Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, Mart ayındaki ilk meclis toplantısını gündemle ilgili çeşitli eleştirilerle açtı.
“İçişleri Bakanınız İzin Verirse İlgililerle İlgili Soruşturma Başlatacağız”
Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, belediye meclisinde yaptığı konuşmada, önceki yönetim döneminde gerçekleşen arsa takasları ve konak restorasyonlarıyla ilgili sert açıklamalarda bulundu.
Hasan Baltacı konuşmasında “Şimdi bir şeyi burada özellikle söylemek istiyorum. Bu konak takasları üzerinden yapılan arsa vurgunları konusunda partimizin yöneticileri kamuoyunu bu konuda daha önce bilgilendirmişti. Belediyeye yönetimine bizler gelince, halkımız teveccüh edip göreve bizler gelince bir sürü konuda bizler açıklamalar yaptık. Her seferinde şaşırmaktan kendimizi geri alamadık. Niye! Daha fazlası var mı diye merak ettik?... Her gün yeni bir şey çıkıyor. Necati Bey şunu söylemekten usandık. Lütfen belediye meclisi dikkatle takip edin. Dedik ki; Ocak ayında 3 tane dosyamızı İçişleri Bakanlığı’nın müfettişlerine gönderdik soruşturma izni almak için. Siz hala kaç tane dava açıldığını soruyorsunuz. Lütfen takip edin! Sizin İçişleri bakanlığınız da… Versin izni sorumlularla ilgili soruşturmayı başlatalım. Diyorsunuz ki, ‘Bunu yapanlarla ilgili sorumlularla yan yana gelmeyiz’ diyorsunuz iki dakika önce o restore edilen konakta bunu yapanlarla yan yana fotoğrafınız var. O dönem belediye meclis üyesisiniz. Şimdi Alican Bey şunu ifade ediyor. Bir gün bile belediyenin kullanmadığı konak belediye hizmet alanı olarak kullanılacak diye restore ediliyor, 10 yıllığına ve bir sendikaya ücretsiz olarak veriliyor. Ve hukuk arkasından dolaşılıyor. Encümen kararı alınmıyor, belediye meclis kararı alınmıyor. Başkan oluruyla veriliyor. Eee, bu dosyayı hazırlayacağız, göndereceğiz. Ama bu ülkedeki adaletin en önemli unsuru kim? Halkın vicdanı. Biz önce halkın vicdanına emanet edeceğiz ondan sonra da yargıya başvuracağız. Sayın İçişleri Bakanınız izin verirse gerekli soruşturmayı da açacağız. Ama her seferinde kaç tane dosya gönderdiniz, diye sormayın. Bi zahmet takip edin. Not alın. Daha önce kaç tane dosyayı göndermişiz. Buna bir bakın. Ama tebrik ediyorum ya, hakikaten tebrik ediyorum. Şu arkada virane bir konak duruyor, siz çıkıp diyorsunuz ki Kastamonu’yu ayağa kaldırdık. Ya aynı şehirde yaşamıyoruz, ya başka bir şeyden bahsediyorsunuz. Ama dönemin yöneticilerinizi, devr-i iktidarınızı tebrik ediyorum. Ne sihir ne keramet, el çabukluğu marifet denir. Virane bir konak bir yılda hop 56 tane daireye dönüşüvermiş. Bu sihir, bu marifet ancak size mahsustur diyorum. Bir şeyi daha söylemek istiyorum. Burada anlatılan şey bir istismar konusundan daha farklı bir şey. Bir istismar münferit bir olay olabilir. Ama burada yapılan şeyler, kamulaştırılacak bir binanın öncelikle birisine aldırılması, sonra alan o kişinin belediyeye müracaat edip burasının imar planının değiştirilmesi, sonra belediyeye tekrar müracaat edip buranın kamulaştırılmasının nakit olarak değil de arsa olarak istemesi bir istismar değil, organize bir faaliyettir. Bu organize olayı bizlere anlattığı için Alican Yılmaz başkanımıza teşekkür ediyorum.”
