Kurtuluş Savaşı’nda kadını, yaşlısı ve de çocuk yaştaki yavrularıyla büyük bir kahramanlık destanı yazan Kastamonu halkı ; çilekeştir, cefakardır, vefakardır.
Dahası ecdadını asla ve asla unutmaz…
Milli Mücadele yıllarında bu vatan için malını, canını dahası her şeyini vererek bu ülkenin kurulmasına ‘harç’ olan ecdadımız, savaşlı yılları unutmaya çalışıyordu.
Tarihler 1935’i gösterdiğinde Kastamonu’da gençler için yeni bir umut, yeni bir eğlence ve yeni yeni macera başlayacaktı.
Şehrin önde gelenleri bir spor kulübü kurulması yönünde karar alacaklardı.
Vakit geçirmeden bir heyet oluşturuldu ve ilk önce şehrin Belediye Başkanı’na ardından Vali’ye daha sonra Alay Komutanı’na ve Polis Müdürü’ne giderek aldıkları kararı ilettiler.
Tarih 14 Ağustos 1935’in sabahı şehirde büyük bir heyecan oluşmuştu. “Kastamonu Spor Kulübü” kurulması için tüm resmi belgeler hazırlanmış ve üst dilekçesiyle Kastamonu Valiliği vasıtasıyla Beden Terbiyesi’ne (Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü) ulaştırıldı.
O gün şehirdeki tüm kahvehanelerde ve lokantalarda bu konuşuluyordu. Daha önceden radyodan büyük bir heyecanla dinledikleri İstanbul’un büyük kulüplerinin maç heyecanını artık Olukbaşı’da yaşayacaklardı.
Kastamonu’nun ormanı şimdiki gibi o yıllarda da meşhurdu. Bunun için kulübün resmi renklerinin YEŞİL-SİYAH olması teklif edildi. Yeşili Ormanı, Siyahı da Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşün vatan evlatlarının kahraman annelerinin yaktığı ağıtları simgeleyecekti.
Böylede oldu.
1935 yılından 1966 yılına kadar Kastamonuspor’un resmi renkleri Yeşil-Siyah olmuştur.
O yıllarda Kastamonuspor coğrafyada kendisine en yakın şehir ve kasabaların gençleriyle maçlar oynuyordu. Daha sonraki yıllarda yerel ligler kuruldu. Her mahallenin ve her ilçenin birer futbol takımı vardı.
1966 yılında Kastamonuspor yeniden yapılanmaya gitti. Çünkü artık 2.Ligde mücadele edecekti.
Resmi renkleri de şehit kanlarını simgelemek için Kırmızı, şehit analarının yaktığı ağıtları simgelemek içinde Siyah kullanılacaktı.
Kulüp artık profesyonel olmuş ve resmi renkleri da KIRMIZI-SİYAH olmuştu.
İşte bu sevda bu heyecan ve coşku böyle başladı bu şehirde.
Kim bilir kaç başkan, kaç yönetim kurulları ve kaç futbolcu gelip geçti bu şehirden.
Belleğimizde yer etmiş, kimi zaman hüzün veren, kimi zaman yüreğimizi sevinçle dolduran zamanların kağıda dökülmüş halidir aslında bu makale…
“Küçük şeyleri unutamayanlar en geri hatıraları da unutamayanlardır” der şair Sait Faik.
Ve bu makaleye konu olan ‘Kastamonuspor’ ile ilgili anılarını unutamayanların ve benim gibi belli bir olgun yaşa gelmiş neslin dönemlerinde unutamadıkları anılarını konu alır.
Bu makale, çok eski günlere ait aklımızda kalanlara, sararmış, solmuş, siyah, beyaz fotoğraflarda hatırlananlara ve eskidikçe yüreğimizde eksikliğini daha fazla hissettiklerimize dair yazılmıştır.
Bu makale eskiye özlem, bugüne ayna ve geleceğe ışık tutma seansıdır aslında.
Bu kulübe yıllar yıla hizmet etmiş olan futbolcu, teknik direktör, yönetim kurulu üyeleri ve başkanlarından bazıları artık aramızda olmasa da, onları birkaç satırda bile olsa hatırlamak, o güzel günleri yad etmek ve benim gibi memleket sevdalısı olan bir gazetecinin onlara olan vefa borcudur aslında bu makale.
Ve bu makale; Onların ve bizim ortak sevdamız olan Kastamonuspor’un tarihine ithaf olmuştur…
Bu yazı da adından söz edilen takımının formasında yıldızları ve tarihinde sayısız şampiyonlukları, dev transfer bütçeleri olmasa da yinede bir milyonu aşkın Kastamonulunun sürekli göz bebeği ve tutkusu olmuştur.
Burada yazılanları, bu takıma gönül vermiş, kar kış demeden bu takımı hiç yalnız bırakmamış olan tiribün liderlerinden Altınmakas başta olmak üzere aramızdan ayrılan Necdet Çiftçi Namı değer (Neco) ; “Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak…” diyen cefakar tribün liderlerini ve taraftarları arasında yer alan değerli Kastamonu sevdalılarını da unutmamak gerekiyor.
Kastamonuspor’a parasını, emeğini, zamanını ve terini akıtan ve bu günlere ulaşamayan hakkın rahmetine kavuşmuş olan emektarlarımıza tüm aziz şehitlerimize bu makaleyi ithaf ediyoruz… Ruhunuz şad, mekanınız cennet olsun.
Onurumuz, gururumuz ve kahramanımız Şehit Şerife Bacı’nın cefakar torunları…
Yarın Olukbaşı’da şehersporun maçı var…
Haydi breee pehlivanlar; Şehersporumuza veriverelim bir omuzda tepeye çıkarıverelim gayri…
Kalın sağlıcakla.
NOT: Bir aile yakınımın tedavisi için Salı gününe kadar il dışında olacağımdan KSK’nın Iğdır FK. maçında Gazi’de olamayacağım için üzgünüm. Vurduğunuz gol olsun, kırmızı-şimşekler…
GÜNÜN SÖZÜ
“Futbol, asla sadece futbol değildir…”