Milyonların merak ettiği o sorunun cevabı haberimizde: Dededen kalan eski tapu kaydınız var ama yerin kadastro sonrası tapusu mu yok? Bu durumda ne yapacaksınız? Bu durumda ne yapmanız gerekiyor?
1 6
Kadastro gören yerde dedemden kalan eski tapu kaydı var. Bu yerimin yeni tapusu (kadastro sonrası tapusu) yok. Bu kayıt kapsamı yerin, kadastroda ne gibi işlem gördüğü hakkında nasıl bilgi alabilirim?
2 6
"*Bu durumda, tapu kayıt kapsamındaki yerin, kadastro çalışmaları sırasında ne şekilde kadastro işlemine tabi tutulduğunun belirlenmesi amacıyla mahalli ünitemizce araştırma yapılması, bu araştırmanın yapılabilmesi için de öncelikle kaydın hudutları itibariyle zeminde nereyi kapsadığının bilinmesine ihtiyaç bulunmaktadır."
3 6
"Bu itibarla, tarafınızca ilgili Kadastro Müdürlüğüne (ya da Kadastro Birimine) yazılı başvurulmak suretiyle, bu kayıtların kapsamı yerlerin tarafınızca zeminde (mahallinde) gösterilmesi halinde, mahallinde taşınmaz gösteriminiz üzerine adı geçen müdürlükçe/birimce yapılacak araştırma sonucuna göre, bu taşınmazın kadastro bilgilerinin tarafınıza verilmesi mümkündür."
4 6
Daha önce kadastrosu yapılarak kesinleşmiş olan taşınmaz mallara yönelik 10 yıllık hak düşürücü sürenin (bu süreden haberimiz olmadığından/duymadığımdan/bilmediğimden) uzatılmasını/değiştirilmesini/bir hak daha verilmesini istiyorum.
5 6
"*3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12'nci maddesinin 3'üncü fıkrası halen "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmündedir.
Bu hüküm, büyük uğraşı ve para harcamak suretiyle meydana getirilen tapu sicilinin, belli bir süre sonra kesin hal alması ve bu süre geçtikten sonra bu sicillere kararlılık kazandırılması ve yargı organlarında tartışma konusu yapılmaması, vatandaşların Devlete olan güvenlerinin yitirilmemesi ve kamu yararı amacıyla Kanunda yer almıştır.
6 6
"Nitekim 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12'nci maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla, bu fıkranın iptali istemiyle açılan dava sonucu, Anayasa Mahkemesinin "Kamu yararı amacıyla on yıllık hak düşürücü süre kuralı getirilirken, daha önce mülkiyet hakkını yitirenlere yeniden bu hakkın tanınmasını isteme olanağı verilmesinin adalete aykırı olacağı gibi, mülkiyet hakkı kazananların bu haklarına da zarar vereceği, bu bakımdan yapılan düzenlemenin demokratik toplum kurallarına ve hukukun genel ilkelerine ters düşmediği gibi, kamu yararını öngördüğünden hukuk devleti kavramına da aykırı olmadığı, Yasada öngörülen durumlar ve süreler ile ilgililerin haklarını kullanmalarında kolaylık sağlayan öbür kurallar birlikte göz önüne alındığında, dava hakkının on yıllık hak düşürücü bir süre ile sınırlandırılmış olmasının kamu düzeni düşüncesine uygun olduğu kadar, tanınan sürenin hakkın kullanılmasına da elverişli bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu kurallarla güdülen amacın devletin hak sahibi olmasına yönelik olduğunun da düşünülemeyeceği" gerekçesiyle vermiş olduğu 8/Ekim/1991 tarihli ve 1991/9-36 sayılı kararında; 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12'nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin Anayasaya aykırı olmadığı belirtilmiştir." (Kaynak: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü)
(haberglobal)