“Kastamonululara Anlatmak İstiyorum”
Başkan Baltacı, Kastamonu'da uzun süredir trafik kazalarına neden olan ve "ölüm kavşağı" olarak adlandırılan Olukbaşı Kavşağı’yla ilgili tartışmalara da değindi. Kavşakta incelemelerde bulunan AK Partili isimlerin fotoğraflarını eleştiren Baltacı, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi size bu fotoğrafın hikayesini anlatacağım. Acaba bu insanlar neden bu kadar mutlular. Ve acaba bu insanlar nereye bakıyorlar. Bunun hikayesini anlatacağım Sabrınıza sığınarak. Biraz uzun olacak ama dikkatle dinlerseniz.”
“Esasında bu fotoğraf bir fırsatçılığın, bir sorumsuzluğun ve bir iş bilmezliğin fotoğrafı. Bu fotoğrafta gördüğünüz insanlar Kastamonu’da tanınan insanlar. Birisi AK Parti il başkanı, birisi AK Parti’nin milletvekili, birisi AK Parti’nin merkez ilçe başkanı, birisi de meclisimizin değerli grup başkan vekili. Bu fotoğraf sanırım 25 Şubat Salı günü Kastamonu’nun çilesi haline dönüşmüş! Hatta gazetelerin ‘Ölüm kavşağı’ manşetini attıkları bir kavşakta, olukbaşı kavşağında çekiliyor bu fotoğraf. Bu fotoğrafa gelmeden önceki serüveni Kastamonulularla paylaşmak istiyorum. Bu fotoğraf Kastamonu kamuoyuna ‘Ölüm kavşağına neşter’ diye servis ediliyor. Bu fotoğrafta gördüğünüz projede ellerini gezdirenler şöyle diyorlar. Karayolları’nın yetkisi içerisindeki kavşağı nihayet çözüyoruz diyorlar. Halbuki bu kavşak yani olukbaşındaki kavşak oradaki yaşanan trafik kaosu, oradaki yaşanan kazalar hepimizin malumu. 2020 yılından beri oraya dikilen o yüksek katlı AVM ve binaların oluşturduğu yoğunluktan dolayı bir kaos halinde. Şimdi bu fotoğrafa gelmeden önce neler olmuş. Bunu sizlerle ve Kastamonulularla paylaşmak istiyorum. Sonra bu maskaralığı sizlere ve Kastamonululara anlatmak istiyorum.”
“Biz göreve geldikten sonra hızla çalışmaya başladık. Biliyoruz ki; Kastamonu’nun en büyük sorunları toplu ulaşım ve trafik sorunu. Bu sorunları bildiğimiz için geldiğimiz günden beri soğukkanlı, sabırlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu ekranda gördüğünüz simülasyonlar bizim daha önce oluşturduğumuz simülasyonlar. Temmuz ya da Ağustos aylarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İSPARK ile görüşmeler yaptık. Çünkü Allah’ı var bizden önceki yönetimde 2020 yılında burayı çözüme kavuşturmak için İSPARK denilen şirkete bir tane proje oluşturmuş. O projenin üzerinde şirketin yetkilileriyle, ulaşım üzerine yetkin olan, uzman olan yetkilileriyle oturduk bir toplantı yaptık. Baktık ki bu kavşakla ilgili yürütülecek bir çalışma değil. Dedik ki; biz kendi bünyemizden bu kavşakla ilgili dışardan da profesyonel bir destek alarak, ulaşım mühendisliği konusunda yetkin insanlardan destek alarak kavşakla ilgili projeler oluşturalım dedik. Eylül ayında çalışmaya başladık. Gittik trafik sayımlarını yaptık. 27 Eylül 2024 tarihinde gittik birkaç yere kamera kurduk. Sabah işe gidiş saatleri, okula gidiş saatleri, öğlen, akşam işten çıkış saatleri ve gece yarısına kadar oradaki trafik sirkülasyonunu takip ettik. Araç sayımı yaptık. Sonra 16 Ekim’de tekrar o kavşağın hem kavşak yapısını daha iyi görebilmek için hem de trafik akışını daha iyi gözleyebilmek için saha geziler ve drone çekimleri yaptık. 21 Kasım tarihinde o elde etmiş olduğumuz verilerin ışığında oranın güncel hali hazır haritasını yapmak üzere çalışmalara başladık.”
