Genel

Çocuklarını boğarak öldüren baba: ''Sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim.''

Çocuklarını boğarak öldürdükten sonra bir de başlarına not bırakan baba, yazdığı notta ''Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim.'' ifadelerine yer verdi!

Abone Ol

Çocuklarını öldürdükten sonra akılalmaz savunmalar yapan baba, ''Çocuklarımı cennete gönderdim'' bile dedi!

Korkunç olayın adresi, Kocaeli'nin Körfez ilçesiydi! 

Merdiye - Murat Rüzgar çiftinin 14 yıllık evliliğinde, Beril Yağmur ve Yunus Emre Rüzgar isimli 2 çocukları oldu. Zaman zaman sıkıntılar yaşayan çiftin evliliğinde, Murat Rüzgar'ın ev alacağı sırada dolandırılmasının ardından tartışmaların dozu arttı. Merdiye Rüzgar memleketi Mardin'e gitti, Murat Rüzgar ise Körfez'de kaldı. Çift, bir süre sonra yeniden bir araya geldi ancak tartışmaları devam etti.

'ÇOCUKLARIMI CENNETE GÖNDERDİM'

İddiaya göre, 23 Mart 2023'te dışarıda olan Murat Rüzgar, evdeki eşini arayıp oğlu Yunus Emre'yi, ramazan nedeniyle tıraşa ve alışverişe götüreceğini söyledi. Oğlunu alan Rüzgar, Antalya'daki annesinin, Körfez'deki evine gitti. Kursa giden kızı Beril Yağmur'u da alan Murat Rüzgar, 2 çocuğunu burada boğarak öldürüp ardından ilçede sahile gitti. Murat Rüzgar, burada da polis ekiplerinin yanına giderek, "Çocuklarımı cennete gönderdim, buraya geldim" dedi. Ekipler eve gitti, adrese sevk edilen sağlık ekipleri de kontrollerinde 2 çocuğun da öldüğünü belirledi. Vücutlarında herhangi bir yara veya darp izi bulunmayan çocukların boğulduğunu değerlendiren polis ekipleri, Murat Rüzgar'ı gözaltına aldı. Emniyette işlemleri tamamlanan Rüzgar, çıkarıldığı mahkemede tutuklanıp cezaevine gönderildi.

'SİZLER MELEKSİNİZ'

Öte yandan, evde yapılan aramada da çocukların boğulduğu yatağın başında not bulundu. Notta, "Melek evlatlarım benim. Bu dünyada sizden başka kimsem yok. Ben hem annesiz hem de babasız büyüdüm. Sizi asla kimselere mahcup ettirmem. Sizler meleksiniz. Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim. Ben sizin yerinize cehennemi bile göze alırım ama asla sizi almadan yaşamam. Sizlere babasızlığın acı gününü yaşatmam asla. Dolandırıldım, annenizle aramızda maddi olarak hep kavga vardı. Sizlerden ayrılmak benim için ölüm gibi geliyor. Sizler benim içimde birer melek olarak yaşayacaksınız. Sizi seven babanız. Sizleri çok seviyorum, onun için sizleri Allah'a emanet ediyorum, varsın ben yanayım" ifadeleri yer aldı.

SAVCI, 2 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ

Olayla ilgili Cumhuriyet savcısının düzenlediği iddianamede, sanık Murat Rüzgar'ın 'Çocuğa ve altsoya karşı kasten öldürme' suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. İddianameyi kabul eden Kocaeli 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasında anne Merdiye Rüzgar ile tutuklu sanık Murat Rüzgar ile taraf avukatları hazır bulundu. Taraflar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlendi. Duruşmada konuşan tutuklu sanık Murat Rüzgar, boşanmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanının 'Hayatta çocuğun var mı?' sorusuna Rüzgar, "Yok diyorlar; ilaçlardan dolayı hatırlamıyorum" dedi. 14 yıldır evliliğinde eşiyle hep sorunlar yaşadığını, eşinin kendisine ve annesine sık sık hakaret ettiğini ayrıca ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını öne süren sanık Rüzgar, "Almak istediğim bir ev vardı; dolandırıldım. Eşimi, kafasını dinlesin diye memleketine gönderdim. Daha sonra durumumu düzelttim ve ev kiraladım. Geri çağırdım; yine aynı şeyler başladı. Artık hakaretlerinden, isteklerinden yoruldum. Boşanmak istediğimi söyleyince 'Sana çocuklarını göstermeyeceğim' dedi. Ben boşandıktan sonra hakim kararıyla çocuklarımla iletişim kurabileceğimden dolayı bu sözleri umursamıyordum. Eşim çocuklarıma 'Sizin babanız değil' diyordu; çocuklar da bir süre sonra böyle söylemeye başladılar" dedi.

