Zeynep Dilara Akyürek 'in haberine göre; Üretimine 1970’te başlanan Ford Taunus TC' model arabaların 12 yılın sonunda sonuncusu da raydan almıştı. Yalova sokaklarından Türkiye'ye yayılacak olan hikâye ise takvimler 1977 yılını gösterdiğinde bu arabayla başladı. Anlatılanlara göre son derece hüzünlü olan olayın perde arkası yıllar sonra ortaya çıktı. Yalova'daki Kapaklı Köyü'nün birkaç kilometre ilerisinde, deniz tarafında yol kenarına park edilmiş duran aracın hikâyesi 18 yaşındaki genç ile babası ve 80’li yaşlarındaki yaşlı çifte uzanıyor.
BİR ARABA İKİ HİKÂYE
Yalova'da yayılan şehir efsanesine göre 1970'li yıllara ait 'Ford Taunus TC' model arabanın son derece hüzünlü bir hikâyesi var. Zengin bir iş insanı olan baba, oğlunun 18'inci yaş günü için hep istediği arabayı almıştı. Genç babasının hediyesinden çok memnun oldu ve hemen arkadaşlarını alıp deniz kenarında hediyeyi ve doğum günü kutlamak için yola koyuldu. Her şey çok güzel giderken arabanın şu anda durduğu yere park edip denize giren genç ve arkadaşları hayatlarında asla unutamayacakları olayı yaşamak üzereydi. Dalgalı deniz o gün hem yaş gününü hem de arabasını kutlayan arkadaşlarını onlardan kopardı. Genç, henüz 18 yaşında dalgalı denizde boğularak hayatını kaybetti.
Haberi alan aile yıkılmıştı. Ancak gencin cansız bedeni ne denizde ne de başka bir bölgede bulunabildi. Baba ise denizde kaybettiği oğlu için aldığı arabayı gencin park ettiği yerde bıraktı ve araba 1977 yılından beri duruyor. Baba, arabayı anıt mezar olarak kabul etmişti. Hatta şehirde dolaşan hikâyeye göre her sene arabanın bakımları yapılıp temizliği sağlanıyordu.
Hikâye o kadar hızlı yayılmıştı ki şehir dışından sadece bu arabayı göremeye gelenler vardı. Yaşananların detaylarını öğrenmek isteyen turistler ise bölge halkına sorular soruyor ve olanları bir de onlardan dinliyordu. Google Haritalar'da da görüntülenebilen araba son 3 yıldır son derece popüler. Armutlu-Gemlik yolu üzerinde küçük bir cepte park halinde olan turuncu renkli 'Ford Taunus TC' hakkında bilinen acıklı hikâyesi dışında da anlatılanlar var.
Bölgede yaşayan bazı kişiler 18 yaşındaki genç ve babasının hikâyesine inanırken, aracın park halinde olduğu cebin hemen aşağısında bulunan ev dikkat çekiyor. Bu beyaz boyalı evde yaşayan yaşlı çiftin anlattıkları delillerle birleştiğinde acıklı hikâyenin aslında bir şehir efsanesi olduğu anlaşılıyor.
Hikâyeyi duyup aslını öğrenmek için araştırma yapıldığında ise iki kayıt öne çıkıyor. Bu kayıtlardan biri 2011, diğeri ise 2019 tarihli kaza-hasar kaydı. Bölgede yaşayanlara sorulduğunda ise 2019'daki kazaya şahit olduklarını ve köyün hemen girişinde yaşandığını anlatıyor. Böylece aracın 1977'den beri yerinden kıpırdamadığı gibi bir durum söz konusu değil.
ARABA ARA SIRA KULLANILIYOR
Arabayı ve hikâyeyi öğrenmek için bölgeye gidenler park halindeki aracın hemen aşağısında bulunan evin kapısını da olayın aslını öğrenmek için sık sık çalıyor. Evde yaşayan 80'li yaşlarındaki çift ise onlara arabanın kendilerine ait olduğunu ve 1977'den beri hareketsiz olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını anlatıyor.
Hatta yaşlı çift oraya gelip arabayı soranlardan o kadar bunalmış ki kapıyı çalanların arabayı soracaklarından emin olduklarından "Arabanın fotoğrafını çekin istediğiniz gibi ama soru sormayın, anlatmaktan sıkıldık" diyor. Yani yaşlı adamın ara ara çarşıya gitmek için de kullandığı, 18 yaşındaki genç ve babasının başrolde olduğu turuncu renkli 'Ford Taunus TC’nin hikâyesi tamamıyla bir şehir efsanesi.
(milliyet)