Kastamonu

Kastamonu İstiklal Yolu’nun hikayesini torunlarına anlatmak istiyorlar: Destek bekliyorlar!

Kastamonu İstiklal Yolu’nun hikayesini torunlarına anlatmak istiyorlar ama anlatamıyorlar! Neden mi anlatamıyorlar?

Abone Ol

'Kastamonu, sıradan bir şehir değil... İstiklal Mücadelesinin köşe taşı, bağımsızlık ateşinin yakıldığı kutsal bir mekândır' diyor Kastamonu Üniversitesi'nde okuyan Niğdeli Kastamonu hayranı bir genç ve arkadaşları..

Kastamonu İstiklal Yolu’nun hikayesini torunlarına anlatmak istiyorlar ama anlatamıyorlar! 

Bu konuda; Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğrencisi ve Nöbetçi Sahne Tiyatro Ekibinin Üyesi Tarık Kara’nın diyecekleri var...

Buyurun Tarık Kara'dan dinleyelim;


"Tarih, bir milletin varoluş mücadelesini en güçlü şekilde yansıtan aynadır. İstiklal Yolu, bu aynanın en parlak yansımalarından biri. Kastamonu, sadece bir şehir değil... İstiklal Mücadelesinin köşe taşı. Bağımsızlık ateşinin yakıldığı kutsal bir mekân. Ben, Niğde’de doğup büyümüş bir genç olarak Kastamonu’da canını siper eden Şehit Şerife Bacı’nın destansı hikâyeleri ile büyüdüm. Kastamonu'da  her adım attığımda kahramanlık destanlarının yankılandığı Kastamonu'da İstiklal Yolu’nun anlamı ruhuma işledi resmen.

Kastamonu İstiklal Yolu’nun her taşında, her karış toprağında Şehit Şerife Bacı’nın cesareti, Halime Çavuş’un fedakârlığı, Nasrullah Kadı Camii ise Mehmet Akif’in haykırışı saklı. Türkiye’nin bağımsızlığına, kurtuluş mücadelesine hayatını adayan bu kahramanların hikâyeleri, bizim için yalnızca birer tarihi anekdot değil; aynı zamanda gelecek nesillere aktarılması gereken önemli birer miras.

Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi olarak bu şehrin maneviyatını yakından tanıma şansına eriştim. İnebolu'dan başlayıp, Çankırı'dan Ankara'ya uzanan İstiklal Yolu’nun taşıdığı anlam, burada okuduğum her kitapta, gezdiğim her sokakta yeniden karşıma çıktı. Tarihi konaklarda yankılanan musiki eserlerinden, evliyaların manevi himayesine kadar Kastamonu, adeta tarihin diri tutulduğu bir abide.

Bu sene, Nöbetçi Sahne Tiyatro Ekibi ile birlikte İstiklal Yolu’nu sahneye taşıma şerefine eriştim. Hulusi Sıvacı hocamın vizyonunu ve misyonunu kendime görev edindim. Yazmış olduğu İstiklal Yolu eserini okuduğumda fark ettim çoğu şeyi.. Bu eserde kendinin de olma şansını hep büyük bir erdem olarak gördüm. Hamdi Bey’i canlandırırken Hüsnü Açıksöz'ün yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Açıksöz Gazetesi’nin Millî Mücadele’ye olan katkısını, Mehmet Akif Ersoy’un Nasrullah Camii’nde verdiği unutulmaz vaazın ruhunu hissettim... Sahneye çıktığım her an, sanki Zekiye Hanım’ın Türk kadınına örnek olan cesur mücadelesine şahit oluyordum. Bu eserle birlikte yalnızca sahneye bir hikâye koymadık. Aynı zamanda tarihimize olan vefa borcumuzu da ödemeye çalıştık.

Ancak bu çabalarımız, yalnızca bizim gayretlerimizle sınırlı kalmamalı. Gençlerimiz, bu mücadelenin en değerli taşıyıcılarıdır. Kastamonu’nun kıymetli iş insanları, şehrin bu değerlerini önce Türkiye’ye, sonra dünyaya tanıtma noktasında önemli bir sorumluluk taşıyor. Bugün yurt dışında kurgu kahramanlarla övünülürken bizim gerçek kahramanlarımız tarihin sayfalarında tozlanmamalı.

Biz, gençler olarak İstiklal Yolu’nun gerçek kahramanlarını tanıtmak için elimizi taşın altına koyduk. Bu taşın kaldırılmasında Kastamonuluların desteğine güvenimiz tamdır. İnanıyorum ki bu eşsiz tarihin mirasını geleceğe taşıma mücadelesinde birlikte yürüyebiliriz. Gençler, geçmişin yükünü taşıyan bir köprü gibidir. Bizim elimizde tarih, sadece hatırlanmakla kalmaz; aynı zamanda yaşatılır ve günümüze taşınır.

Bu yazıyı okuyacak olan herkesi, özellikle Kastamonuluları, gençlerimizle birlikte İstiklal Yolu’nun kahramanlarını tanımaya ve tanıtmaya davet ediyorum. Çünkü bu yol, sadece Kastamonu’nun değil, tüm Türkiye’nin onurudur ve bu mücadele, önce Kastamonuluların asli vazifesidir. Böyle olmalıdır, böyle olmak zorundadır. İstanbul’dan Kastamonu’ya gelen bir öğrenci olarak benim bu kadar çaba sarf etmem, maalesef Kastamonu halkının eksiğidir. Ben, bu konuda benim onlara değil, onların bana ve tüm insanlığa bu mirası aktarmak için çabalamalarını isterdim. Gerçek kahramanlarımızın hikâyelerini anlatmak, bu mirası gelecek nesillere aktarmak, gençlerimizin boynunun borcudur. Bizim elimizde tarih, yazılı bir metin olmaktan çıkıp sahnede, sokakta ve kalplerde yaşamaya devam edecek.

Sponsor desteğiyle, bu büyük mirası daha geniş kitlelere tanıtma fırsatımız olacak. Her bir adımımızda, Kastamonu’dan başlayarak İstiklal Yolu güzergahında ilerleyecek ve sonunda tüm Türkiye’ye bu tarihi mirası aktarmanın gururunu yaşayacağız. Bu süreç, yalnızca bizim tiyatromuzun değil, Türk milletinin tarihine olan derin saygımızın bir simgesi olacak. Tarihimiz, sadece bir akademik konu değil; milletimizin kalbinde, her birimizde yaşayan bir gerçekliktir.

Şimdi, geçmişe olan borcumuzu ödeme zamanı. Geçmişin kahramanlarının hikâyelerini günümüze taşımak, sadece geçmişi onurlandırmak değil, aynı zamanda geleceğe doğru atacağımız adımların güçlü temellerini atmak anlamına geliyor."

(37Haber)