Günümüzde hızla artan antimikrobiyal direnç, insan sağlığını tehdit eden en büyük tehlikelerden biri haline gelmiş durumda. Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen “Sağlıklı Hayattaki Kilit Rolümüz” konulu konferansta bu kritik konu ele alındı. Sağlık profesyonelleri, akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, özellikle bilinçsiz antibiyotik kullanımının yol açtığı sorunlar vurgulandı.
Antibiyotik Direncinin Korkutucu Geleceği
Konferansa konuşmacı olarak katılan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, dünya genelinde artan antibiyotik direncine dikkat çekti. Derdiyok, “Önlem alınmazsa 2050 yılına kadar antimikrobiyal direnç nedeniyle yıllık ölüm sayısının 10 milyonu bulacağı öngörülüyor. Bu, küresel sağlık için büyük bir kriz anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle veterinerlik alanında ve tarım sektöründe yaygın antibiyotik kullanımı, direnç gelişimini hızlandıran faktörler arasında yer alıyor. Derdiyok, bilinçsiz antibiyotik kullanımının yalnızca hastaları değil, gelecek nesilleri de tehdit ettiğini belirtti. Türkiye’nin antibiyotik kullanımında en yüksek seviyelerde olduğuna dikkat çeken Derdiyok, bu konuda bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiğini vurguladı.
Hayvancılık ve Halk Sağlığı İlişkisi
İhsangazi Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Veterinerlik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülay Giray ise hayvancılık sektöründe sıkça rastlanan mikrofungal kontaminasyonun tehlikelerine değindi. Ahırlarda oluşan mantarların, hem hayvanlara hem de insanlara bulaşabildiğini belirten Giray, bu tür bulaşıcı hastalıkların ciddi sağlık riskleri doğurduğunu söyledi.
Sağlıklı Yaşam İçin Bilinçlenme Şart
Konferansta konuşan uzmanlar, sağlıklı yaşam için yalnızca hijyen ve beslenmenin yeterli olmadığını, aynı zamanda bilincli ilaç kullanımı ve toplum farkındalığının artırılması gerektiğini vurguladı. Şarbon, tüberküloz, kuduz, Hepatit-B gibi zoonotik hastalıkların hayvancılıkla uğraşan kişilerde daha sık görüldüğünü belirten uzmanlar, tarım ilaçlarının ve kimyasalların da insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinildi.
Özellikle pestisit kullanımının yüksek olduğu bölgelerde doğum kusurları, hormon bozuklukları ve nörolojik hastalıkların daha sık görüldüğünü ifade eden Derdiyok, tarım işçilerinin solunum yolu hastalıkları konusunda da yüksek risk taşıdığını belirtti. Bilinçsiz tarım ilacı kullanımıyla mücadele edilmesi gerektiğini belirten Derdiyok, bu alandaki denetimlerin sıkılaştırılmasının önemini vurguladı.
Veterinerlikte Sürdürülebilirlik ve Gıda Güvenliği
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Zafer Gönülalan, modern veterinerlik uygulamalarında çevresel faktörlerin dikkate alınması gerektiğini belirtti. Sürdürülebilir yaklaşımların, veteriner tıbbındaki rolüne dikkat çeken Gönülalan, sağliklı bir hayvancılık sisteminin toplum sağlığı için büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Öte yandan, Prof. Dr. Nurhan Ertaş Onmaz ise gıda güvenliğinin sağlıklı yaşam için kritik bir unsur olduğunu ifade etti. Üretimden tüketime kadar geçen süreçte hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirten Onmaz, gıda güvenliği konusunda daha sıkı önlemler alınmasının halk sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.