hemen insanla doğa,
Bet bereket vardı,
Ay buldular, güç buldular,
Çoban oldular, çiftçi oldular,
Ormanları soludular,
Hayvanları otlatıp,
Toprağa dokudular.
Önlerinde rengi gökten,
Çağıl bir ırmak.
Çoğaldılar çoğaldılar,
Yuvaları dar.
Zımbıllı da mağara örnek,
Kolaydı yapmak benzerini
Yüzlerce yaptılar yenisini,
İnsan eli deydi ya,
Daha konforlu,
Sedirli, ranzalı, ocaklı,
Çünkü sarı toprak özeldi,
İki sert arası yumuşak bir dokuydu.
Etli ekmekteki et harmanı misali,
Sakladı içinde güvenli,
Sarı gelin sulak toprak
Çalıştılar geliştiler,
Toprağın içindeki evlerinden çıktılar,
Ağacı, mermeri, madeni işlediler,
Pompeiopolisi kurdular. Zımbıllının kucağında,
Sarı toprak katmadan,
Şehir tamam olmazdı,
Fırınlarda pişip.
Tuğla kiremit yaptılar,
Şehirleri tamamdı, şimdi gelmişti
TAŞ'la tanışma zamanı.
Taş taş üstüne koydular,
Taşı Köprü üstüne
Köprü ırmak üstüne,
Taşla kaderi daim bundan sonra,
Sarı gelin taşlı sulak toprak
Zamana hakim güçlü,
Yaşadılar bu bereketli,
Denizin dibinden getirdiklerini,
Sakınmadan sunan topraklarda.
Ne oldu nasıl oldu,
Hala sırrı yerin altında saklı,
Çözülmeyi bekler bir muamma,
Zayıfladı yaşayan insanların azmi,
Toprak silkip attı
Kendi ölçüsünden sapan insanları.
Su, toprak, rüzgar, taş,
Ortalık mahşer yeri
Örtüldü üstü her şeyin,
Eskiden yaşamışlara dair
Kuyluşta taşlar,
Çekti ırmağın dizginlerini. Çünkü toprak yatacak,
Yeni insanlar gelene dek,
Su alt bereket uykusuna,
Yorgan oldu örtüldü,
Derya oldu sanki ova,
Sakin, kızansak içinde saklı coşkusu
Beklemekte
İnsanlar gelecekti gene
Kendi ölçüsüne uygun,
Açacaktı bağrını onlara.
Denizin altında biriktirdiği,
Yaşam kaynaklarını.
Sarı gelin taşlı suluk toprak.
Türk boyundan bir grup,
Uzun yoldu geldikleri,
Yorgun bitkin ama yürekleri büyük.
Soluklandılar önünde deryanın,
Düşündüler,
Nasıl geçmek gerekti karşıya
Bir köpek geçti, Mübarek yürüyor
Sanki suyun üstünde.
Önce şaşkınlık mucize hayalleri,
Akıl galip geldi bereket.
Buldular suyun altında,
Taştan yapılmış bir köprü,
Akıl alıp, akıl verdiler.
Karar kılındı,
Kalmak gerekti burada.
Önce deryayı yatıştırıp,
Yatağına yatırdılar,
Rengini gökten almış
Ad koymazlardı
Özelliği olmayana.
Taştan köprüye Taşköprü,
Taştan camiye Taş Cami
Yurtlarının adına Taşköprü’nün hatırına Taşköprü dediler.
Taşköprü dediler.
Artık,
Sarı gelin taşlı sulak toprak
Değil,
TAŞKÖPRÜydü burası
Sudan sonra kaderde,
Taşla varmış kardeşlik,
Yazcı önceden,
Şimdi kesinleşti.
