enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
20,8987
EURO
22,4122
ALTIN
1.309,34
BIST
5.114,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kastamonu
Yağmurlu
23°C
Kastamonu
23°C
Yağmurlu
Cumartesi Yağmurlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
24°C

Migren felçten sonra engellilik oluşturan ikinci hastalık

Migren felçten sonra engellilik oluşturan ikinci hastalık
27.05.2023 14:02
0
A+
A-

Doç. Dr. Burcu Polat, İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişinin migren nedeni ile okula veya işe gidemediğini belirterek “Migren felçten sonra engellilik yapan en önemli ikinci hastalıktır” dedi.
Düzce Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Kliniği’nde hasta kabulüne başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, toplumda oldukça yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biri olan migren hakkında bilgiler paylaştı.
Migrenin beyinde meydana gelen bir takım elektrokimyasal değişimler sonucu oluşan özel bir baş ağrısı türü olduğunu dile getiren Doç. Dr. Burcu Polat, “Ağrı genellikle başın bir yarısından başlar ve şiddetlenir. Migren baş ağrısı normal bir baş ağrısından çok daha zorlayıcıdır, uzun sürer (en az dört saat) ve beraberinde mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya karşı hassasiyet eşlik eder.” dedi.
Ülkemizde her 6 kadından 1’inin ve her 10 erkekten 1’inin “migren” hastası olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, bu hastalığın ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan hastalıklar arasında olduğunu ifade etti.

“Dünyada migrenin görülme sıklığı yüzde 20’lerde”
Tüm dünyada migrenin görülme sıklığının yüzde 20’lerde olduğunu belirten Polat, bazı tetikleyicilerin; uygun genetik yatkınlığı olan kişilerin hayatlarının bir döneminde, migren ataklarını ortaya çıkarabileceğine işaret etti. Hormonlar, açlık, stres, uyku düzeni bozukluğu, çeşitli besinler, su tüketiminin yeterli olmaması, iklim değişiklikleri, ışık-ses-koku açısından uygun olmayan çevre koşullarının migrenin başlıca tetikleyicileri olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Migrenli kişilerin büyük bir kısmında alerjik üst solunum yolu problemleri ve bununla ilişkili sinüzit de görülebilir. Migren atakları stresle tetiklenir ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır. Migren hastalarında muayene, kan tahlilleri ve beyin görüntüleme çalışmaları sıklıkla normaldir. Doktor teşhis için değil başka nedenleri dışlamak için bazen ilave incelemeler isteyebilir. Migren teşhisi koyarken doktorunuz 296 ayrı baş ağrısı türü arasında karar vermek zorundadır. Baş ağrısı, uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir.”
Hastalığın tedavisinde hastanın ağrıları konusunda bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da müdahaleler ve atakları önleyecek uygulamaların planlanabileceğini belirten Doç. Dr. Burcu Polat, özellikle ayda 3’ten fazla atak geçiren ve atakları uzun süren hastalarda 3 ay kadar takip ve tedavi uygulanmasının önemini vurguladı.

“Migrenin ameliyatı yoktur”
Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç grubunun dirençli migren hastaları için ilk başta önemli bir tedavi seçeneği olduğunu ifade eden Doç. Dr. Polat, aşı ile tüm dünyada kullanan binlerce hastadan umut verici sonuçlar elde edildiğine işaret etti. Migren ameliyatı olarak bilinen, başta ağrı hissini taşıyan sinirlere yapılan cerrahi müdahalelerin, bilimsel dayanağı olmayan tedavi yaklaşımları olduğunun altını çizen Polat, “Migrenin ameliyatı yoktur, hiçbir mantığı bulunmamaktadır.” diye konuştu.
Migrenin tıbbi açıdan; sülük, hacamat, homeopati, proloterapi, fitoterapi vb. uygulamalarının ispat edilmiş hiçbir etkisi olmadığını dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Sadece akupunktur, klasik migren tedavilerine cevap vermeyen ya da ilaç kullanamayan / kullanmak istemeyen kişilerde bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir” ifadelerine yer verdi.

“Ağrı kesicileri sürekli tüketmek çok zararlı”
Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde sürekli tüketmenin çok zararlı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, “Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak da kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açabilir, depresyon ve uyku bozukluğunu tetikleyebilir” dedi.

Migren Bir Engellilik midir?
“Müzmin (kronik) migrenin” Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içerisinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Burcu Polat, “Hastaların 4’te 1’inde yaşam kalitesinin yüzde 90’ı aşan oranlarda bozulduğu rapor edilmiştir. Hastaların yüzde 65’ten fazlası migren atakları nedeniyle iş yerlerinde sorun yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanmaktadır. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi migren nedeni ile okula veya işe gidememektedir. Migren felçten sonra engellilik yapan en önemli ikinci hastalıktır” şeklinde açıklamasını tamamladı. (iha)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.