"Sorumsuzluğa Bak, Maskaralığa Bak"
“Sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün üretmiş olduğu hava fotoğrafları ve bizim yaptığımız yersel çalışmalarını birleştirip oranın güncel haritalarını çıkarttık. Sonra 17 Kasım 2024 tarihinde bu kavşakların simülasyonlarını hazırladık. Yani mevcut durumun simülasyonlarını hazırladık ki üzerinde nasıl bir çalışma yapabiliriz diye. Dört gün sonra 21 Kasım 2024 tarihinde kavşakları ön tasarı projeleri ile ön projelerinin simülasyonlarını hazırladık. Şuanda ekranda gördüğünüz arkadaşlar 3 koldan bu kavşağa giriş ve çıkış yapan araçların sayım ve dökümlerini gösteriyor. Bu sayım dökümlerin ışığında, bu verilerin ışığında ön projeler hazırladık. Ön projelere ilişkin de ön simülasyon projelerini hazırladık. Sonra 22 Kasım 2024 tarihinde projeyi hazırlayan mühendis arkadaşlarımız kavşak Karayollarının yetkisi dahilin de ya, Karayolları’nın mühendisleri ile görüşmeye gittiler. Dediler ki ‘Evet burası Karayolları’nın yetkisi alanında olan bir kavşak ama olukbaşı kavşağı karayollarının yetkisi alanında ama bu şehir hepimizin. Biz bu sorunun çözümü için çalışmalarımızı yaptık. Çalışmalarımızı kendilerine ilettik. Bu görüşmeden önce bende bizzat kendim Karayolları Bölge Müdür yardımcımızı ve bir mühendis arkadaşımızı ziyarete gittim.” “Dedim ki: ‘Bu konuda ne düşünüyorsunuz. Biz çalışma yapıyoruz. Bakın burası Karayolları’nın yetkisi alanında ama buradan her gün yüzlerce, binlerce insan gelip geçiyor. Sorun hepimizin sorunu. Onlara dedim ki: Bu yetki sizde olabilir. Bu sorumluluk sizde olabilir. Bu sorunu çözme sorumluluğu sizde olabilir ama isterseniz projeyi siz hazırlayın uygulamasını biz yapalım. İsterseniz projeyi siz yapın. Uygulamasını siz yapın. Hiç sorun değil. İsterseniz biz proje hazırlayalım siz uygulayın. İsterseniz projeyi de uygulamayı da biz yapalım. Her türlü çözüme hazırız. İsterseniz bizim arkadaşlar gelsin sizinle birlikte çalışsın. dedik. Dediler ki; bizim de bir hazırlığımız olacak. İyi hay hay. Hazırlığınız olacaksa madem basit bir projeyi tarif ettiler. Tamam dedim. Eğer bir hazırlığınız olursa bizde paylaşırız. dedik. Baktık Karayolları’ndan ses seda gelmiyor. 5 Aralıkta bu projeyle ilgili alternatif Olukbaşı Kavşağı ile ilgili alternatif projelerimizi yaptık. Şerit artırımına dayalı alternatif projeler, trafik sinyalizasyon projeleri, kavşak yapısının değiştirilmesiyle oluşturulacak projeler gibi 3-4 tane projeyi yaptık. Ve simülasyonlarını hazır hale getirdik. Sonra dedik ki: biz bir kamu kuruluşuyuz. Burada bir düzenleme yapılacak. Düzenleme yapma sorumluluğu belediyeye ait değil ama oradaki kazalara da, oradaki kaosa da sessiz kalma şansımız yok! Biz dedik ki; yaptığımız projeleri paydaşlarıyla paylaşalım. O kadar iyi niyetliyiz. O kadar alçakgönüllü ve o kadar samimi yaklaşıyoruz işe. 14 Şubat günü bir toplantı yapıldı. Öncesinde ben sayın vali yardımcımızı aradım. Dedim ki; il trafik komisyonu ve bunun paydaşları bir araya gelirse bir toplantı yaparsak hem Olukbaşı Kavşağı hem de üzerinde çalıştığımız 12 adet kavşak. Bakın ekranda gördüğünüz bizim Eylül ayında yapmış olduğumuz kamera tespitleri ve sayım döküm çalışmalarını gösteriyor. 