Dişlerde 'soğuk hassasiyeti'nin sebep olduğu durumlara karşı Dr. Öğr. Üyesi Merve Kütük Ömeroğlu, dentin hassasiyeni önlemek için neler yapılması gerektiğini anlattı.İSTANBUL (İGFA) - Dentin hassasiyeti görülen kişilerin hayat kaliteleri, hassasiyet semptomlarından olumsuz yönde etkilenir. Hassasiyeti olan kişiler sevdikleri yiyecek ve içeceklerden keyif alamaz, özellikle soğuk içeceklerin daha ılık olmasını beklemek durumunda kalırlar.
Dentin hassasiyeti; sıklıkla 20-45 yaş aralığındaki kişilerde görülse de, toplumda ergenlik döneminden 70’li yaşlara kadar dağılım göstermektedir.
Hassasiyet yaşlanmaya bağlı dentin tübüllerinin tıkanması ile birlikte azalırken, diş eti rahatsızlığı olan kişilerde görülme sıklığı artmaktadır.
Dr. Öğretim Üyesi Merve Kütük Ömeroğlu, dentin Hassasiyetine neden olan faktörleri anlatarak uyarılarda bulundu.
Asitli yiyeceklerin veya içeceklerin sık tüketilmesinin dişin koruyucu katmanı olan minenin aşınmasına neden olur ve dentin tübülleri açığa çıkardığını ifade eden Ömeroğlu, "Ayrıca yüzücülerde havuzlarda bulunan klora bağlı olarak mine kaybı, reflü, kronik yaygın kusma, alkolizm, peptik ülser, ilaçlara bağlı meydana gelen ağız kuruluğu, tükrüğün tamponlama kapasitesi, pH’ı ve akış hızı ağız içi ortamın asidik olmasına neden olarak mine kaybına neden olur. Dentin tübüllerinin bu şekilde açığa çıkması dentin hassasiyetinin artmasına neden olmaktadır. Diş eti hastalıkların bağlı olarak meydana gelen diş eti çekilmesi kök yüzeylerinin açığa çıkmasına neden olmaktadır. Uygun olmayan, sert kıllara sahip diş fırçalarının kullanımı, dişlerin sert bir şekilde fırçalanması mine kaybına neden olarak dentin hassasiyetini tetikleyebilmektedir. Ayrıca diş yüzeyi temizliği yapılan hastalarda geçici olarak dentin hassasiyeti meydana gelebilmektedir" dedi.
Hastaların gün içerisinde veya geceleri dişlerini sıkması ya da gıcırdatması ile karakterize olan bir durum olan bruksizme de dikkati çeken Ömeroğlu, bu durumun da dentin hassasiyetine sebep olabileceğini söyledi.
Dişlerin yapısında meydana gelen çürüklerin ilerlemesi, dişin iç kısmında bulunan pulpa adı verilen damar ve sinirlerin olduğu bölgeyi etkileyerek hassasiyete neden olabileceğini belirten Ömeroğlu, profesyonel olarak diş beyazlatma işlemi yapıldıktan sonra geçici olarak dentin hassasiyeti de oluşturabileceğini kaydetti.
Ömeroğlu bu hassasiyetinin tedavisi için klinik muayenenin uygun bir şekilde yapılması ve doğru teşhis konmasının önemine vurgu yaparak, şunları sıraladı:
- Diş fırçalama alışkanlıklarının gözden geçirilmesi, uygun bir diş fırçası kullanılarak günde en az 2 kere dişlerin fırçalanması, fırçalamanın öncesinde ve sonrasında asitli yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi,
- Beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi, asitli gıdalardan kaçınılması
- Bruksizm varlığında diş hekimine başvurulması ve uygun tedavinin gerçekleştirilerek ilerlemenin engellenmesi önemlidir.