Bayramı bitirdik. Tatil yörelerinden canhıraş kalabalık fotoğraf ve videoları görme dönemini bir süreliğine kapatacağız muhtemelen. İnsanlar gerçekten bu ekonomik ortamda Alaçatı, Bodrum gibi yerlerde nasıl bu kadar kalabalık yaratabiliyor anlamak mümkün değil.
Bu haftanın hit konusu sanırım yurtdışına çıkış harcının başına gelecekler konusu. Henüz netleşen bir durum yok ama bolca spekülasyon var, 150 liradan 3000 liraya kadar çıkabileceği konuşuluyor. Yani buradan sonra artık söyleyecek bir şey de bulamıyorum ben. Dünyada tek olan bir harç, vergi, haraç, ne derseniz işte, oldu olacak dönüşte de bir tur ödeyelim, hatta anıları anlatma vergisi olsun adı. Hele hele Yunan adalarına gidip gelenlerden çifte alınsın, burada hesap geçirilmek yerine orada 1 Euro 35 TL olduğu halde buradakinin yarısından ucuza çok daha güzel ve kaliteli yemek yediğini anlatacak diye. Hatta Sayın Maliye Bakanımıza başka yeni vergiler de önermek isterim; ömrü boyunca yeni otomobil alamama vergisi (ÖTV tahsil edilememiş olmasın mesela), nefes alma vergisi (günlük nefes sayısına göre hesaplanacak elbette), tuvalet kullanım vergisi (o kanalizasyonlar bedava mı yapılıyor?), her kuşu sevdik bir leylek kaldı vergisi vs vs.
Neyse biz bu bayram tatili sırasında benim tüm muhalefetime rağmen 3 günlük bir Sinop seyahatine gidip geldik. Dönüşte de yolu hafif uzatıp Kastamonu'ya uğradık. Bugün az biraz bu şehirlerimizden bahsedelim.
Sinop şehir merkezinde hiç trafik ışığı bulunmamasıyla meşhur bir şehrimiz, keyifli bir sahil şeridi ve limanı var. Sinop Mantısı neredeyse her kafe ve restoranda bulunan bir yerel lezzet. Yoğurt veya cevizle servis ediliyor, ben çok beğendiğimi söyleyebilirim. En meşhur olanı Teyze'nin Yeri, biz bayramda gittiğimizde kapalıydı, yanındaki Mantıcı Hala'ya gittik, gayet güzel ve lezzetliydi. Tek sefer yediğim için çok kıyaslama şansım yok maalesef.
Onun haricinde Sinop'un bir diğer meşhur olduğu söylenen yemeği pizza. Bu enteresan bir hikaye; geçmişte Sinop'ta Amerikan radar üssü olduğu dönemde Amerikalılar pizza yapmayı öğretti deniyor. Çarşıda bir pizzacı denedik, aynen Amerikan tipi tepside elektrikli fırında pişmiş pizza idi, yanında istediğim sarımsaklı ekmeğin sarımsağı o kadar yoğundu ki öğleden sonra beni uyuttu. Bunların haricinde bayram yoğunluğunun da mutlaka etkisi vardı, akşam yemeklerine gittiğimiz yerlerde çok müthiş yemekler yediğimizi söyleyemem. Özellikle merkezde yan yana deniz üzerinde yemek yenen restoranlar fiyat ve kalite olarak oldukça sıkıntılılar, Beyaz Ev ve Antik Otel gibi biraz daha şık otellerin restoranları benzer fiyatlara daha iyi hizmet alabileceğiniz yerler.
Taşköprü'nün meşhur sarımsaklarını almadan geçmeyin
Dediğim gibi dönüş yolunda da Kastamonu'ya uğradık. Aslında Kastamonu benim dedemin memleketi de sayılır, Tosya'nın bir dağ köyü olan Aşağı Kayı doğumluydu. O bakımdan Kastamonu'yu severim ama merkezine çok fazla da yolum düşmedi bu zamana kadar. Yolunuz düşerse Taşköprü'nün meşhur sarımsaklarını almadan geçmeyin elbette, fakat aklınızda olsun, yol kenarında satanlar genellikle Kastamonu merkezde satılanlardan bayağı daha pahalıya geliyor.
Kastamonu lezzetleri içerisinde herhalde en çok bilinen, sosyal medyanın meşhuuur yiyen hesaplarının da etkisiyle Tabakoğlu Pastırma. Bayramda biz gittiğimiz için yine alternatif bulmak pek mümkün değildi ve Tabakoğlu'ndan alışveriş yaptık. Pastırması gerçekten oldukça lezzetli, incecik kesildiği için çok yumuşak. Yemek için ise çarşıda Dönerci Necati Usta'ya gittik. Kastamonu tarihte ilk dönerin yapıldığı yer olarak biliniyor. Dönerleri konusunda da oldukça gururlular. Necati usta dönerde sadece soğan suyu ve tuz kullanıyor, %45 kuzu eti, %45 dana eti ve %10 kuyruk yağı, kıyma hiç yok.
Burada dana eti biraz daha lezzeti ve kokuyu hafifletiyor, yoksa eskiden sadece kuzu eti kullanılırmış. Ben bu döneri oldukça beğendim, son zamanlarda yediğim iyi dönerlerden birisiydi. Yolunuz Kastamonu'ya düşerse denemenizi öneririm. Kastamonu'nun bence diğer önemli lezzetleri, Tosya pirinci ve tarhanası. Gittiğinizde mutlaka almanızı tavsiye ederim.
Bugün yeni tarifim yok, haftaya videolu olarak geri döneceğim. Keyifli bir pazar günü ve hafta diliyorum.
(Kaynak: kısa dalga)