Hayatı alt üst olan ve günlerdir ayağa kalkamayan Yazan, "Çocuklar çığlık çığlığa kaldı. Kurşun ayaklarımdan çıktıktan sonra bungalovun camına girip 3,5 aylık bebeğin pusetinin önünde durmuş. Ya kurşun o bebeğe de gelseydi?" dedi.
Olay, 18 Mayıs Cumartesi günü Kartepe'deki bungalovda meydana geldi. Eşi, yaşları 2 ile 4 olan çocukları ve arkadaşının ailesiyle bungalova tatile giden Ozan Yazan (32), bahçede mangal yakmak için hazırlık yaptığı sırada kurşunun hedefi oldu. Kanlar içinde yere düşen ve hastaneye kaldırılan Yazan, bacağındaki sinirlerinin kopması neticesinde ameliyata alındı.
Kurşun önce Yazan'a isabet etti, ardından bebek pusetinin önüne düştü
16 yaşındaki çocuğun, arkadaşlarıyla birlikte araçla seyir halindeyken tabelaya ateş ettiği, tabancadan çıkan kurşunun bungalov bahçesinin çitlerine, ardından da Yazan'ın bacağına isabet ettikten sonra 3,5 aylık bebeğin pusetinin önüne düştüğü öğrenildi. Tabelaya ateş eden 16 yaşındaki çocuğun olayın ardından gözaltına alındığı, işlemleri sonrasında ise serbest bırakıldığı bildirildi.
"Çocuklar çığlık çığlığa kaldı"
Yaşadığı mağduriyeti anlatan Ozan Yazan, "Kastamonu'dan gelen arkadaşımız ve ailemle birlikte hafta sonunu geçirmek için bungalova gittik. İkinci gün saat 18.30 sıralarında vuruldum. Daha sonra hastane sürecim başladı, ameliyat oldum. Vurulmadan önce mangal yakmaya hazırlanıyordum. Yanımda 4 ve 2 yaşında olan oğullarım, arkadaşımın 4 yaşındaki kızı vardı. Arkadaşımın 3,5 aylık bebeği de bungalovda pusetin içindeydi.
Ben odun parçalarken mermi bacağımın sol tarafından girip, sol tarafından çıktı. Çocuklar çığlık çığlığa kaldı. Kurşun ayaklarımdan çıktıktan sonra bungalovun camına girip 3,5 aylık bebeğin pusetinin önünde durmuş. Ya kurşun o bebeğe de gelseydi veya ayağıma gelmemiş olsaydı da yanımda bulunan çocuklarıma gelmiş olsaydı. Biz o zaman şimdi neyi konuşuyor olacaktık? Ya da kuşun hayati bölgeme gelmiş olsaydı biz şu an neyi konuşuyor olacaktık? Dizimin aşağısını hissetmiyorum, belki kalan ömrümü bu şekilde tamamlayacağım. Bir şekilde yaşayacağız ama diğer söylediğim 3-4 senaryo olsaydı biz bugün neyi konuşuyor olacaktık?" dedi.
"Ben canımla mücadele verirken, mekan sahipleri sosyal medya reklamlarına devam etti"
Ozan Yazan, işletme sahiplerine de kırgın olduğunu belirterek, "Biz sonuç itibariyle o gün orada misafirdik. İşletme sahipleri hastaneye gelip beni sormadı. Belki onların da güvenlik zafiyeti var. Belki bahçede tahtadan çit değil de betonarme duvar olması gerekiyordu. Yerden bir metre betonarme duvar olsa kurşun bana gelmeyecekti. Bunları sorgulamıyorum, benim tek sorguladığım şey mekan sahiplerinin de bir kere olsun hastaneye, eve gelmemiş olması, ya da hiç aramamış olması. 'Geçmiş olsun, yapabileceğimiz bir şey var mı?' demesi bile bizim için yeterliydi. Bizim kimseden beklentimiz yoktu ancak beni üzen konu ben hastanede canımla mücadele verirken mekan sahiplerinin hiçbir şey olmamış gibi, 'Doğa, kuş seslerinde uyanabilirsiniz' gibi sosyal medyadan reklam yapmaları, benim arayıp sormamaları çok zoruma gitti" diye konuştu.
