Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Kastamonu Şubesi, Türkav Bilim ve Kültür Söyleşileri serisinin sekizinci programına ev sahipliği yaptı. Bu etkinlik, Cumhuriyet'in 100. Kuruluş Yıldönümüne adanmış bir toplantıydı. İşte bu anlamlı etkinliğin başlıkları:
Cumhuriyetin Kökleri ve Kuruluşu
Kastamonu Üniversitesi İTBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU, Cumhuriyet'in kökenlerini ve kuruluşunu derinlemesine inceledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel bağlantıları ve kökenleri üzerine kapsamlı bir konuşma.
Atatürk ve Cumhuriyetin Temelleri
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliği ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi hakkında derinlemesine bir değerlendirme. Atatürk'ün millet egemenliği ve Temsilciler Meclisi oluşturma vizyonu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin İslam Dünyasındaki Rolü
Türkiye Cumhuriyeti'nin İslam dünyasındaki etkisi ve sorumlulukları üzerine bir tartışma. Filistin'den Türkiye'ye bakış ve İsrail'in politikalarına karşı duruş.
Türk Devletlerinin Tarihi Süreçteki Yerleri
Binlerce yıllık Türk tarihini anlamak için Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl bir devam olduğu. İskitler, Hunlar, Göktürkler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi tarihsel Türk devletlerinin rolü ve etkisi.
Cumhuriyetin Mirası ve Eğitim
Cumhuriyet dönemindeki bilim ve fikir adamlarının katkıları. Halil İnalcık, İ. Hakkı Uzunçarşılı, Orhan Şaik Gökyay gibi önemli şahsiyetler ve onların mirası.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Geleceği ve Hedefleri
Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılına yönelik hedefler ve öncelikler. Hukukun üstünlüğü, eğitim kalitesinin artırılması, ekonomik kaynakların adil kullanımı, dış politikada ittifaklar ve Türk dünyası ile ilişkilerin güçlendirilmesi.
Cumhuriyetin Temel Değerlerine Bağlılık
Cumhuriyetin temel değerlerine olan bağlılık ve Milli Mücadele'nin zorlukları. Yeni nesillere Cumhuriyetin kuruluş sürecinin ve mücadelelerinin anlatılması.
Vatan, Bayrak ve Miras Sorumluluğu
Vatanın mirasçıları olarak Cumhuriyetin ve bayrağın korunması ve yüksek değerlerin sürdürülmesine yönelik sorumluluk. Türk milletinin gelecek kuşaklara aktarılması gereken değerleri.
Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Yüzyılı
Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında hedeflerin belirlenmesi. Türk Dünyası ile daha sıkı bir bağın kurulması, bölgesel ve uluslararası sorunlara yönelik yaklaşımlar.
Cumhuriyetin Geleceği ve Uzun Süreli Vizyon
Cumhuriyetin uzun vadeli vizyonu ve sürdürülebilirliği. Milliyetçi parti ve kuruluşların güçlendirilmesi ve Türk dünyasının geleceği üzerindeki etkileri.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılını kutlarken, bu başlıklarla donatılmış bir etkinlik, Cumhuriyetin önemi ve değerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Gelecek kuşaklara Türk tarihini, kültürünü ve değerlerini aktarma görevini daha iyi yerine getirebilmek için bu tür söyleşilere ve tartışmalara devam etmek önemlidir.
Haberin tam metni:
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Kastamonu Şubesi, aylık olarak tertip ettiği Türkav Bilim ve Kültür Söyleşileri serisinin sekizinci programını 4 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdi. Cumhuriyet’in 100. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle TÜRKAV Konferans Salonu’nda yapılan programa MHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Kapusuz ve yönetimi, Kamu Sen’e bağlı sendika başkanları, Kastamonu Üniversitesinden akademisyenler, eğitimciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sunuculuğunu 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Öğretmeni Tezcan Derelioğlu’nun yaptığı bu anlamlı etkinlik saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından yapılan Kur’an tilavetiyle başladı.
100. yıl temasıyla hazırlanan, Türkav Bilim ve Kültür Söyleşileri programının bu ayki konuğu Kastamonu Üniversitesi İTBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU oldu. YAKUPOĞLU, “Türklüğün Beş Bin Senelik Özeti; Asırlık Türkiye Cumhuriyeti” başlıklı bir konuşma yaptı.
Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU, konuşmasında özet olarak Cumhuriyet’in Kuruluşunun 100. yılının Türkiye’de geniş kesimler tarafından kutlandığını ve Kastamonu’da da son haftalarda çok sayıda programın yapıldığını dile getirdi. Cumhuriyet’in aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile özdeş olduğunu ve 1920’de temelleri atılmış olan bu devletin tarihte kurulmuş Türk Devletlerinin bir devamından ibaret olduğu söyledi. İskitler-Hunlar- Göktürkler-Selçuklular-Osmanlılar şeklinde binlerce yıllık Türk tarihi bir ana cadde üzerinde en sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır diyen Yakupoğlu, Osmanlı Devleti içerisinden çıkan Cumhuriyet’in kuruluşunda Türk milliyetçiliğinin esas alındığını ve Türklüğün yeniden hak ettiği değeri Cumhuriyet ile bulduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi M. Kemal Atatürk, daha Ankara’da bir meclis açmadan önce Erzurum ve Sivas Kongrelerinde bile millet egemenliğine vurgu yapmış, bir Temsilciler Meclisi oluşturmuştur. 23 Nisan 1920’de Ankara Büyük Millet Meclisi de aynı esaslar üzerine çalışmış ve egemenliği Türk milleti’ne devretmiştir.
Yeni kurulmuş olan Türk Devleti de tıpkı eski Türk devletleri gibi mazlumların sığınağı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, haklının ve zayıfın yanındadır. Türk devleti, İslam’ın bayraktarı ve şemsiyesi görevini yürütmektedir. Filistin’de mazlumların, çocukların ve kadınların üzerine bomba yağdıran, kimyasal silahlarla sivil halkı katleden İsrail’in bu noktada bir devlet sayılamayacağını söylemek gerekir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlatılmış İstiklal Harbi’nin Türk ordusu tarafından kazanılması için İslam toplumları dua ettiler ve Yeni Türk Devleti’nin tam bağımsızlığına hayranlıkla baktılar. Filistin, Mısır ve diğer Afrika ülkeleri için Türkiye örnek oldu ve İngiliz mandasına karşı tepkiler arttı. Bu sayede Türkiye’nin önderliğinde dünyada yeni Müslüman devletler doğdu.
Bu gelişmeler ışığında söylenebilir ki günümüzde akan kanları durdurmak için Türk ve İslâm dünyasından Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi M. Kemal Atatürk ve silah arkadaşları gibi liderlerin yetişmesi büyük bir ihtiyaçtır.
Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren son dönem Osmanlı devlet adamları, düşünürler, aydınlar ve bürokratlar görev almıştır. Cumhuriyet’in ilk başbakanları ve genelkurmay başkanları bile Osmanlı son yıllarında dünyaya gelmiş ve Osmanlı okullarında yüksek eğitim almış kişilerdir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin tarihî, kültürel, maddi, manevi her yönüyle mirasçısı olmuştur. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti, Türk tarihinin beş bin yıllık bir özetidir.
Kuruluşunun birinci yüzyılı tamamlanıp ikinci yüzyılına girdiğimiz bu günlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geçmişinden aldığı güç ve tecrübe ile emin adımlarla geleceğe ilerlemektedir. Cumhuriyetimiz son yüzyılda ülkemizin her yerini demiryolları, limanlar, hava alanları, maden işletmeleri, dokuma fabrikaları, hastaneler, sanayi tesisleri, köprüler, yollar, müzeler, bankalar, gazeteler, elektrik ve telefon ağları, barajlar, otomobil, silah ve uçak fabrikaları ile diğer sosyal-kültür hizmetler ile donatmışlardır. Gölcük Tersanesi, Kayseri Uçak Fabrikası, Karabük Demir-çelik Fabrikası, Ankara Numune, İbni Sina ve Hacette Hastaneleri, GATA, Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları, Keban ve Atatürk Barajları, Etibank, Sümerbank, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, ASELSAN, HAVELSAN; ROKETSAN, TÜBİTAK, TUSAŞ bunlardan sadece birkaçıdır.
Atatürk yurt dışına çok sayıda öğrenci gönderdi. Bunlar okuyup uzman olarak ülkelerine döndüler ve yeni öğrenciler yetiştirdiler. Aynı Atatürk dışarıdan alanında çok iyi olan bilim adamları getirtti. Bu gün Batı dünyasının önde gelen gelişmiş ülkeleri de aynı şeyi yapıyorlar. Türkiye’den iyi yetişmiş gençleri ve bilim adamlarını çekmeye çalışıyorlar. Bu nedenle bu gençlerimize sahip çıkmalıyız. Gidenlerin bir süre sonra geri dönerek ülkeleri için bilim üretmelerini sağlamalıyız. Gençlerimize güvenmeliyiz. Onları dış tehlikelere karşı korumalı, iş imkânları sağlamalıyız. Atatürk, ülkesini ve milletini gençlere emanet etmişti, o gençlik atalarının yüzünü kara çıkarmadı ve Türkiye Cumhuriyeti 100. Yılını kutluyor bugün.