14 Şubat’ta bize sayın vali yardımcımız bize gün verdi. Paydaşlarıyla toplanacağız. Kastamonu’da üzerinde çalıştığımız, Olukbaşı Kavşağı da dahil üzerinde çalıştığımız kavşakların tamamını vali yardımcımızın huzurunda diğer paydaşlarımızla paylaşacaktık. İl Trafik Komisyonu gelecekti. İl Trafik Komisyonu'ndan İl Emniyet Müdür Yardımcı'mız toplantıya geldi. İl Trafik Şube Müdürü'müz toplantıya geldi. Bizim belediye başkan yardımcımız Ahmet Üstün Göksoy ile Umut Uçaroğlu toplantıda hazır oldu. Toplantı da projeyi hazırlayan mühendis arkadaşlarımız da hazır oldu. Ama gelmeyen iki kişi vardı. Bu iki kişi İl Trafik Komisyonu’nun da üyesi olan Karayollarından beklediğimiz iki kişi. Bir gün önce bize telefon ediyorlar. Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü trafik şube başmühendisi ile etüt proje şefi bu toplantıya katılacaktı ama bir gün önce bize telefon ederek diyorlar ki; ‘Bizim yarın bir işimiz var gelemiyoruz.’ Hay hay dedik. Arkasında bir art niyet arama durumunda değildik. Biz aksi ispat edilene kadar insanların ağzından çıkan söze inanırız. Ne zaman aksi ispat edildi. İşte o fotoğraf ortaya çıktığında. Sonra 14 Şubat’ta biz o toplantıyı yaptık. Yaptıktan sonra. İl trafik komisyonu ile bu projelerimizi paylaştıktan sonra buradaki sorumluluk Karayollarını. Bir şekilde Karayollarına muhakkak bilgilendirmemiz lazım, dedik. 21 Şubat Cuma günü. Cuma namazından sonra Karayolları Bölge Müdürünü bizzat ben kendim aradım. İlk telefonumuzu açmadı. İkinci telefonumuzu açtı. Dedim ki sayın müdürün biz karayolları sorumluluğunda olmasına rağmen 3-4 tane alternatif proje hazırladık. Bu projeleri sizlerle paylaşmak istiyoruz ama arkadaşlarınız da Vali Yardımcısının başkanlığında yapılan toplantıya katılmadılar. Ama arzu ederseniz hafta içerisinde biz size bu projeleri mutlaka ulaştırmak istiyoruz. Bizzat ben kendim gelmek istiyorum. Oturalım konuşalım. Bu sorunu kaldıralım. Kastamonulular bir rahat etsin. O kavşakta ki sorun bitsin. Niye orada kaza yaşansın. Niye orada kaos olsun. Niye orada her gün belediyeyi arayıp bu kavşağı çözün demek zorunda kalsınlar, dedim. ‘Ben size haber vereceğim’ dedi. Bakın cümle bu. ‘Ben size haber vereceğim’ dedi. Telefonu kapattık. 21 Şubat Cuma günü. Ya 24 Şubat Pazartesi ya 25 Şubat Salı günü gazetede bir fotoğraf. Gazetede bu fotoğraf. Olukbaşı Kavşağı’nı inceliyor. AK Parti’nin milletvekili, AK Parti’nin il başkanı, Karayolları Bölge Müdürü. Bize randevu verecek. Biz ona projelerimizi aktaracağız. Beyefendi bize haber vermek yerine AK Parti’ye haber vermiş. Sorumsuzluğa bak, maskaralığa bak! Biz bir sorunu çözelim diyoruz. 5 yıldır kıllarını kıpırdatmamışlar.”
