Solda adamın çıktığı kapı kahvehane, ( orada bir yaz çalıştım, haftalığım 2,5 liraydı. Cuma günleri öğlen, sahibi bakım yapardı. Meğerse babam bu paranın bir kısmını verirmiş)...

Solda adamın çıktığı kapı kahvehane, ( orada bir yaz çalıştım, haftalığım 2,5 liraydı. Cuma günleri öğlen, sahibi bakım yapardı. Meğerse babam bu paranın bir kısmını verirmiş) .
        Hasan Çavuşun hanı derlerdi , yenicami tarafındaki kapı arkadaki hanın girişi idi. O zaman köylerden alışverişe atla gelinir, tanıdık yoksa  handa kalınırdı. Gündoğdu köyünden guruş dayım 6 saatte atla gelebilirdi. Bazen bizde kalsada çoğunlukla handa kalırdı.
      Kahvede çalışırken bu hanada bakar, gelen misafirlerin atlarını tutar, çay ikram eder hana ve ahıra yönlendirir bahşiş alırdım, Alt kat ahır , üst kat handı. Bir kez han'a çıktım ve  çok ağır bir koku vardı.  Ahırda öyle.
     Bardak yıkarken elimi kestim. Bir keresinde bir aile geldi, farklı insanlardı. Çay verdim beğendiler beni övdüler ve bahşiş verdiler.  Onlar her şeyi bitirdi karşılaştırma yaptım ve  işte sonuç…
   Ama  genede o günler güzeldi, yani hatıra olarak.  Hele o cuma öğlen yemeklerini hiç unutamıyorum.  Ha çokta matah şeyler değil, karpuz , peynir, zeytin, domates, börek, sucuk bazen ama işte ev dışında olması başka bir şeydi… Ayrıca çocuk olmanın avantajları…
        Şimdi aklıma geldi,  kahvenin üstündeki otel Taşköprünün kalite oteliydi ve hanla doğrudan bağlantılı değil daha temiz  bir konaklama yeri idi.
Selahattin Nural; Sayın Ergin Korkmaz HOCAM Benide eskilere götürdünüz. 1945.  46. 47 yılların da çok gittik Atla pazara. Bu hana bağlardık atı alış verişten sonra yükümüzü yüklerdik. Köçekli köyümüze giderdik. Sağol hocam. Selamlar