Çalışan ebeveynler dikkat! Çocuğun yanında en azından anneannesi, babaanesi bulunsun! Yalnız büyüyen çocuklarda o hastalık riski yüksek!
Kronik seyirli beyin hastalığı olarak tanımlanan şizofreni konusunda yeni veriler ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Psikiyatri Kongresi'nde gündeme gelen araştırma sonuçlarına göre, yalnız büyüyen çocukların şizofreni hastalığına daha yatkın olduğu ortaya konuldu. İspanya’da gerçekleştirilen araştırma sonuçlarının ele alındığı kongrede; 12 yaşından önce 6 aydan daha uzun süre yalnız hisseden çocukların, yalnızlık yaşamayan çocuklara göre psikoz atağı geçirme olasılığının daha yüksek olduğu ve kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiği de açıklandı.
3 KAT RİSKLİ
Ebeveynler için önemli sonuçlar içeren araştırmayı gündeme taşıyan Çocuk Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri şu bilgileri paylaştı: "Avrupa Psikiyatri Kongresi’nde paylaşılan ve 285 psikoz hastası ile 261 hasta olmayan kişiyle yapılan ve önceki araştırmalarda da üstünde durulan çocukluktaki yalnızlığın yetişkinlikteki psikoza yol açtığı anlaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre çocuklukta 6 aydan uzun süre yalnız olduğunu hissetmek bu riski yaklaşık 3 kat kadar artırıyor. Psikiyatride psikoz, gerçeklikle temasın bir miktar kaybolduğu bir dizi semptomu ifade eder. Psikoz atakları sırasında insanlar halüsinasyonlar, sanrılar ve gerçek ile hayali olanı birbirinden ayırmada zorluk yaşamaktadır."
SPORA YÖNLENDİRİLMELİ
Doç. Dr. Çeri, çocukluktaki yalnızlık hissinin sadece psikoz riskini artırmakla kalmadığına da değinirken, "Yalnız ve ilgisiz büyümek, depresyon, anksiyete hatta otizm riskini de artırıyor. Araştırmaya göre, çocukken yalnız hissetmek ciddi bir ruh sağlığı tehdidi. Bundan dolayı çocuklarımızı en küçük yaşlardan itibaren olabildiğince çevrelerindeki başta yakın akrabalar olmak üzere diğer insanlarla bağlantı içinde büyütmemiz gerekiyor. Bunun yanında çocuğun küçük yaştan itibaren takım sporları ile mahalledeki diğer çocuklarla da iletişim ve bağlantı kurmasını sağlamaya çalışmanın gerekliliğini hatırlatmak istiyorum" bilgisini verdi.
EN ÖNEMLİSİ BAĞLANMA
Dr. Agah Aydın (Psikiyatrist, Psikoterapist)
"Her çocuk yalnızlığı farklı deneyimler. Her yalnız kalan veya daha az insanla temas ederek büyüyen çocuğun psikiyatrik sorun yaşayacağını söyleyemeyiz. İnsan zihni için esas olan 'bağlanmadır.' Şayet bağlanma biçimi bozuksa, bağlandığı kişiler güven vermiyorsa çocuk dünyadan, insanlığın ürettiği kültür ve dilden umudunu keser. Çocuk, ebeveynden korunma ve sevgi alır. Sevgi ve korunma karşılığında özgürlüğünden vazgeçer. Hayatta kalmak için hepimiz, her çocuk ağır bir bedel ödedik: Özgürlüğümüzden vazgeçtik yani! Ödediğimiz bedelin karşılığı yoksa dünyaya uymak, 'normal' olmak için bir nedenimiz kalmaz, deliririz. Ebeveyn, çocuğun ihtiyacı olduğunda orada hazır olduğunu hissettirmeli. Önemli olan çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkide çocuğun algıladığı şeyin 'Sesimi duyan biri var mı?' mesajına 'var' yanıtını almasıdır. Bu varsa, orada doğru bir ebeveynlik vardır."
DESTEKLEYİCİ ORTAM
Dr. Hülya Bingöl Çağlayan (Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı)
"Bugüne kadar yapılan birçok çalışma, çocukluk döneminde yalnızlık hissinin sadece anlık bir durum olmayıp uzun vadeli ruh sağlığı üzerinde etkileri olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, çocuklarda sosyal bağlantıların ve duygusal refahın desteklenmesi, erken yaşlardan itibaren ruh sağlığına yönelik önleyici müdahaleler için önemli. Çocukların yalnız hissetmelerini önlemek için sosyal etkileşimlerini teşvik etmemiz, güvenli ve destekleyici bir ortam oluşturmamız, duygusal zeka gelişimini desteklememiz ve dijital bağlantıları bilinçli kullanmasını sağlamamız gerekiyor."
(haberglobal)