Kastamonu’da mezarlıkta damadını silahla öldüren kayınpeder ve oğlunun ardından, damadın eşi ile kayınvalidesi de sanık olarak davaya dahil edildi.
Olay, 25 Ocak 2024’te Kırkçeşme Mahallesi Ahmet Dede Mezarlığı'nda meydana geldi. Polis ekipleri, mezarlıkta bulunan erkek cesediyle ilgili çalışma başlattı. Yapılan incelemede, cesedin 32 yaşındaki Tolga Benderlioğlu’na ait olduğu belirlendi. Benderlioğlu’nun başına ve vücudunun çeşitli bölgelerine isabet eden kurşunlarla hayatını kaybettiği tespit edildi.
Cinayet sonrası harekete geçen polis ekipleri, Plaka Tanıma Sistemleri (PTS) ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) görüntülerini inceleyerek olaya karıştığı değerlendirilen iki aracı tespit etti. Karabük’te durdurulan araçlarda bulunan Tolga Benderlioğlu’nun kayınpederi Osman D., kayınbiraderi İbrahim D. ve C.Ç. gözaltına alındı. Savcılıktaki işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edilen Osman D., İbrahim D. ve C.Ç. tutuklandı.
Sanıklar hakkında "kasten öldürme", "ruhsatsız silah ve mühimmat bulundurma" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından dava açıldı. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın önceki celsesinde mütalaasını açıklayan savcı, 3 sanığın da "kasten öldürme" suçundan cezalandırılmasını talep etti. Ayrıca Osman D. ve İbrahim D. için "haksız tahrik indirimi" uygulanmasını istedi.
Öte yandan, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı, olay sırasında mezarlıkta bulunan Tolga Benderlioğlu’nun eşi N.B. ile kayınvalidesi H.D. hakkında da olaya müdahale etmedikleri ve yardım ettikleri gerekçesiyle dava açtı. Bu dava, devam eden dosya ile birleştirildi.
"En Küçük Tartışmada Bana Şiddet Uyguluyordu"
Mahkemede sanık olarak savunma yapan tutuksuz sanık N.B., olay günü yaşananları anlattı.
“O akşam evde oturuyorduk. Babama ve abime çay götürecektim, annem ise yeni işten gelmişti. O sırada Cihan aradı ve Tolga ile buluşacağını söyleyerek abimi çağırdı. Annem ve babam, abime gitmemesi gerektiğini söyledi. Abim, bacağının kesilmesi nedeniyle zaten korku içindeydi. Sürekli tehdit ediliyorduk ve her gün karakola gidiyorduk. Biz de alışverişe gitmeyi planlıyorduk ve bir telefon bekliyorduk.
Cihan abi, Tolga ile kafede buluşacaklarını söyledi. Babam da abimi arayarak, ‘Oğlum gel, korkuyorum, konuşacak bir şey kalmadı’ dedi. Abim ise Tolga’nın görüşmek istediğini söyledi. Babam, bu buluşmaya sıcak bakmadığını belirtti. Cihan abi tekrar arayıp, işlerin pek iyi gitmeyeceğini ima etti.
Daha sonra kafeye gittik ve arabada beklemeye başladık. Cihan abi babamın yanına gelip beş dakika kadar konuştu, ancak araçta olduğum için ne konuştuklarını duyamadım. Kafeden ayrıldık ve Tolga ile Cihan abi, abimin arabasının arka koltuğuna bindi. Babam, abime zarar vereceklerinden endişelendiği için tedirgin oldu. Araç hareket ettikten sonra biz de onları takip ettik.
Yolda giderken aracın sarsıldığını fark ettim ve babama, ‘Ne oluyor, ağabeyim neden böyle araç kullanıyor?’ diye sordum. Babam da ‘Bilmiyorum’ dedi. Mezarlığa vardığımızda babam araçtan indi. Ben olayın hiçbir anına şahit olmadım, sadece silah seslerini duydum. Babam silahla geri döndü. Ne olduğunu sorduğumda hiçbir şey söylemeden aceleyle oradan uzaklaştık.
Daha sonra eve gittiğimizde korku içindeydim. Babam bizimle helalleşti. O sırada Tolga’nın babası, abimi arayarak ‘Hiçbirinizi yaşatmayacağım’ dedi. Babam teslim olmayı düşünüyordu ancak tehdit edildiğini söyleyerek önce bizi İstanbul’a bırakıp ardından teslim olacağını belirtti.”
"Ben Suçsuzum, Olayla Hiçbir İlgim Yok"
Tutuksuz yargılanan Tolga Benderlioğlu’nun kayınvalidesi H.D., kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
"Hakkımda tasarlayarak adam öldürme suçundan kamu davası açıldı. Olay anında araçtaydık, dışarı çıkmadık, ancak olaya müdahale etmediğimiz ve Karabük’te yakalandığımız için dava açıldığı söylendi. Faillerle fikir birliği içinde olduğumuz iddiasıyla yargılanıyorum" dedi.
Mezarlığa gittiklerini bilmediğini belirten H.D., "Araç durduğunda eşim bize ‘araçtan inmeyin’ dedi. Kimin vurulduğunu görmedim, Cihan’ı ya da Tolga’yı fark etmedim. O anda bayılmışım, kızım da benim gibi fenalaştı. Olayın nasıl geliştiğini anlamadık. Ben suçsuzum, hiçbir şeyle alakam yok" şeklinde konuştu.
"Benim Evladıma Kurşun Sıkanlar Aynı Şeyi Yaşasın"
Tolga Benderlioğlu’nun annesi G.B. ise sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek duygularını dile getirdi.
"Olaydan sonra eşim sanıkları arayarak ‘Benim çocuğumu öldürdüyseniz, ben de sizi öldürürüm’ dedi. Evladımı öldürüp mezarlığa atmışlar. Oğlumdan ne istediler? Allah’tan hiç mi korkmadılar? Ayrılabilirlerdi, ama neden oğlumu öldürdüler? Benim çocuğuma nasıl kurşun sıktılarsa, onlar da aynı şekilde cezalarını çeksin" ifadelerini kullandı.
"Yalanlarla Başlayan Evlilik Cinayetle Sonuçlandı"
Maktul Tolga Benderlioğlu’nun babası E.B., oğlunun planlı bir cinayete kurban gittiğini öne sürdü.
"Evlilik baştan beri yalanlar üzerine kurulmuştu ve bu durum en sonunda cinayetle noktalandı. Kafede kapıda beklemişler ama içeriye girmemişler. Eğer gerçekten bir sorun vardıysa, neden içeri girip ‘Bana neden küfür ettin?’ diye sormadılar? Bu olay önceden planlanmış, konuşulmuş. Cihan devreye girmese oğlumu öldürmeleri mümkün değildi. Onu arka koltuğa oturtmalarıyla her şey bitmiş zaten. Eğer böyle bir sonla karşılaşacağımızı bilseydik, biz de boş durmazdık. Benim çocuğumu tasarlayarak öldürdüler. Hepsinden şikayetçiyim" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Osman D., İbrahim D. ve C.Ç.’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ayrıca, ek mütalaanın hazırlanabilmesi için dava dosyasını Cumhuriyet savcısına gönderdi.