Kastamonu

Başkan Vidinlioğlu: Köylerimizin nüfusu yüzde 30'lara düştü!

Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu: Büyük Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ demiş ama artık son dönemde ne yazık ki ziyadesiyle nüfus olarak çok azalmış bir köy nüfusuyla karşı karşıyayız."

Abone Ol

Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Tarım Tanıtım Günü düzenlendi. 

“Yüzde 70 oranında olan köy nüfusu bugün yüzde 30’lara düşkü”
Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu ise, Cumhuriyet’in 100’üncü yılının coşkuyla kutlandığını ifade ederek, “Cumhuriyet’imizle birlikte İnşallah Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet payidar olacaktır. Bugün onun için sevgili yavrularımızı, gençlerimizi aramızda görmek ziyadesiyle mutlu etti. Çünkü son dönem gençliğin çok kapsama alanında olan bir konu değil bu konu ama çok da önemli bir konu, niye atıfta bulunarak söze girdim? Çünkü erkeklerinin büyük çoğunluğunu kaybetmiş, gençlerini büyük oranda kaybetmiş ve tabii ağırlıklı olarak Anadolu'nun cefakar, vefakar kadınları üzerinde Cumhuriyet ilk yıllarında yol almış. Büyük Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ demiş ama artık son dönemde ne yazık ki ziyadesiyle nüfus olarak çok azalmış bir köy nüfusuyla karşı karşıyayız. Devletimiz kurulurken yüzde 70 oranında olan köy nüfusu bugün yüzde 30’lara belki de daha aşağısına düştü. Şu son 3-5 yılın içerisinde yaşadık ve gördük, pandemiyi, seli birlikte yaşadık, depremi iliklerimize kadar hissettik ve tabii burada en önemli şeyin de üretmek olduğunu gördük. Bir defa bunu iyice idrak etmemiz lazım. Tabii bu konu derya deniz bir konu. Tarım dediğiniz zaman tarımsal girdiler, sulanması, gübrelenmesi, organik ürün elde edilmesi ve tabii çağın gereği bunun pazarlanması ve tabii işin bir kısmında da aynı zamanda geleneksel ürettiğimiz ürünler dışında yeni yeni ürünlerin de buna ilave olması. Bir şeyi daha öğrendik, yaşadığımız şu süreçte. Doğallığın, organik üretimin, sağlıklı beslenmenin ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Başka neyi gördük? Suyun çok kıymetli olduğunu gördük. Şimdi Allah nasip ederse Tarım Bakanlığı'nda bir toplantıya iştirak edeceğiz. Bu işte iklim değişikliği, sel baskınlarıyla ilgili. Tabii gündemi bunlar artık oluşturuyor. Özellikle Kastamonu tarım ve hayvancılık üzerine çok fazla yoğunlaşmış bir ilimizdi. ‘Hasıla girdik’ deyince bir aydan, 45 günden önce hasıl bitmezdi. Şimdi birkaç günün içinde bitiriyoruz. Allah'a şükürler olsun. Teknoloji aldı başını gitti. Artık 3-5 günde yapacağımız işleri 3-5 saatin içerisinde sığdırıveriyoruz. Ama biz aynı oranda da köyden uzaklaşıyoruz. Elbette ki hayatı kolay yaşamak hepimizin arzusu ama boş kalan her toprak parçası da beni derinden üzüyor. Şimdi toplum olarak bazı şeyleri başardık, bazı şeyleri başaramadık. Hep iyiliği, güzelliği teşvik etmek lazım. İşleri de kolaylaştırmak lazım. Bu anlamda Tarım Müdürlüğü’müzün yaptığı bu çalışmayı ben çok kıymetli buluyorum. Buna biz de partner olmaktan dolayı ziyadesiyle mutluyuz. Tarım benim özel ilgi alanımdı zaten. Dört senedir bizde daha henüz pandeminin başlangıcında bile bunun çok önemli olduğunu dile getirmiştim. Bu dört yıl zarfında da rakamı herhalde 400-500 bini bulmuştur, atalık tohumlardan elde ettiğimiz fidelerimizi kıymetli hemşehrilerimizle buluşturduk. Çünkü organik beslenmediğiniz müddetçe sağlıkta problemler yaşıyorsunuz. Hekim olmam hasebiyle ben bunu yaşadım, gördüm. 15 yıl önce hastanede bir Kastamonu nüfusuna bakılırken bugün bu rakam dehşete düşürüyor, tam altı katına çıktı. Bunun getirdiği birtakım problemler de oluyor. ‘Sıra bulamadık’ diyen oluyor ama bundan çok daha önemlisi bizim altı kat daha sağlığımızdan olduğumuz gerçeği. Bunun için sertifikalı ürünler, organik üretim bu işin en önemli kısmı. Teknolojiyi alabildiğine kullanarak işleri kolaylaştırmak ama doğal ürünleri elde etmek hepsinden daha kıymetli. Biz gri su denilen yağmur suyu ve kar suyu hasadıyla sulamamızı yapıyoruz. Atık su arıtmayı da devreye soktuk. Özellikle sevgili öğretmenlerimiz burada. Onlardan özel istirhamım atık su arıtma tesisini mutlaka öğrencilerimize gösterelim. Ulaşımda sıkıntı varsa da biz ulaşımlarını sağlarız. Onun mutlaka görülmesi lazım. Çünkü öncesinde çok kirli olan bir atık suyu biz artık neredeyse içilebilir kıvamda bir su seviyesine getiriyoruz. Üç fazlı bir arıtmayla da tarlalar ve ormanı suluyoruz. Türkiye su zengini bir ülke değil su fakiri bir ülkede değil ama suyu doğru kullanmak da elzem” dedi.