"O Kavşağı Yapmayın Da Göreyim"
“Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyor belediyeyi. Bu belediye proje hazırlıyor deyince. Yememiş içmemiş bölge müdürü AK Parti’ye haber vermiş. Yetişin ya demiş yetişin. Kastamonu Belediyesi Olukbaşı Kavşağı’ndaki sorunu çözecek. Aman onlar çözdü dedirtmeyelim diye il başkanına haber vermiş. Bak orada proje inceliyorlar beyefendi. Beş yıl yatmışlar bunlar. Biz bütün gelişmeleri kendileriyle samimiyetimizle paylaşmışız. Tutmuşlar yememiş içmemiş AK Parti’ye haber vermiş. Onlarda seyirde seyirde gitmişler. Mutluluk ondan. Belediyeden rol çalacaklar ya! Seyide seyide topukları birbirine vura vura Olukbaşı Kavşağı’na gitmişler. Ya küçücük bir kavşak. Gayret ederseniz her türlü çözülebilir. Önemli olan oradaki kavşakta proje hazırlamak değil ki irade koymak. 5 yıldır neredesiniz. Ta ki belediye proje hazırlayana kadar. O kadar mutlular ki. Gazetelere haber yaptırmışlar. Karayolları’nın sorumluluğunda. Özellikle bunu bahsediyorlar. Karayolları’nın sorumluluğunda. Beş senedir de Karayolları’nın sorumluluğunda. Kar yağında olukbaşından Ankara yoluna giden yolda Karayolları’nın sorumluğunda biz temizliyoruz. Kardeşim. İstanbul yolu da Karayolları’nın sorumluluğunda niye gitmiyorsunuz. Bir milletvekili, il başkanı bir kepçenin direksiyonuna sarılıp Karayolları’nın sorumluluğunda diye fotoğraf vermiyorsunuz. Şöyle pişkinlik görmediniz. Devletin bir kurumunun bölge müdürü devlete ve millete karşı sorumlu olması gerekirken buradan AK Parti’ye bilgi sızdırıyor. Yetişin diyor! Bu projeyi onlar hayata geçirmesinler. Biz zaten karayollarının izni olmadan hayata geçirme şansına sahip değiliz. Sadece öneri sunuyoruz. Hadi gelin birlikte çözelim diyoruz. Kimseden rol çalma şansımız yok. Güya bize paye vermeyecekler. Siz kimsiniz. Biz sizin payenize ihtiyacımız yok. Ben bugün yine Salı pazarındaydım. Onların gözlerinde ki ışıltı, samimiyeti onlar bize yetiyor. Biz bir sorunu samimiyetle çözmeye çalışıyoruz. Hele bölge müdürüne bak hele. Telefon açmışız hafta içerisinde görüşelim demişiz. Hafta içerisinde girmiş kol kola AK Partililerle. Sen kimin bölge müdürüsün? Sen devletin mi bölge müdürüsün, milletin mi bölge müdürüsün, AK Parti’nin mi bölge müdürüsün? Senin işin bu mu? Devlette arkadaşlar güven esastır. Liyakat esastır. Biz her yaptığımız işte devletin ilgili bütün kurumlarını bilgilendiriyoruz. Devletin vali yardımcısı sağ kişi. Eğer yalan konuşuyorsak gidin ona sorun. Bu kavşaklarla ilgili çalışmaları il trafik komisyonuna belediye sundu mu sunmadı mı? Diye sorun. O karayollarının temsilcileri sanki hiç mühendis kalmamış gibi iki tane mühendisi gönderemediler. Ne kadar ayıp ya. Ne biçim pişkinliktir. Ne biçim bir maskaralıktır şu fotoğraf