Sarımsağı dünyaca meşhur Taşköprü ilçemiz, 1927 yılında geçirdiği büyük yangın sonucu yapılaşmasıyla dikkat çekiyor.
30 Ağustos 1927 yılında Zafer Bayramı kutlamalarının devam ettiği sırada Taşköprü merkez Karasait Mahallesi’nde bir muhacirin evinden kaza eseri çıkan ve kısa sürede yayılarak Taşköprü’nün dörtte üçlük kısmının kül olmasına neden olan yangın sonucu ilçe, yeni ve düzenli yapılaşmasıyla örnek teşkil ediyor.
ATATÜRK ÇOK BEĞENMİŞTİ
29 Ağustos 1925 tarihinde ilçeyi ziyaret eden ve oldukça beğenen Ulu Önder Atatürk’te Taşköprü’deki yangına üzülerek Ankara’nın imarı için gelen Alman Mimarları Taşköprü’ye göndererek imarını çizdirmek suretiyle uygulanan ızgara plan sistem sayesinde Taşköprü’de çıkmaz sokak bulunmuyor. Bütün sokaklar dikine ve paralel uzanarak birbirine çıkıyor. Sokakların bir ucundan diğer ucu rahatlıkla görülebiliyor.
Taşköprü’yü “Küllerinden Doğan Kent” olarak tabir eden Taşköprü Belediye Başkanı Abdullah Çatal’da, ilçede 14 mahalle 26 cadde, 1 meydan, 2 bulvar ve 172 sokak olduğunu ve hepsinin birbirine rahatlıkla çıktığını söyledi.
İMARINI ALMAN MİMARLAR ÇİZDİ
Çatal, Ulu Önder’in 1925 yılında Taşköprü’ye geldiğinde burasını çok beğendiğini ve yangın haberi duyunca üzüntüsünün bir ifadesi olarak Ankara’nın imarını yapmak için ülkemize gelen Alman Mimarları Taşköprü’ye gönderdiğini ve uygulanan ızgara plan sistemiyle Taşköprü’nün imarının örnek teşkil ettiğini ve bunu ilçeye gelen herkesin ifade ettiğini kaydetti.
İmar olarak Taşköprü’deki düzenliliğe hayran kalan bazı ziyaretçilerin konuyu duyunca “Hayırlı Yangın“ olarak ifade ettiğini de belirten Başkan Çatal şöyle devam etti: “İlçemizde mevcut bulunan ve kent kimliğimizin aynası durumunda olan tarihi yapılar diğer yerleşim birimlerinden farklı olarak Selçuklu ve Osmanlı yapı özelliklerini bir arada taşımaktadır. Yapılan restorasyon çalışmaları ile nitelikli yapılar ortaya çıkmış ve ilçemiz tarih, doğa, kültür ve turizm kenti olma özelliğini zaman içinde artırmıştır.”
ÇOK SAYIDA TESCİLLİ YAPI VAR
Şuan Taşköprü’de çok sayıda tescilli yapının olduğunu ve bunlarında hayata kazandırılması için çalışmaların sürdüğünü kaydeden Çatal, koruma bilinci ile yaklaştığımız tüm nitelikli eserler sadece bize atalarımızdan kalan miras değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara aktarmak zorunda olduğumuz emanetlerimizdir” dedi.
Özel Haber: Ünal TOPUKSUZOĞLU