Cumhuriyet döneminde sayısı hiç de az olmayan büyük bilim ve fikir adamları, önder şahsiyetler de yetiştirdik. Halil İnalcık, İ. Hakkı Uzunçarşılı, Ekrem Akurgal, Orhan Şaik Gökyay, Alpaslan Türkeş, H. Nihal Atsız, Osman Turan, İbrahim Kafesoğlu, Hikmet Tanyu, Cemil Meriç, Vecihi Hürkuş, Tevfik Sağlam (Tıp), Mazhar Osman (Tıp), Hulusi Behçet (Tıp), Ali Fuat Başgil (Hukuk), Cahit Arf (Metematik), Fatin Gökmen (Astronom), Turhan Baytop (Eczacı), Cemal Reşit Rey (Bestekar), Münir Nurettin Selçuk, Aydın Sayılı, Fuat Sezgin, Esin Kahya, Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar vb.
Bizler Cumhuriyet’in İkinci Asrında yenilerini çıkarmalıyız. Yeni nesillere, gençlere yol açmalıyız. Düşünme cesaretine sahip olmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılında felsefede, sanatta, edebiyatta, bilimin her dalında çok daha büyük şahsiyetler yetiştirme kudret ve potansiyeline sahiptir.
Bundan sonra ikinci yüzyılda dikkat edilmesi gereken hukukun üstünlüğü ve adalete güvenin tam tesisinin sağlanmasıdır. Eğitim kalitemizin yükseltilmesidir. Ekonomik kaynaklar daha adil ve verimli kullanılmalıdır. Devlet, bütün vatandaşlarını, gençleri ve okulluları öz evladı görmeli, ayrım yapılmasına, haklarının yenilmesine müsaade etmemelidir.
Türkiye Cumhuriyeti dış politikada ittifaklar sistemine önem vermeyi sürdürmeli, dostsuz kalmamalıdır. Bugün üç İslam ülkesi Filistin konusunda söz birliği yapabilseydi İsrail bu kadar rahat çalışamazdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında hedefleri net olarak belirlenmelidir. İkinci Asır, Türk Dünyası Yüzyılı olmalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dünyada resmen tanınır olmalıdır. Sınır güvenliği güçlendirilmeli, güçlü ordu, güçlü millet vurgusundan vaz geçilmemelidir. Milliyetçi parti ve kuruluşların sayısının fazla ve bünyesinin güçlü olmasında yarar olacaktır. İkinci yüzyılın çizgilerini Türkiye’nin çevresindeki Balkanlar, Kırım, Musul hattı, Suriye, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Türk dünyası belirleyecektir. Bu hassas bölgelere özel ve kesintisiz ilgi gösterilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında milletleşme bilinci güçlendirilmeli, radikal örgütlere karşı uyanık olunmalı, kutuplaşmalara fırsat verilmemelidir. Cumhuriyet’in temel değerlerine sahip çıkılmalı, Milli Mücadele’nin zorlukları ve Yeni Türk Devleti’nin kuruluş aşamaları ile bu uğurda çekilmiş sıkıntılar yeni nesillere iyi anlatılmalıdır.
Unutulmalarıdır ki Cumhuriyet giderse devlet gider. Devlet giderse özgürlük gider, mukaddesat gider, bayrak gider, bayram gider. Bayram kutlamak için önce bayrak lazımdır, bağımsızlık lazımdır. Bayrağı olmayanın bayramı da olmaz. Çok şükür ki bizim bayrağımız da, bayramımız da vardır ve var olmaya da devam edecektir. Bayrak, şeref namus demektir. Bayrağı bize emanet eden Türkiye’nin kurucularıdır. Bayrağı şerefle taşıyoruz ve devletimizin kuruluşunda emeği geçenleri minnetle, şükranla anıyoruz.
Şairin de dediği gibi “Bu vatan toprağın kara bağrında, Sıradağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda, Kendini tarihe verenlerindir.” Türk vatanı bize onların yani şehit ve gazilerimizin armağanı ve mirasıdır. Biz sadece emanetçiyiz. Vatanı ve bütün kutsal değerleri koruyarak bir sonraki nesillere aktarmakla görevliyiz.
Büyük Türk Milleti, 100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti eliyle yeni yollar, kutlu çağlar açmaya devam edecek, Türk Dünyası ile bütünleşmeyi sürdürecek ve Türklüğü çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak hamlelere imza atacaktır. Buna eminiz.
100. Yılında Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, emeği geçenleri, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yad ediyorum. Yaşasın Yüce Türk Milleti, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Yaşasın Cumhuriyet…
Program sonunda TÜRKAV Kastamonu Şube Başkanı Kamil ÇONKOR ve MHP merkez ilçe başkanı Hüseyin Kapulu tarafından Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU’na teşekkür belgesi takdim edildi.
(Haber Merkezi)