ya. Birde utanmadan oraya doğru gidip gazetelere haber servisi yaptırıyorsunuz. Suç mahalli burası. Bu fotoğraf ne diyor biliyor musunuz? Biz suçluyuz. Tüy diktik. Yapamadık. Sorumluluk bizdeydi. Belediye proje hazırlayınca hemen oraya doğru gittik diyor. Orada yaşanan kazaların sorumluları bu insanlar. Sevgili halkım. Sevgili Kastamonulular. Orada yaşanan kazaların sorumluları, orada yaşanan kaosların sorumluları işte bu insanlar. Şu saatten sonra hodri meydan yapmayın da göreyim. O kavşağı yapmayın da göreyim. Devlet böyle yönetilmez. Devlette güven esastır. Devletin bir kurumu gelecek size belediye yaptığı çalışmaları anlatacak. Açık, şeffaf, samimi davranacak. Siz bunu alıp koltuğunuzu korumak için götürüp bir siyasi partiye emanet edeceksiniz. Konağı ayağa kaldırmayı bırak Necati bey siz devleti çürüttünüz. Nereyi ayağa kaldırdınız. Şu bölge müdürü asgari demokratik şartlarda bir ülkede koltuğunda oturamamalı bile. Sokağa çıkamamalı. Sevgili halkım, sevgili Kastamonulular şu fotoğrafı, bu maskaralığın fotoğrafını, bu sorumsuzluğun fotoğrafını size emanet ediyorum. Olukbaşında bundan önce yaşanan bütün kazalardaki sorumluluk işte bu fotoğraftakilerdedir. Bazıları da sanki çok proje biliyormuş gibi parmaklarını üstünde gezdirerek poz veriyor. Sizin yapacağınız proje ne olsun.”
"O Fotoğraf Organize Edilmiş"
“Karayollarıyla ilgili meseleyi anlattım. Eee son olarak bir şeyi söyleyeceğim. Bizi bilgilendirdi diyorsunuz ya Karayolları Bölge Müdürü. Karayolları Bölge Müdürü işinin sahibi, liyakatli bir adam olsa geçerken şuradan Necati Bey'i de çağıralım demek yerine belediyenin önünden geçiyor. Hiç olmazsa ya orası belediyeyi de ilgilendiriyor. Belediye Başkanı'nı çağıralım demesi lazım. Siz şimdi gideceksiniz. Önce fotoğraf çekeceksiniz. Sırıtacaksınız oradan eee şeyi Kastamonu’ya biz burayı çözüyoruz mesajı vereceksiniz."
"Sonra da gelip biz belediyeyi de bilgilendireceğiz. Ya biz zaten çalışmışız. Ne diyorum size? Karayolları Bölge Müdürü'nün orada oturan Necati Bey'i bir aşağıya çağıralım demek aklına geliyor. Belediyenin önünden geçerken ya belediye başkanını yetkilileri bir çağıralım şu kavşağa gidelim demek nedense aklına gelmiyor. Tesadüfe bak. Allah'ın işi. Bir de Necati Bey niye tesadüfen her fotoğrafın içerisindesiniz? Tesadüfen konak fotoğrafın içerisindesin. Tesadüfen kavşak fotoğrafının içerisindesin. Ya siz tesadüfen seçilmediniz. Lütfen rica ediyorum. Tesadüfen fotoğraflarının içerisinde yer almayın diyorum. Necati Bey teşekkür ediyorum."
"Bazen cevap vermekte zorlandığınızda klasik ezberlerinize geri dönebiliyorsunuz. Şimdi az önce dediniz ya tesadüfen o fotoğrafta değilim. Tam da biz bunu anlatacağız Necati Bey. O fotoğraf organize edilmiş. Biz de bunu söylüyoruz işte."
