Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Süper Kupa maçı öncesi açıklamalarda bulunuyor.
Koç'un konuşmasından satır başları;
Açıklayacak çok şey var. Birkaç dakikanızı alacağım. Öncelikle bugün ne yaşanacaksa bugüne kadar ne yaşandıysa tüm Fenerbahçe taraftarlarına şunu söylemek istiyorum. İslam Çupi'nin sözlerini hatırlamanın tam da günüdür. Fenerbahçe, yüzde 50 50 şansı olan bir müsabakaya a takımını getirmemiş, kupa şansını zayıflatmış, bunu da inandığı ilkeler, değerler ve uğradığı haksızlıklara isyan etme noktasına geldiği için yapmıştır.
''F.BAHÇE'Yİ İSYAN ETTİRECEK NOKTAYA GELİNDİ''
Yaşadığımız haksızlıklar, terör örgütünün kurduğu kumpaslar, futbol takımımıza yapılan suikast girişimi, son deplasman maçımızda futbolcularımıza yapılan linç teşebbüsü, zorbalıkla çalınan özellikle 3 defa son haftada çalınan şampiyonluklarımız.. Suikast girişiminin içimizi en çok acıtan, içinde bulunduğumuz durumu sorgulatan unsurlardan biri, suikast girişiminin halen faili meçhul kalması. O zamanın yönetimi de ligden çekilmeyi, maçların tehir edilmesini istemişti. Devletin en önemli kademelerinde teminatlar verilip, 'Biz bulacağız suçluları' denildi, 9 sene geçti hala bir ilerleme yok. 3 Temmuz kumpas sürecinde bazı açılan davaların havada kalmaması, sonuçlanmaması... Ne demek istiyorum. Bütün bu kötülüklerin, garip olayların, anormalliklerin tek bir kulübün başına gelmesi, olayların sıradanlaşması Fenerbahçe'yi isyan ettirecek noktaya getirmiştir.
''İSYANIMIZIN İLK ADIMI''
İsyanımızın ilk adımını bugün istemeyerek, arzu etmeyerek bu değerli şehrimiz Şanlıurfa'da atmak zorundayım. Kötülüklerin, kötülüğün tarifi hiçbir alanda futbol alanında olduğu kadar somut, delilli ve gerçek olmamıştır. Bu gidişata son verilmediği için kötülükler, kötülük yapanlar arsızlaşmış, beden bulmuş ve artarak devam etmiştir.
''ŞAİBELİ SÜRECİN KAZANANI BELLİ''
Son 20 yılı ve özellikle 3 Temmuz kumpası sonrasını konuşuyoruz. Garip, şaibeli, pek çok soru işaretli sürecin kazananı da bellidir. Dolayısıyla, bizim bugünkü isyanımız, tepkimiz, Süper Kupa'daki duruşumuzun sadece maçın tarihiyle, sadece son deplasman maçında yaşadıklarımızla ilgili, alakalı değildir. Olağanüstü genel kuruldaki videomuzda yaşananları gösterdik, anlattık. Asıl sorgulanması gereken, niye Fenerbahçe bunları yaşıyor, bunlar niye hep Fenerbahçe'nin başına geliyor demektense isyanımız ve isyanımız doğrultusunda ilk adımımızı atarken işi basitleştirmek, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi 'ne olacak maç tarihinde, oynasanız, başkaları da oynuyor' demek bizim açımızdan kabul edilebilir değil.
''KİMSE GEÇMİŞ OLSUN MESAJI PAYLAŞMADI''
Son döneme bakalım, bu sezona. Son deplasman maçından sonra FIFA Başkanı Infantino çıktı, futbolcuların güvenliğinden bahsetti, bunun olmazsa olmaz olduğunu söyledi. Kim sorumlu bunu sağlamakta? Her deplasman maçında olduğu gibi ev sahibi, TFF ve devlet, yani valilik, emniyet güçleri. Size soruyorum, Trabzon maçında güven ortamı sağlandı mı, emniyetli bir ortam oluşturuldu mu? Güvenli ortam sağlansaydı futbolcularımıza yapılan linç girişiminde futbolcularımız kendilerini korumak zorunda kalmazlardı. Sonra ne oldu? Tek bir geçmiş olsun mesajı paylaşılmadı. Ne devletten ne siyasetçilerden, herhangi bir siyasi partiden, futbolun paydaşlarından, buna TFF dahil olmak üzere. Bunu bir kere not ettik ama önemli olan kısım bu değil. Önemli olan kısım, bırakın geçmiş olsun mesajlarını, bazı rakiplerimiz Fenerbahçeli futbolcuların ceza alması için sıkı, alttan alttan, ince ince çalıştılar, bazıları açık açık. İnanabiliyor musunuz? Hapis cezası almalı diyenler bile oldu.