'ÇOCUKLARIMI ÖLDÜRDÜĞÜMÜ HATIRLAMIYORUM'

Olay gününü de anlatan Murat Rüzgar, "O gün çocuklar evde uyurken dışarı çıktım. 2-3 defa eve gittim geldim, uyanmadılar. Sonra ben sahile gitmişim. Sahilde çay ocağının orada oturan 2 polisin yanına oturdum; anlatmaya çalıştım. Sonrasında hastane ardından da cezaevine geldim. Beni Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüler. 5,5 ay kadar kaldım sonra cezaevine gönderildim. Çocuklarım için elimden gelen her şeyi yaptım. Eşimin isteklerine yetişemedim. Cezaevinde huzur buluyorum. Bir kuru ekmek yiyorum ama huzurum yerinde; 14 senedir huzur bulamadım. Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının notla ilgili sorusunu da cevaplayan sanık, "Bir şeyler yazdığımı hatırlıyorum ama ne yazdığımı hatırlamıyorum" dedi.

'TIRAŞA, ALIŞVERİŞE GÖTÜRDÜ SANIYORDUM'

Mahkemede dinlenen Merdiye Rüzgar ise eşinin kendisine sürekli hakaret ettiğini ve boşanmak istediğini söyleyerek, "14 yıldır evliyim, bir gün benimle konuşmadı. Olay günü Murat, öğlene kadar uyudu. Öğlen, oğlum Yunus'u okuldan alıp eve getirdim; yemek yedirdim. Ben geldiğimde eşim evde yoktu. Bana mesaj attı; mesajda 'Yunus'u alacağım, ramazan için alışverişe götüreceğim' yazıyordu. Sonra Yunus'u aldı gitti. Ben tıraşa, alışverişe götürdü sanıyordum. Kızım da 17.30 civarında kurstan çıkacaktı. Kurs saati bitmesine rağmen kızım eve gelmeyince merak ettim ve sanığa mesaj atıp sordum. O da bana kızımla beraber olduklarını, İzmit'te arkadaşlarının çocuklarıyla oyun oynadığını, oğlum Yunus'un telefonuyla oyun oynadığını, bu sebeple de şarjının bitmek üzere olduğunu söyledi" diye konuştu.

"Defalarca aradım açmadı. Saat 23.00'e kadar açmadı, sonra da polisler benim kapıma geldi; orada öğrendim" diyen Merdiye Rüzgar, "Çocuklarımın fotoğraflarını çekip annesine yollamış. Annesi bana bir şey söylemedi. Annesi söyleseydi belki çocuklarıma yetişecektim; çocuklarımı kurtaracaktım. Annesini aradım, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi benimle konuştu" dedi.
Mahkemede dinlenen Murat Rüzgar'ın annesi Y.B. ise olay günü Antalya'da olduğunu, gece 01.00 sıralarında 1 senedir görüşmediği gelininin kendisini arayarak Murat Rüzgar'ı sorduğunu söyledi. Telefonu kapatmasının ardından polislerin aradığını belirten Y.B., "Oğlumu bir sahilde dengesiz hareketler yaparken bulduklarını söyledi. Madde kullanıp kullanmadıklarını sordu; ben de kullanmadığını söyledim. Polisler bana 'Eve girebilir miyiz' diye sorması üzerine ben de 'Girebilirsiniz' dedim. Akabinde gelinim beni arayarak oğlumun torunlarımı boğduğunu söyledi; ben de kendimi kaybettim" ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek akıl ve ruh sağlığına ilişkin raporun beklenmesine karar verip duruşmayı erteledi.

(haberglobal)