Yankı odaları, sanal dünyada bireylerin sadece kendi düşünce, değer ve inanç yargılarına uygun kişilerle arkadaşlık kurmaları, kendileriyle paralel ortamlarda bulunmaları ve f...

Yankı odaları, sanal dünyada bireylerin sadece kendi düşünce, değer ve inanç yargılarına uygun kişilerle arkadaşlık kurmaları, kendileriyle paralel ortamlarda bulunmaları ve farklı görüşlerden oluşan kişi ya da ortamlardan kendilerini uzaklaştırmaları sonucu oluşan metaforik bir kavramdır. Kavramda boş bir odanın akustiğinin ürettiği yankıya ithafen aynı sözün defalarca yankılanmasına bir atıfta bulunulmaktadır.


Bireyler kendi yankı odalarını kendileri oluşturabildikleri gibi, sosyal medya uygulamaları da kullanıcıları için geliştirdikleri algoritmalar ile yankı odaları oluşturmaktadırlar. Nitekim sosyal medya uygulamalarının da ticari kaygılarının olduğu aşikârdır. Bir sosyal medya uygulaması, kullanıcısının kendi platformunda çok daha fazla vakit geçirmesini ister ve bu nedenle de ona onun dünyasına uygun paylaşımları sunar. Örneğin bir masa fotoğrafı beğendiğinizde artık sosyal medya uygulamaları size sürekli masa reklamı sunarlar ya da bir kedi videosu beğendiğinizde "Keşfet" alanınızda çoğunlukla kedi videoları görmeye başlarsınız.


Bu durum sadece masa ya da kedi örneğiyle sınırlı kalmaz elbette. Sosyal medya algoritmaları kullanıcılarına uygun ideoloji ve inançlara uygun paylaşımları da servis ederler ve böylece insanlar kendi görüşlerinin ne kadar doğru olduğuna inanmaya başlarlar çünkü kendisiyle aynı düşünen binlerce insan olduğunu görerek karşıt görüş ve fikirlere giderek izole olurlar. Bu izolasyon sonucu kutuplaşmalar giderek artar ve dezenformasyona uygun bir zemin hazırlanır. Birey, kendi görüş dünyasına uygun doğru veya yanlış binlerce içeriğe maruz bırakılır ve ne yazık ki gördüğü içeriğin doğruluk payını çok fazla sorgulamadığı için dezenformasyon hızla yayılır.


Bireyler zamanla kendileriyle aynı görüşte olan diğer bireylerle eşleşir ve neticede aynı görüşleri paylaşan bir topluluk yankı odasına hapsolmuş olur. Böylece karşıt görüşler tamamen susturulmuş ve bastırılmış olur. Nihayetinde de bu vaziyet ciddi bir kutuplaşmaya zemin hazırlar.


Yankı odaları bilhassa seçim arifelerinde çok daha belirgin olur çünkü bu dönemlerde siyasi kutuplaşmalar artar. Bu da aslında demokrasiyi beslediğini düşündüğümüz sosyal medyanın aslında tam tersi bir işlevle çalıştığını bize gösterir. Nitekim kişiler bu süreçte kendi yankı odalarına kapanacaklar, karşıt görüşlerden giderek uzaklaşacaklar ve hatta karşıt görüşlere karşı giderek bir hınç ve nefret beslemeye başlayacaklar.
Bir insanın kendi özgür iradesiyle sadece kendi görüşleriyle uygun içerikler görmek istemesi ya da bireylerle arkadaşlık yapmak istemesi elbette onun özgür alanıdır. Ancak ne yazık ki sosyal medya algoritmaları bunu insanlardan rıza almadan yapmakta, insanların rızası olmadan onları tek sesli bir yankı odasına hapsetmektedir. Etraflıca düşünüldüğü zaman aslında bu bireylerin hak ve özgürlüklerinin suiistimal edilmesine kadar yorumlanabilir.


Birlik ve beraberliğe fazlasıyla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde kendimizi yankı odalarına hapsetmeyelim, konfor alanımızın dışına çıkalım ve her fikri, her sesi, her görüşü anlamaya çalışalım. Seçimler gelir geçer, iktidarlar değişir, kanunlar değişir ancak milletimiz her zaman bakidir. Önemli olan bu süreçleri dostça ve kardeşçe atlatıp her zaman birlik, dirlik ve beraberlik içerisinde geleceğe yürüyebilmektir.


Esen kalın.