Genel

Devlet Sanatçısı Çimenciler, 55 yıldır baleyle geçen ömrünü anlattı:

- "1966'da Türkan Şoray ve Kartal Tibet'ten 'Çalıkuşu'nu izlediğimde çok küçüktüm ve 'Bir gün balesini yapacağım' dediğimde 16 yaşımdaydım" - "Çok iyi bir meslek hayatım oldu. Hem Türk eserleri oynadım hem yabancı eserler"

Abone Ol

SAMSUN (AA) - FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Birçok önemli yapımda baş balerin olarak sahne alan Devlet Sanatçısı Merih Bahar Çimenciler, 55 yıllık sanat hayatını anlattı.

Baleye başladığı ilk yıllarda davetlisi olarak Londra Kraliyet Balesi'nde uzun süre çalışmalara katılan, hayatının önemli bir kısmı "parmak uçları"nda geçen Çimenciler, Türk balesine katkı vermeyi sürdürüyor.

Reşat Nuri Güntekin'in ölümsüz eseri "Çalıkuşu"nu Türk Sanat Müziği ezgileriyle sahneye taşıyarak Türk bale tarihinde bir ilke imza atan Çimenciler, Türk kültürüne ve Anadolu'ya ait ezgiler ile bale koreografilerini harmanlayarak sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor.

Samsun Devlet Opera ve Balesinin sahneye koyduğu "Çalıkuşu" eseri için Samsun'da bulunan Çimenciler, AA muhabirine, sanatçı bir aileden geldiğini, bundan dolayı yaşamının sanatla geçtiğini söyledi.

Çocukluğunda "Çalıkuşu" eserinin filmini izlediğini belirten Çimenciler, "1966'da Türkan Şoray ve Kartal Tibet'ten 'Çalıkuşu'nu izlediğimde çok küçüktüm ve 'Bir gün balesini yapacağım.' dediğimde 16 yaşımdaydım. Onu hayata geçirmenin mutluluğu bence Yeşilçam'a duyduğum derin sevgi ve ilgidir. Hala her filmi izlerim." ifadelerini kullandı.

İyi bir müzisyen olan babasının kendisini konservatuvara girmesi konusunda yönlendirdiğini dile getiren Çimenciler, "Dansa hayrandım, girdiğim tüm dans yarışmalarını kazanıyordum. İngiltere'de yatılı okuduk. Hayatım boyunca da mesleğime çok severek devam ettim. Eşim de meslekten, o da son derece iyi bir dansçı, Erkan Çimenciler. Çok iyi bir meslek hayatım oldu. Hem Türk eserleri oynadım hem yabancı eserler." diye konuştu.

Türkiye'de sanatçı kalitesinin de sanata ilginin de yüksek olduğuna işaret eden Çimenciler, 55 yıllık sanat hayatında, sahneye koyduğu eserlere ilgiden bunu çok net görebildiğini vurguladı.

Uzun yıllar uluslararası yarışmalarda jüri üyeliği de yaptığını belirten Çimenciler, "Memleketimin ödüllü dansçılarla o seviyeyi geçtiğini düşünüyorum. Çok talebelerim, çok dansçılarım var. Altın madalyalar, Grand Prixler (Uluslararası İstanbul Bale Yarışması Büyük Ödülü)... 'Harem' adlı eserim Türkiye'yi dünyada temsil etti. Türk tarihini anlatan klasik Türk müziğiyle icra edilen tek eser. 25 senedir kapalı gişe oynuyor ve Ankara'da sahneleniyor. Her yerden de davet alır. Aşkabat'a da gittik, orada da büyük ilgi gördük." dedi.

- "Bir ay önceden iki gösterinin biletlerinin bitmesi nasıl tarif edilebilir?"

Çimenciler, Türk motifleri taşıyan eserlerin yoğun ilgi gördüğünü anlatarak, şunları kaydetti:

"Sanata olan sevgisi halkın hiç küçümsenecek gibi değil. Her zaman artıyor. Hiçbir eser boş geçmiyor. Mesela Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, İstanbul... Bunların hepsi dolu seyirciyle buluşuyor. Bir seyirci sıkıntımız yok. Halk çok seviyor. Burada çok başarılı dansçılar var, uluslararası alanda başarıyla dans edebilecek seviyede. Hiçbir seviye eksikliğimiz yok. Bence artılarımız bile var. Bir ay önceden iki gösterinin biletlerinin bitmesi nasıl tarif edilebilir? Ben 25 senedir daha 'Harem'de kendime oturacak yer bulamadım. Ayakta izliyorum eserimi. Kapalı gişe oynuyor. Bunlar çok önemli. Kültür bakanları değer veriyor, hükümetimiz değer veriyor, halkımız değer veriyor. Hiç sıkıntı yok. Seviye bir hayli yüksek."