''ÇETE VE SİSTEM VAR''
Baskıya dayanamayan TFF, iki futbolcumuza ceza verilmesini sağladı. Futbolcularımızın, teknik kadromuzun güvenliğinden sorumlu ve sağlayamayanlar ne ceza verilecek? Hakem yüksek puan aldı, onu gördük. TFF yerinde duruyor. Valiye, emniyet müdürüne herhangi bir işlem yok. Buradan ne mesaj çıkarmamız gerekiyor? Bakın arkadaşlar, Türk futbolunda şu döneme kadar az, şimdi daha sık dillendiriliyor, eksik ve bize göre net olan bir tespit var. Türk futbolunda hakemler üzerinden ligin gidişatını dizayn eden bir şebeke, çete, sistem var. İstedikleri şekilde manevra edebiliyorlar.
''BAHİS OLAYININ DİBİNE İNİLMEMESİ SORGULANMALI''
Bahis konusun daha önce gündeme getirmiştik. Tam yeri değil ama değineceğim. Acaba bunların bahisle alakası var mıdır, inceleyen bir merci var mıdır? Sosyal medya fenomenlerine bahis çetesi soruşturması yapıldı. Bir de bunun esas baronları var. Bence bahis olayının dibine kadar inilmemesi sorgulanması gereken unsurlardan bir tanesi.
''TRABZON'DA YAŞANANLAR HOLİGANİZM DEĞİLDİR''
Trabzonspor deplasmanına dönersek; Trabzon'da yaşananlar basit bir holiganizm değildir. Bu işi böyle ele almak hatadır. Basit bir olay değildir. Valiliğinin ve emniyet yetkililerinin, gergin geçeceği belli bir maçta gereken önlemleri almadılar. Maçın başından itibaren olayın gerginliği ve artarak devam etmesi... Hiç sezemediler mi, bari ikinci yarı gerekli önlemleri almadılar. Tecrübeli emniyet görevlisi maçın nereye gideceğini çok rahat sezebilirdi. Sezemediler mi, sezmediler mi? Bunun cevaplanması lazım.
"İSYANIMIZIN İLK ADIMI''
Biz çok şey yaşadık, sakin kaldık, sabırlı davrandık, haksızlıkları haykırdık, tüm kumpaslara, suikast girişimlerine, zorbalıklara rağmen spora odaklandık. Milli takımlara, olimpiyatlara en çok sporcu veren kulüplerden biriyiz. Artık bu haksızlıklara, adaletsizliklere, çifte standarta ve göz göre göre haksız rekabet tohumları ekenlere, emeğimizin çalınmasını isyan etmemiz gereken bir döneme girdik. Bugün attığımız adım, bundan sonra atacağımız adımların ilk somut adımıdır.
''TÜRK FUTBOLUNA RESET ZAMANI GELDİ''
Türk futboluna artık bir 'reset' zamanı geldi. Bataklığı kurutup Türk futbolunun kendisini yeniden inşa etmesi gereken bir dönemdeyiz. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Niyet, arzu, cesaret olsun Türkiye'de bunu yapacak liyakatli kadrolar mevcuttur. Bu doğrultuda kulübümüzün haklı isyanları, zorunluluktan yapmaya karar verdiğimiz eylemler süreci yapılması gereken temizliği inşallah başlatır. Olmazsa olmaz bir konuma gelmiştir. Zaman tarafsızlık, adil rekabet ve sportif ahlakın öne çıkması gereken zamandır.
(sondakika)