Razı sakince toprak, Bu yeni kaderine,
Ormanlarını, havasını, suyunu,
Taşını, toprağını,
Denizden getirdiği bereketini,
Pancarın özüne şerbet
Dışına hayvan besisi küspe yaptı
Minare boyu kendir saldı semaya
İp yapsınlar, dokusunlar,
Sarımsağı sundu onlara,
Bin yıllık tarihin Lokman hekimin hayali,
Adı kutsal kitapta müjdeli
Ölümsüzlük sırrı,
Bilmem kaç hastalığa deva
Dağlarında saklı
Orkide çiçeğinin,
Köklerinde salep ecza yüklü,
Bağrını açtı dileği ebediyen
Yeni insanlara.
Genede unutmamak gerek
Silkip atar bu toprak,
Uyulmazsa kendi koyduğu kurallara,
Yerleştiler,
Boy attılar, kol attılar.
Kaynaştılar sarı toprakla
Üstünde ektiler biçtiler.
Suyundan, ormanından, avlaklarından.
Pirinç çıkardılar bataklık tarlalarından,
Alın terleri damladı oraklara, tırpanlara,
Kendir çektiler, bağ bağladılar,
Meyvelerinden eyşi, pekmez yaptılar,
Sığır, davar kömüş, at yetiştirdiler,
Yaptılar bildikleri ahşap dokulu,
Saray gibi evleri,
Devran tersine döndü,
Darlıklar geldi
Zamanla bir şeyler gevşedi,
Sarı toprak titredi,
Kendince koyduğu kurallarda,
Bir aksilik sızısı sezdi,
Bereket toparlanma
Çok uzun sürmedi
Mehmet Akif Hoca
Duydular gelmiş Gastomonuya
Nasrullah Camide konuşacak heyecan
Savaş açılmıştı
Düşman gelmişti kapıya,
Asker gerekti orduya,
Yiyecek, urba gerekti
Durmak günü geçti.
Toplanıp yeni bir düzene geçildiğini duydular
Anladılar dinlediler
İyiydi hoştu yakışırdı kendilerine,
Dışarıdan gelmiş özentileri silip
Özlerine döndüler Cumhuriyet adıyla kaynaştılar,
Dünya ile yarışmak
Okul, fabrika, yol,
Üretim gerekti
Müjdeli haber
Coşkulara coşku kattı
Gazipaşa gelecekti
Toprağa basmaması gerek
Sadece saygıdan
Yoksa toprak kıymetli
Ağacıkişiye kadar
Kırmızı halı serdiler
Konuk ettiler
Hoş karşıladılar
Zaten töreleri böyle
Başka türlü bilmezler
Konuk evin üst köşesinde
En iyi yiyeceklerle
En yumuşak yataklarda ağırlamak
Memnun ayrıldı konukları
Görevini yapmış insanların
Mutluluğunu geride bırakarak
Çok az zaman geçmişti
Gazi Mustafa Kemale Kötü haber tez ulaştı
Taşköprü yanmıştı
Birkaç ev kalana dek
Sarı gelin taşlı sulak toprak
Karalara bürünük
Üzüldü
Acıya teselli olur
Diye düşündü herhal
50.000 lira gönderdi
Taşköprü’ye yakışır
Taş Cami yeniden yapılsın
Emriyle birlik,
Kuzuları gömerler Ateş kuyuları
Ana kucağı toprağa
Bilirler lezzet orada saklı
Etli ekmek yaparlar
Toprağın doğum günü anısına
Şehitler teslim ederler
Sarı toprağa
Ateşler yüreklerinde saklı
ayağın toprağa deymeden
Parke döşeli sokaklarında gezecek Çiçek fışkıran parklarında
Ruhunu dinlendirecek
Tarihi güneşle buluşturup
Zımbıllıda Pompeipolisle tarihleşecek
Kalan tarihin doğmasına yardım edecek
Ahşap konaklar
Sırrı adında saklı hani
Konuk olacak
Daha keşfedilmeyen toprak altına
El atacak
Dünyaya dağınık
Evlatlarını gözlüyor toprak
Taşköprü’nün gözlerinde
Sarı gelin taşlı sulak toprak

Ergin KORKMAZ
14/03/2007 Taşköprü