Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi yazarlarından Rıfat Ilgaz, Kastamonu'nun Cide ilçesinden doğup büyüyen bir isim olarak hem şehrinin hem de Türkiye'nin kültürel mirasında önemli bir yer tutar.
Ilgaz, eserlerinde memleketine olan bağlılığını sıklıkla dile getirerek, Kastamonu’nun doğal ve toplumsal dokusunu romanlarının merkezine yerleştirir. Özellikle Sarı Yazma ve Hababam Sınıfı, bu bağlılığın güçlü bir sembolüdür.
Sarı Yazma: Bir Kuşağın Hikayesi
Rıfat Ilgaz'ın Sarı Yazma adlı eseri, yalnızca bir otobiyografik roman olarak değil, aynı zamanda toplumsal çelişkilerin ortasında yoğrulmuş bir kuşağın hikâyesini anlatır. Bu kuşak, sert ve çelişkili bir dönemin yıprattığı ve zorladığı insanların öyküsüdür. Roman, Ilgaz’ın uzun mücadelelerle dolu yaşamının ardından yorgun ama inançlı bir şekilde doğduğu Cide’ye dönüşüyle başlar. Yazar, bu geri dönüşte tüm geçmişiyle yüzleşirken, duru anlatımıyla dirençli ve umut dolu bir son sunar.
Sarı Yazma, aynı zamanda Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan 1950’li yıllara kadar olan politik ve edebi yapıyı gözler önüne serer. Bu eser, savaş karanlığında mücadele eden 1940 Kuşağı toplumcu gerçekçi aydınlarının derin bir hikâyesini de işler. Ilgaz’ın, bu kuşağın mücadelesini içtenlikle yansıtması, eserin evrensel bir değer taşımasını sağlar.
Cide'nin 'Sarı Yazma'sı
Ayrıca, Sarı yazma, ünlü yazar Rıfat Ilgaz'ın eserlerinde yer bulan, Cide ilçesine özgü bir başörtüsüdür. Aynı zamanda kadınların yerel köy kıyafetlerinin vazgeçilmez bir unsuru olarak öne çıkmaktadır. Bu özel renk ve desen, günümüzde yalnızca başörtüsü olarak değil, aynı zamanda elbise, masa örtüsü, sehpa örtüsü ve bandana gibi çeşitli aksesuarlarla da kullanılmakta; böylece Cide'nin sembolü haline gelmiştir.
Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Festivali: Anılarda Yaşayan Bir Edebiyatçı
Her yıl Temmuz ayında Kastamonu’nun Cide ilçesinde düzenlenen Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali, Ilgaz’ın eserlerini ve toplumsal mücadelelerini yaşatmaya devam ediyor. Paneller, sergiler ve müzik dinletileri eşliğinde düzenlenen bu festival, Ilgaz’ın anısını canlı tutarken, yazarın toplumcu gerçekçi anlayışını genç nesillere aktarıyor.
Rıfat Ilgaz ve Nihat Dicle: Edebiyatta Öğretmen-Öğrenci İlişkisi
Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi, 1885 yılında eğitim hayatına başlamıştır.
Bu okulda öğrenim gören Rıfat Ilgaz, Kastamonu'nun Cide ilçesinden gelmektedir ve Hababam Sınıfı eserindeki Güdük Necmi karakteriyle kendisine eserde yer vermiştir. Ayrıca, Hababam Sınıfı'ndaki Kel Mahmut karakteri, Rıfat Ilgaz'ın Abdurrahman Paşa Lisesi'ndeki öğretmeni Nihat Dicle’ye dayanmaktadır. Nihat Dicle, bu karakterin ilham kaynağı olmuş ve Rıfat Ilgaz, ona duyduğu saygıyı eserinde yansıtmıştır. Dicle, öğrencisi Ilgaz’a yazdığı bir mektup ile karakterin yaratıcılığına duyduğu hayranlığı ifade etmiştir.
Nihat Dicle'nin mektubunda şu ifadeler yer almaktadır:
"Bu mektubu yazmakta ki birinci sebep, geçen akşam televizyonda çok kıymetli eseriniz olan Hababam Sınıfı filmini seyretmek olmuştur... Bana verdiğiniz Kel Mahmut rolünden dolayı size minnettarlığımı, takdirlerimi, gurur ve iftihar duygularımı iletmektir. Ne yazacağımı bilemiyorum. Yalnız televizyon gibi bir yayın aracında, eserinizi tüm memleket bireylerinin iftiharla seyretmesi kafidir. Sağ olunuz, var olunuz. Duygularımı taktirlerinize bırakıyorum."
Rıfat Ilgaz’ın Edebiyat Mirası: Kastamonu’dan Tüm Dünyaya
Rıfat Ilgaz, yalnızca edebiyat sahnesinde değil, Kastamonu’nun kültürel tarihinde de önemli bir simge haline gelmiştir. Eserlerinde sıkça yer verdiği memleketi Cide, onun yazınında hem bir ilham kaynağı hem de toplumsal mücadelelerin yansıdığı bir mecra olmuştur. Sarı Yazma gibi romanlarında yerelden evrensele uzanan bir dil kullanarak, toplumun içindeki çelişkileri ve zorlukları başarıyla ele almıştır.
Kastamonu ve Cide’de düzenlenen etkinliklerle Ilgaz’ın mirası yaşatılırken, doğduğu evin 2008 yılında müzeye dönüştürülmesi de bu büyük yazarı onurlandırmanın önemli bir adımı olmuştur.
Toplumcu Gerçekçiliğin Sesi: Rıfat Ilgaz’ın Eserleri
Rıfat Ilgaz, edebiyat hayatına henüz 15 yaşında Sevgilimin Mezarında şiiriyle adım atmış ve toplumcu gerçekçi bir anlayışla yazdığı eserleriyle Türkiye’nin siyasi ve toplumsal çalkantılarına ışık tutmuştur. Öğretmenlik yıllarında yaşadıkları ve II. Dünya Savaşı’nın etkileri, onun toplumcu bir çizgide eserler vermesine neden oldu. Sınıf adlı şiir kitabı toplatılıp hakkında soruşturma açılmasına rağmen, Ilgaz’ın eserleri her zaman halkın sesi oldu.
Nazım Hikmet’in etkisiyle şekillenen Ilgaz’ın yazım tarzı, dönemin diğer önemli isimleriyle birlikte Markopaşa gibi dergilerde yayımlanan eserleriyle de dikkat çekti. Özellikle Hababam Sınıfı serisi, Türk edebiyatında hem mizahi hem de eleştirel yönüyle ayrı bir yere sahiptir.
İLGİLİ HABER