Son günlerde madde bağımlısı (uyuşturucu) kullanan gençlerin sayısı artıyor ve toplumun en değerli temel direği olan aile kavramımız yok oluyor.
-Haberlerde ilk önce eski bakanlardan Abdüllatif Şeher’in oğlunun anneannesini rehin alıp ardından öldürmesi olayı…
-Yine İstanbul Başakşehir’de uyuşturucu bağımlısı olan bir müptezelin küçük kız çocuklarına cinsel istismar girişiminde bulunması ve akabinde mahalle sakinleri tarafından linç edilmesi.
…Ve en son olarak da şehrimizde yaşanan uyuşturucu kullanmak ve satmaktan cezaevine giren ve daha sonra kendisine uyuşturucu bulmak için cezaevinden firar eden 32 yaşındaki İsmail Bayam’ın , uyuşturucu ile mücadele eden Polis Memuru Ahmet Şahan’ı şehit etmesi olayı.
Şayet biz toplum olarak bu uyuşturucu laneti ile topyekün mücadele edemezsek tüm değerlerimiz gibi gençlerimizi de birer birer kaybedeceğiz.
Tıpkı Polis Memuru Ahmet Şahan’ı kaybettiğimiz gibi…
Halkımızın güvenliği için gece gündüz çalışan tüm Polislerimiz gibi onunla da tanışıklığımız vardı.
Sanırım bir hafta kadar önceydi Barutçuoğlu AVM önünde karşılaşmıştık onunla.
Arkamdan bir ses “İzzet Abi merhaba, nasılsın iyimisin” diyen bir ses.
Uzun süredir görüşmediğimiz için ilk önce çıkaramadım lakin bir süre sonra onun Narkotik’te görevli Polis Memuru Ahmet Şahan olduğunu anlayınca bir süre sohbet ettik.
O, tam bir vatanseverdi.
Madde bağımlılığının Türk gençliği için ne kadar tehlikeli olduğunu en iyi bilenlerden biriydi.
Uyuşturucu ile mücadele en az cephede savaşmak kadar kutsaldı onun için.
Onu sürekli madde bağımlılığı ile ilgili okullarda ve iletişim mecralarında gençlere eğitim vermesiyle tanıyordum.
Sohbetimizin sonuna doğru “ İzzet Abi senin makalelerin okunuyor. Bize madde bağımlılığı ile ilgili destek ver. Sana ihtiyacımız var. Biz gençleri bir yere kadar bilgilendiriyoruz. Sizin gibi değerli yazarların desteğine ihtiyacımız var. Bu konuda bize destek ver abi.” demişti.
Bende bu konuyla ilgili bir makale yazmaya karar vermiştim ama bir türlü yoğunluktan yazamamıştım.
Uyuşturucu kullanmaktan ve satmaktan cezaevine giren İsmail Bayam (32) isimli müptezel kendisine uyuşturucu temin etmek için cezaevinden kaçan bir firari.
Uyuşturucu için gerekli parayı kısa sürede bulamayan İsmail annesinin ve tüm aile fertlerinin birikimlerini tükettikten sonra annesini para bulması için tehdit etmeye başlıyor.
Olay günü ise uyuşturucu krizine girerek annesini rehin alarak darp ediyor.Komşularının ihbarı üzerine olay yerine ilk önce Narkotik ekipleri gidiyor.
Narkotik’in en başarılı polislerinden biri olan Nevşehir’li evli ve iki çocuk babası Ahmet Şahan bir süre İsmail’i ikna etmeye çalışıyor…
Annesini pompalı tüfeğin kabzesi ile darp eden ve rehin alan İsmail uyuşturucu krizine girdiği için rast gele ateş açıyor.
Bu üzücü olayda Ahmet Şahan ile birlikte ekip arkadaşı Arif Ay yaralanıyor. Narkotik Polis Memuru Ahmet Şahan kaldırıldığı Kastamonu Eğitim Araştırma Hastanesi’nde şehit oluyor.
Ömrünü madde bağımlılığı ile mücadeleye adayan Ahmet Şahan maalesef yılarca bilgilendirmek için ve eğitmek için uğraştığı bir uyuşturucu bağımlısının silahından çıkan kahpe kurşunlarla hayata veda ediyor.
Kimisi keyiften, kimisi kederden kimisi ise dünyevi sorunlarından kısa bir süreliğine kurtulmak için başlıyor bu müptelaya.
Araştırıldığında ise hepsinin de kötü çevre ve arkadaş grupları tarafından ilk önce kullanıcı ardından ise satıcı pozisyonuna bürünerek Türk gençliğini zehirliyor.
Uluslararası uyuşturucu baronlarının daha fazla para kazanmak için hemen hemen her ülkede büyük satıcılar elde etmesiyle başlıyor bu kirli ve zehirli düzen.
Sonra ulusaldan yerele doğru ilk önce kullanıcı! devamında satıcı! Oluyor bu zavallı gençler. Bu satıcılar bol para kazanmak ve kendi kullandıkları uyuşturucuyu bedavaya getirmek için yeni yeni kullanıcılar ekliyor her geçen gün listelerine.
Henüz çocuk yaşlarda gençlerimiz zehirlenmeye başlıyor, annesi ve babasının tüm birikimlerini zorla alarak uyuşturucu baronları konfor içinde yaşasın diye artık onlara çalışıyor.
Kurbanlar ise hiç değişmiyor;
Evet işte İsmail’de bu kurbanlanlardan sadece biri. Biz toplum olarak çocuklarımıza sahip çıkamadığımız sürece cadde ve sokaklarımızda İsmail gibi müptezeller bu toplumun başına bela olmaya devam edecek.
-Peki ne yapmalıyız?
Her anne ve babanın çocuklarını çok sıkı takip etmesi gerekiyor. Kimlerle oturup kalkıyor, nerelere takılıyor, girip çıktığı mekanlara varıncaya kadar takip etmesi gerekiyor. Sonra okullardaki öğretmenlerimize ve tabiki toplum olarak hepimize çok önemli sorumluluk ve görevler düşüyor.
Oturduğumuz sitede, mahalledeki gençleri (Aman bana ne ) demeden şüphelendiğimiz an güvenlik güçlerine haber vermemiz gerekiyor.
Eğer biz zamanında bu çocukları takip edip uyuşturucudan uzak tutamazsak o çocuk bir süre sonra ilk önce ailesini sonra diğer yakınlarını, arkadaşlarını ve en sonunda da toplum olarak bizi tam kalbimizden vuruyor.
Tıpkı ömrünü uyuşturucu ile mücadeleye adayan Polis Memuru Ahmet Şahan’ın şehit düştüğü olayda olduğu gibi.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyemezsin.
Yılanın başını küçükken ezmediğimiz sürece o yılan bir süre sonra senide sokuyor işte.
Şunu hiçbir zaman unutma kıymetli Türk Gençliği…
Emin ol bundan sonra “Hedefte Sen Varsın”
Son olarak; Kahraman Polisimiz Ahmet Şahan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve Türk Polis Teşkilatı’na başsağlığı diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
“Unutma uyuşturucu terör kadar tehlikelidir!”