Taşköprü Postası İnternet Haber Sitesi olarak ilçemizin köy nüfusunun yoğunlukta olması hususunu göz önünde bulundurarak ve sizlerden gelen talep üzerine köylerimizin tanıtımına yer vermeye devam ediyoruz. Bugünkü köyümüz ise Tokaş Köyü...

Tokaş Köyü, Kastamonu iline 71km, Taşköprü ilçe merkezine ise 25 km uzaklıktadır. Köy, Aşağı Tokaş, Yukarı Tokaş ve Ellez Köyü olmak üzere üç mahalleden oluşmaktadır.

Köyün nüfusuna dair en eski kayıtlar, 1837 tarihli 955 numaralı Osmanlı Arşivleri Soy Kütüğü Defterinde mevcuttur. Bu kayıtlara göre köyde 34 erkek nüfusu vardır.

1840 tarihli 956 numaralı Osmanlı Arşivi Nüfus Kayıtlarına göre köyün erkek nüfusu 40 kişiden ibarettir.  Köyde 12 hanede 40 erkeğin isim kayırları mevcuttur.

Ne yazık ki bu kayıtlarda sadece erkekler kayıtlıdır. Muhtemelen aynı veya az farkla kadın nüfusunu da eklersek 95 – 100 kişi yaşayan olduğunu tahmin edebiliriz.

Daha sonraki nüfus hareketlerine hızlıca bakacak olursak;

1933 yılına ait Kastamonu İl Yıllığında köyde 41 Hanede 112’si Kadın ve 98’i Erkek olmak üzere toplam 210 kişi yaşamaktadır.

1950’de 230, 1967’de 230, 1985’de 122, 2000’de 62, 2022’de 70 kişinin yaşadığı kaydedilmiştir.

Tokaş Köyü (6)

1946 yılında açılan ilkokulun 1986 yılında kapatılarak taşımalı eğitime geçilmesi ve büyük kentlere göç verilmesi gibi sebeplerle, köyün nüfusu 1980’lerden sonra sürekli bir düşüş yaşamıştır. Tokaş  Köyünde içme suyu şebekesi bulunsa da sınırlıdır ve kanalizasyon sisteminde eksiklikler mevcuttur.

Tokaş Köyü Çanakkale Savaşları’nda iki şehit vermiş bir geçmişe sahiptir. Son yıllarda yetiştirdiği isimler arasında Kasder Bahçelievler Şube Başkanı Cem Ulaşan, Kastamonu’da Gazeteci Turgut Yılmaz ve sevilen emekli eğitimci Hidayet Çalış gibi isimlere ev sahipliği yapmaktadır. Köyün muhtarlığını ise emekli öğretmen Ali Yılmaz yapmaktadır.

Tokaş Köyü (5)

Tokaş Köyü (1)-1

Çobanoğulları Beyliği’ne dayanan tarihi yolculuk

Tokaş Köyü,tarihi kesin olarak bilinmese de muhtemelen Çobanoğulları Beyliği’nin hüküm sürdüğü dönemde yani Taşköprü ve çevreseinin Türklerin egemenliği altına girdiği zamanlarda kurulmuştur. Bu tarih de yaklaşık olarak 13. Yüzyılın ikinci yarısına denk gelmektedir.

Çünkü Çobanoğulları Beyliği’nin önemli hükümdarlarından ve Taşköprü’ye önemli hizmetleri olan Muzafereddin Yavlak Aslan döneminde bu bölgede bir Zaviye (Küçük Tekke) kurulduğu ve başında da kurucu olarak Yavlak Aslanın hocalarından Şeyh Selehattin Efendi’nin bulunduğu bilinmektedir.

Taşköprü’de Selçuklu komutanlarının kurduğu Masatlar köyü… Taşköprü’de Selçuklu komutanlarının kurduğu Masatlar köyü…

Şeyh Selehattin Efendi Kimdir?

Şeyh Selehattin Efendi, 1217 Horasan’ın Herat şehrinde doğmuş olup Muzafferettin Yavlak Aslan’ın hocasıdır.

Tokaş köyünde kurulan Zaviye’nin de ilk şeyhi olarak atanmış ve zaviye kurulduktan sonra köye yerleşmiştir. 1290 yılında da burada vefat etmiş ve burada defnedilmiştir. (Yanındaki mezar ise eşi Belkıs hanıma aittir)

Zaviyenin bundan sonraki sorumlusu, Çobanoğulları Beyliği’nin kurucusu Hüsameddin Çoban’ın torunu olan Şeyh Hüsameddin olmuştur. Ancak, maalesef daha sonraki zaviye sorumluları hakkında net bilgilere ulaşılamamıştır.

Tokaş Köyü'nün tarihi

Köyün kısaca tarihsel önemini kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
13. yüzyılda Anadolu coğrafyasında yaşanan savaşlar ve Moğol baskısı sonucunda Anadolu Selçuklu Devleti içinde başlayan kardeşler arasındaki iktidar kavgasında Muzaffereddin Yavlak Aslan (Hükümdarlığı 1280-1292) kendisini yeni Selçuklu hükümdarı ilan eden Rükneddin Kılıç Aslan’a biat etmez.