"Yüzde 10 gibi engelle hayatıma devam edebilirim"
Kurşunun bacağındaki sinirlere zarar verdiğini söyleyen Yazan, "Doktor; kurşunun sinilerimi ve hücrelerimi yaktığı için 6 ay ayağımın üstüne basamayacağımı söyledi. 6 ayın sonunda şiddetli ağrıların kronik olarak kalabileceğini söyledi. 6 ayın sonunda uzun süreli fizik tedavi beni bekliyor. Fizik tedavinin sonunda 2 seçeneğim var. Ya bir sorun olmadan yürümeye devam edeceğim, ya da yüzde 10 gibi engelle hayatıma devam edeceğim. Bileğimden aşağısı yürürken aksayabilirmiş. Kamyoncuyum. Bu ayakla nasıl araba kullanacağım? Şu an işimi yapamıyorum" şeklinde konuştu.
"Olayın gerçekleştiren kişinin serbest bırakılması da canımızı sıktı"
Olayın 16 yaşındaki çocuk tarafından gerçekleştirildiğini ifade eden Ozan Yazan, "Silah 16 yaşındaki çocukta. Öğrendiğim kadarıyla çocuk amcasının silahını gizlice almış. 16 yaşındaki şahıs, seyir halindeyken kız arkadaşlarına hava atmak için levhaya ateş etmeye çalışmış. Olaydan bir saat sonra şahsın yakalandığını, bir gün sonra da serbest bırakıldığını öğrendim. Olayın gerçekleştiren kişinin serbest bırakılması da canımızı sıktı. Çocuk, yolda geçerken levhaya ateş ettiğini ifadesinde dile getirmiş. Bu yorgun mermi değil. Karşı taraf bunu basit olay olarak görebilir, kaza diyebilir ama çocuklarım vurulabilirdi. Kurşun hayati yerime de gelebilirdi. Mağdurum, ne kadar daha yatağa bağımlı kalacağım, ayağımı ömür boyu bir daha kullanabilecek miyim, işimi bir daha yapabilecek miyim? Her ay 114 bin TL esnaf kefalet ödemem ve her ay ödemem gereken 35 bin TL ödemem var. Diyelim ki kamyonumu sattım ve borçlarımı ödedim. Ya sonra ne olacak, bu ayağımla ne yapacağım" dedi.
"Tuvalete bile gidemiyor, elimi yüzümü yıkayamıyorum"
Ozan Yazan, artık ormanlık alanlardaki bungalovda tatil yapmayacağının altını çizerek, "Bu olaydan aldığım tek ders, dağlık ve ormanlık alanda bungalova gitmemek oldu. İnsanlara da tavsiyem kimse dağlık, ormanlık alandaki bungalovlara gitmesin çünkü güvenli değil. Bizim Türk milletinin içinde ormana gidip ateş etmek var. Bungalovlar o kadar da güvenli alanlar değil, can güvenliği yok. Belki mekan sahibinin de buna yapabileceği bir şey yok. Olur olmaz yerlerde, dağlık, ormanlık alanlarda şehir merkezlerinde bir anlık zevkiniz için ateş ediyorsunuz, attığınız ateş bir insanın hayatını söndürüyor. Hiçbir ihtiyacımı gideremiyorum, tuvalete bile gidemiyor elimi yüzümü yıkayamıyorum. 6 ay boyunca yatakta yatacağım, 6 ayda fizik tedavi göreceğim ama beni vuran arkadaş elini kolunu sallayarak dışarda geziyor. Bu da benim moralimi bozuyor" ifadelerini kullandı.
(iha)