"O fotoğraf organize ederken ya bu kavşakta belediyenin de sözü var diyebilecek insanlar organize olarak sizi çağırmışlar. Biz de bunu söylüyoruz. Aman ha tesadüfen de bir fotoğrafa girmeyin. Zora kalınca tesadüfen ya geçiyorduk uğradık orada oturuyorduk bizi çağırdılar. Ya tesadüfen yapmayın dediğimizde hayır kardeşim bilerek oradayız. Elbette ki bilerek oradasınız. O yüzden bu fotoğraf bir maskaralığın fotoğrafıdır diyorum arkadaşlar.”
“Giriş Kartları Bizim Sayemizde Çıkartıldı”
“Belediye meclis toplantımızı kapatmadan önce son olarak bir şey söyleyeyim. Elbette ki bütün belediye meclis üyelerimiz o otoparkı kullanabilir. Bizden önceki ben bildiğim kadarıyla söylüyorum. Yanlış söylüyorsam lütfen düzeltin.”
“Bizden önceki dönemlerde aşağıdaki otoparkı belediye meclis üyeleri kullanamıyorlardı. Giriş kartları bizim sayemizde çıkartıldı. Ön tarafa park etmek hususunda da arkadaşlarımızın bizim üzerimize düşen bir sorumluluk varsa onu da yerine getiririz.”
“Diğeri grup toplantı salonu hep oradaydı. Biz geldiğimizde o grup toplantı salonunun görünür bir yerde olması gerektiğini biz ifade ettik. Çünkü biz seçilmiş herkese özen göstermesi gerektiğini söyledik.”
“Ama müdürlüklerin bazılarının odalarıyla ilgili mimari olarak bir çözüm üretemedik. Mutlaka bunu yapacağız. Bir yılda dolmadan yapacağız. Bu ay içerisinde arkadaşlarımız başlayacaklar. Yapıp bitirecekler. Bu konudaki hassasiyetimizi de takdir edersiniz. Biz herhangi bir partinin grup salonunun görünmeyen bir yerde olmasını istemeyiz. Çünkü vatandaş oy vermiştir. Görünür olun diye oy vermişlerdir. O yüzden doğru bir yere çekeceğiz. Ama vatandaş görünür olsun diye oy vermiş olmasına rağmen bazı belediye meclis üyelerinin ısrarla mazeretli olup belediye meclis toplantılarına katılmadığını görüyorum. Görünmez olmaya çalıştıklarını görüyorum.”
“Onu da milletimizin vicdanına emanet ediyorum. Sürekli mazeret olacak arkadaşlar keşke halkın karşısına mazeretleriyle birlikte çıkmış olsalardı, diyorum. Ayrıca bir şey önemli Sayın Necati Atak. Hani bugünler de gelip geçecek diyorsunuz ya. Niye bunları bahsediyorsunuz? Kuyrukları bahsediyorsunuz diye.”
“Yahu yetmişli yıllarda dünyada bir ekonomik buhran yaşandı. Bu geçen gözaltına aldığınız TÜSİAD var ya o TÜSİAD bu ülkeye ambargo uyguladığında Ecevit'in iktidarında bazı kuyruklar oluştu. Yok olduğundan değil TÜSİAD’ın ambargosundan kaynaklı. O günler geldi geçti ama hep bahsediyorsunuz. Elli yıl geçti üzerinden hep bahsediyorsunuz. Siyasette samimiyet çok önemlidir. Bugün elbette gelip geçecek ama Ecevit'in zamanında uygulanan ambargodan kaynaklı kuyruklar çoktan geçti ama siz hala bahsediyorsunuz. Bunu da Kastamonularla paylaşmak istedim.”
“İstanbul'a gittiğinizde bozulan asansörleri gördüğünüz kadar o asansörleri kimlerinin bozduğunu da görmenizi ben canı gönülden isterim.”
“Vatandaşın, milletin asansörüne, otobüsüne tiyatro sahneleriyle kimler neler çeviriyor? Onları da görmenizi canı gönülden isterim diyorum.” ifadelerini kullandı.