1947'den bu yana İsrail'in topraklarını genişleterek geldiği malumdur. Dün İsrail'e gelen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, "Ben de Yahudiyim" diyerek Siyonizmin siyasette, ekonomide ve askeri güç olarak hangi noktada olduğunu dünyaya ilan etmiştir. ABD, donanmanın en büyük uçak gemisi ile birlikte 12 savaş gemisinden oluşan filoyu Doğu Akdeniz'e gönderip İsrail'e desteğini fiilen ortaya koymuştur. Diğer taraftan İngiltere, İsrail'e destek için Kraliyet donanmasına ait iki savaş gemisi göndermiş, Almanya da mühimmat desteği vereceğini açıklamıştır. AB'yi oluşturan devletlerin çoğunluğu aynı istikamette İsrail'in arkasındadır. Fotoğrafa buradan bakınca görünen odur ki ABD, dünya hakimiyeti ve büyüklüğünü devam ettirmek için önündekinin her yüz yılı kaplayan binlerce senaryodan oluşan siyasetini uygulamaya devam ediyor.
Ortadoğu, bilhassa Müslüman ülkeler ABD ile Hristiyan ve Yahudi müttefikleri için son derece önemli bir coğrafyadır. Nedeni bölge petrolünü ve İslam inancını kontrol altında tutmaktır. Tanınan eski MİT görevlisi Mahir Kaynak'ın da belirttiği gibi Ortadoğu'daki terör örgütlerinin gayesi devlet kurmak değil ABD çıkarlarına hizmet etmektir. ABD ve AB'nin Ukrayna'ya verdiği yarım destekle Rusya'yı meşgul etmesi, PKK, YPG'ye silah desteği, FETÖ'ye destek vermesi, Yunanistan'da askeri üsler kurması, 11 Eylül ikiz kule saldırılarına ilişkili Hizbullah'ı ve sonrasında Deaş'la mücadele ettiğini bahane ederek Irak ve Suriye'ye yerleşmesi ABD'nin yüz yıllık dünya siyasi planlarının parçalarıdır. Terör örgütlerinin ekonomik ve siyasi destek almadan yaşamaları mümkün değildir.
Hamas'ın arkasında İran'ın olduğu aşikardır. İranda Şii liği kuranlar Yahudilerdir. Abdullah bin Sebe Yahudi olduğunu gizleyerek İranda ilk fitnenin fitilini ateşlemiştir. Vehhabiliği kurup Arap dünyasını ifsad eden İngilizlerdir. Ecdadımızın bu coğrafyada temelleri attığı altı yüz yıl üç kitada hüküm sürmüş olan büyük Osmanlı Devletini hile, desise ve sinsi planlarla içeriden ve dışarıdan yıkayan Yahudiler ve İngilizlerdir. Bugün gençlerinizi atalarına, ecdadına, tarihine, diline ve dinine Devlet-i Ali Osman'a düşman eden de onlardır. Yahudiler ve İngilizler, kutsal saydıkları hedeflere varabilmek için kendi insanlarını bile katletmekten çekinmezler. Hitler, yüz binlerce Yahudiyi kurşuna dizip yakmasıyla sürgüne göndermesi ile İsrail'in temelleri atılmıştır.
İsrail ne yapıyor sorusuna gelince, İsrail ABD ve İngiliz destekli Büyük İsrail (Arz-ı Mev'ud) planını uygulamaya safha safha devam ediyor. Hamas'ın bu son saldırısı, İsrail'in dolayısıyla iç siyasi desteğini kaybetmekte olan Netanyahu'nun eline büyük koz verdi. Filistin ve İsrail tarafından binlerce sivil öldü, on binlerce yaralı ve bir o kadar da yıkılan, yanan bina var. Filistinli Müslümanlar için açlık, susuzluk ve zulüm iyice artmış vaziyettedir. Ortadoğu'da yakılan savaş ateşi ABD ve Hristiyan Batı tarafından körükleniyor, bu durumda Birleşmiş Milletler'in de hiçbir fonksiyonu kalmıyor. Rusya'nın başı zaten sıkıntılı. Çin, Japonya ve Uzak Doğu'dan güçlü bir ses yok. Arap dünyası ise tavrını net olarak ortaya koyamadı. Görünen o ki İsrail, Gazze'nin tamamını ilhak etmenin, sınırları olabildiğince genişletmenin peşinde. Bu işin sonunun nereye varacağı belli değil. Orta doğu, çok bilinmeyenli bir denklemlerle çalkalanıyor. Ateşin büyümesi 3. Dünya savaşının başlaması demektir. İnsanlık tarihi büyük bir sınavdır. Umarım kazanan insanlık olurken, kaybeden zulüm, zalimlik ve zalimler olmaz.