Fotoğraf sanatçısı Sadık Üçok, 1985 yılında İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) tarafından düzenlenen bir gezi kapsamında ilk kez Kastamonu’ya geldiğinde, kentin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan birçok fotoğraf çekmişti. Sinan Bey Camii, Kastamonu Kalesi ve çevresindeki hanlar o dönemde Üçok’un objektifine yansıyan başlıca yapılar olmuştu.
Aradan geçen tam 40 yılın ardından, bu kez Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) projesi kapsamında gerçekleştirilen “Uzmanından İlham Al” başlıklı bir etkinliğe davet edilen Üçok, şehre yeniden adım attı. Etkinlik sonrası yaptığı şehir gezisinde ise, yıllar önce çektiği fotoğrafların izini sürmeye başladı.
"Geçmişte çektiğim fotoğraflarla bugün yüzleşmek beni duygulandırıyor"
Sadık Üçok, eski fotoğraflarını yanına alarak şehirde geçmişin izlerini sürerken, bazı tarihi yapıların yerini tespit etmekte zorluk yaşadı. Özellikle 1985’te çektiği Sinan Bey Camii’ni bulmak için birçok kişiye danışan Üçok, nihayet doğru camiyi bulduğunda büyük bir mutluluk yaşadığını ifade etti.
AA muhabirine yaptığı açıklamada, “40 yıl önceki fotoğrafların aynı açısını tekrar yakalamak benim için tarifsiz bir duygu. O karelerde oynayan çocuklar bugün 50 yaşında. Bu karşılaşma hem geçmişle yüzleşmek hem de zamanın fotoğraflarda nasıl iz bıraktığını görmek adına çok özel,” dedi.
“Fotoğraf, Zamanın Tanığıdır”
Fotoğrafçılığı bir meslekten öte bir yaşam biçimi olarak gören Sadık Üçok, geçmişte çekilen karelerin bugünkü şehir manzaralarıyla karşılaştırılmasının hem sanatsal hem de sosyolojik açıdan büyük değer taşıdığını vurguladı.
Tarih, fotoğraf üzerinden çok net okunuyor. Tüm tarihin detaylarını bir fotoğraf bize verebiliyor diyen Üçok, fotoğraf sanatçılarının tarihe görsel belge bırakma açısından önemli bir misyon üstlendiğine dikkat çekti.
Yıllar önce objektifine yansıyan anıları yeniden aynı kadrajda canlandırmanın kendisini derinden etkilediğini belirten Sadık Üçok, yıllar sonra Kastamonu’da aynı noktada tekrar deklanşöre basmanın tarifsiz bir mutluluk verdiğini söyledi. O dönemde cami avlusunda oynayan çocukların bugün ellili yaşlarında olabileceğini dile getiren Üçok, bir fotoğraf karesinin sadece bir anı değil, aynı zamanda dönemin ruhunu ve tarihini taşıyan bir belge olduğunu vurguladı. “İyi ki bu yola çıkmışım, iyi ki fotoğrafçıyım,” diyen Üçok, geçmişle bugünü aynı karede buluşturmanın yarattığı duygusal etkiyi kelimelerle anlatmanın zor olduğunu belirtti. Ona göre fotoğraf, sadece bir sanat değil; zamanın ve toplumun sessiz tanığıdır.