Kastamonu’nun Tosya ilçesine bağlı Ekincik köyü, sadece bölgedeki değil, Türkiye genelindeki köyler için örnek teşkil edebilecek bir kalkınma modelini sergiliyor.
37 Haber'in aktardığına göre, 2016 yılında Uğraşmış ailesi tarafından kurulan tekstil atölyesi sayesinde Ekincik köyü, yaz-kış göç vermeyen nadir köylerden biri haline geldi. Köydeki atölye sayesinde, özellikle pandemi dönemi gibi zorlu zamanlarda dahi üretim durmamış ve köy halkı ekonomilerini sürdürebilmiştir.
Ekincik köyü, şu anda 40-50 kişi istihdam sağlasa da, bu sayı bazı dönemlerde 60’a kadar çıkabiliyor. Tosya merkezden bile çalışanlar her gün servislerle köye gelerek işlerine devam ediyor. Ancak, köydeki bu örnek kalkınma hikayesi, yetkililerin ilgisizliği nedeniyle daha fazla destek görememiş. Herhangi bir yerel yetkili de Ekincik köyüne henüz ziyaret gerçekleştirmemiş. Köydeki hizmetler, büyük ölçüde köy muhtarı Recep Uğraşmış ve köylülerin çabalarıyla sağlanıyor.
Ekincik Köyü: Başarılı Bir Üretim Modeli
Ekincik köyündeki tekstil atölyesinin kuruluşu, bölgedeki tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köylüler için önemli bir gelir kaynağı oluşturdu. 2016 yılında kurulan bu atölye, yalnızca köy halkına iş imkanı sunmakla kalmayıp, aynı zamanda köyün ekonomik açıdan bağımsız hale gelmesine de yardımcı oldu. 80-90 haneli bu köyde, yaz kış göç vermeyen tek köy olma özelliğini taşıyan Ekincik, üretim yaparak hem köy halkının refah seviyesini artırmış hem de çevre köylere örnek olmuştur.
Atölye, penye ve tekstil ürünlerinin üretimini yapabilen bir kapasiteye sahipken, Alp ve Arslan Çanta gibi yerel firmalar da bu üretim sürecine katkı sağlıyor. Alp Çanta Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kuru ve Şakir Kuru, köydeki üretimi destekleyerek, Ekincik köyünün kalkınmasına büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, bu atölyenin kurulması, köy halkının kendi köylerinde iş bulabilmesini sağlamış ve köyün yerel ekonomisine büyük fayda sağlamıştır.
Ayrıca, Fabrika müdürü olan Recep Uğraşmış, babasıyla aynı ismi taşıyor ve askerliğini tamamladıktan sonra tekstil sektöründe çalışmaya başladığını belirtti.
Yetkililerin İlgisizliği ve Köyün Sorunları
Ekincik köyündeki en büyük eksikliklerden biri, yetkililerin ilgisizliğidir. Köydeki hizmetlerin geneli, köy muhtarı Recep Uğraşmış ve köylülerin çabalarıyla yürütülüyor. Köyde, ilköğretim okulu, içme suyu şebekesi ve elektrik bulunmasına rağmen, kanalizasyon şebekesi ve sağlık ocağı gibi temel hizmetlerden yoksundur. Özellikle pandemi döneminde, ülke çapında birçok fabrikada üretim dururken, Ekincik köyündeki tekstil atölyesi çalışmalarına devam etmiş ve köy halkının geçim kaynağını sürdürmesine yardımcı olmuştur. Bu durum, devletin kırsal kalkınma ve köylerdeki istihdamı artırmaya yönelik politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
Köy Modelinin Yaygınlaştırılması Gerekiyor
Ekincik köyü, yalnızca Tosya için değil, tüm Türkiye için örnek bir model oluşturuyor. Eğer devlet yetkilileri, bu tür üretim merkezlerine daha fazla destek verir ve bu kalkınma modellerini diğer köylere yayarsa, sadece Ekincik köyü değil, çevredeki 15-20 köy de ekonomik olarak kalkınabilir. Çiftlik Pazaryeri gibi çevre köylerin bir araya gelerek kooperatifleşmesi ve ortak projeler üretmesi, bölgedeki tarım ve hayvancılığın gelişmesini sağlayabilir. Bu tür projelerle, köyler sadece yazın değil, kışın da yaşanabilir hale gelebilir.
Kastamonu’nun 1050 civarında köyü bulunuyor ve bu köylerin 10-15’i bir araya gelerek ortak projeler üretseler, yerel kalkınmayı hızlandırabilirler. Tarım, hayvancılık ve endemik bitkiler üzerine yapılacak projelerle, Kastamonu’nun nüfusu büyükşehirlerden gelen göçle artabilir. Bu, sadece Kastamonu için değil, tüm Karadeniz Bölgesi için büyük bir fırsat olabilir.
Tosya Ekincik Köyü’nün Geleceği İçin Adım Atılmalı
Ekincik köyü, üretim gücü ve dayanışma ile köylere örnek teşkil ederken, devlet yetkililerinin köye olan ilgisini artırması gerektiği açıkça ortadadır. Tosya ve Kastamonu’daki yöneticilere seslenen bir çağrıda bulunan köy halkı, "Lütfen Ekincik köyünü ziyaret edin ve köyün gelişimine katkı sağlayacak adımlar atın. Bu tür üretim merkezleri, sadece köyün değil, tüm bölgenin kalkınmasını sağlayabilir" diyor. Eğer bu köy modeli daha fazla destek alırsa, bu tarz kalkınma projeleri Türkiye genelinde yaygınlaşabilir ve köyler, büyükşehirlerin sıkıntılarından kurtulabilir.