Yeni Selçuklu Sultanı, Çobanoğulları’na karşı savaş ilan ettiğinde, ilk karşılaşmada Çobanoğulları saldırıyı başarılı bir şekilde geri püskürtür. Bunun üzerine Rükneddin Kılıç Aslan, o dönemde Selçuklular adına Eflani Tımarlığı’nın başında bulunan Şemseddin Yaman Candar’dan yardım ister.

Gelen yardımlarla toparlanan Selçuklu ordusu ile Taşköprü yakınlarında (muhtemelen Yazı Hamit köyü yakınlarında) yapılan son çarpışmayı kaybeden Muzafereddin Yavlak Aslan geri çekilmeye karar verir ve ordusunu Vezirköprü’de toplanmak üzere serbest bırakır.

Kendisi de mahiyetindeki bir grup askerle akşam karanlığından da yararlanarak oradan uzaklaşmaya çalışır. Amacı dağlardan geçerek Sinop’ta velihat olarak bulunan oğlu Nasreddin Mahmud’un yanına gitmek ve tekrar toparlanarak beyliğinin iktidarına ve topraklarına sahip çıkmaktır.

Geri çekilme esnasında, aile yakınları ve yedi arkadaşıyla birlikte Yukarı Tokaş köyündeki zaviyeye kadar ulaştılar. Ancak peşlerinden gelen Şemseddin Yaman Candar’ın askerleri (100 kişilik bir süvari birliği olduğu söyleniyor) tarafından burada şehit edilir. (Yıl 1292) Yavlak Arslan ve yanında savaşarak hayatını kaybeden yakınları da köylüler tarafından buraya defnedilir.

Burada hemen şu bilgiyi ekleyelim. 2021 Araştırmacı Ali Korkmaz tarafından yayınlanan “Taşköprü’nün Gönül Sultanları” isimli eserde ise bu konuda Muzaffereddin Yavlak Aslan ve mahiyetinin buradaki saldırıdan kurtuldukları yazarak gelişmeleri şöyle aktarmaktadır:

Şemseddin Yaman Candar’ın askerlerinin yakın takibi sonrası Yukarı Tokaş Köyündeki zaviyede fazla kalamayan Muzafereddin Yavlak Aslan, Tokaş Çayı boyunca devam ederek kaçıp kurtulmaya çalışır. Yaklaşık 4-5 km aşağıda bugünkü adı Çoban köyü olan mevkiye geçerek hemen ilerisindeki Paşa köyü Hamdullah Mahallesine Ese (İsa) Deresi mevkiine ulaştıkları sırada kendilerini kovalayan askerlere yakalanırlar. Burada yapılan çarpışmada (sayıca zaten çok az kişilerdir) hepsi şehit olurlar.

Kendisi ve yakın silah arkadaşları orada defnedilirler. Mezarları da bugünkü ahşap caminin hemen üstünden geçen yolun kenarında bulunan mezarlıktadır der.

Şüphesiz bu bilgi de çok önemli ama Tokaş köyü Muzarefettin Yavlak Aslan’ı sahiplenmiş ve onu bilincinde yaşatmıştır. Yakın tarihlere kadar Muzaffereddin Yavlak Aslan adına köy halkı tarafından her yıl Eylül ayının ilk pazartesi günü türbe yapılır idi. Türbede kuran ve mevlit okunarak etli keşkek yemeği verilirdi.

Bu türbe geleneği 1990’lı yıllara kadar devam etmiş daha sonra çeşitli nedenlerle ara verilmiştir.

Tarihsel bilgilendirmeye son vermeden önce son bir bilgiyi daha ekleyelim. Köyümüzün adının “Tokaş” olarak 1487 yılına ait yerleşim kayıtlarında mevcut olduğu bilinmektedir. Köy, Osmanlı Devlet kayıtlarında 1487 yılından beri aynı adı taşımaktadır. (Bilgi: Nişanyan, Sevan. "Index-Anatolicus: Türkiye Yerleşim Birimleri Envanteri". nisanyanmap.com. 9 Eylül 2022 tarihinde)

Tokaş Köyü (3)Tokaş Köyü (4)

Tokaş’ın isim karmaşası

Tokaş Köyünün isminin kaynağı hakkında sosyal medya ve internet sitelerinde dolaşan “Osmanlı Devleti döneminde buraya aç gelenlerin tok gittiğinden dolayı Tok-Aç, Tokaç ve giderek Tokaş şeklinde söylendiği” şeklindeki yazılar gerçeklik ve inandırıcılık açısından herhangi bir temele dayanmamaktadır.

Ne yazık ki bu isimle ilgili kafa karışıklığı, köy girişlerine farklı dönemlerde konulan tabelalara bile yansımıştır. Bazı tabelalarda “Tokaç”, bazılarında ise “Tokaş” şeklinde yazılmıştır.

Tokaş Köyü (7)Tokaş Köyü (6)

Whatsapp Channel

Hazırlayan:  Araştırma-Yazar Yunus TÜRKÖLMEZ

Editör: Deniz Çam