Sevgili nine ve dedeler... Taşköprü'de yaptığım öğretmenlikte en çok mücadele verdiğim olaylardan bir tanesi, bu torun konusuydu. Çoğu zaman çözemedim ve maalesef pırıl pırıl cin gibi çocuklarımız hayatlarına kendi istedikleri gibi yön veremediler. Sonra da işte bildiğiniz pişmanlıklar, üzüntüler, duruma razı olup yıkılmışlıklar.
Taşköprümüzde kendi evlatlarına yeterince zaman, sevgi, ilgi ayıramayıp hayat mücadelesinde boğuşurken, onların büyümelerini eğitimlerini sorunlarını tam kavrayamamış anne ve babalar, işleri yerine koyup tam huh! dediklerinde büyümüş olan evlatlarının yerine, dünyaya gelmiş torunlar can simidi olmakta, evlat sevgisini hem de aşırı ve abartılmış şekilde toruna yönlendirmektedir.
Artık yaşlanmış, yorulmuş, olgunlaşmış, öfkelerini bitirmiş, hırslarını yenmiş, savaşını bırakıp baltasını gömmüş... Ama bu arada maddi imkanlar da sahip olmuş ebeveynler, bu gücünü torunlarına özellikle de hanedan mantığıyla erkek torunlarına bırakmakta, yönlendirmek de ve aklınca onların hayatını kolaylaştırmaktadır. Fakat bu gerçeği yansıtmayan abartılı imkan ve sevgi çocuk da zehir etkisi yapmakta, hayatı gerçekleri öğrenmek yerine her şeyi ucuz, kolay, erişilebilir bulmakta ve mücadelenin önemini kavrayamamaktadır.
Sayın nineler ve dedeler... Unutmayın ki; BİZ MİSAFİRİZ... Gittiğimizde geride birbirine yabancı, tanımayan bir aile bırakacağız. Yani kötülük etmiş olacağız...
İşte bu yüzden çok öğrencim, gerekli eğitimi alıp kendini geliştirmek yerine, okula gelmiş Veli nine ve dedenin şımartılı korumacılığı ile eğitimden vazgeçip kolaya kaçmaktılar.
Bugün Taşköprümüzede, üretim merkezlerinden çok gece yarılarına kadar açık kahveler varsa, buralarda eve dönmemek için çabalayan insanların yaratıcısı, sebebi bizleriz. Çünkü imkanlar, para bizde olduğu için çoğunlukla onların evlilik seçimlerine de karıştık.
Dilerim birkaç nine ve dede bu yazıyı okur, eğitim işini, kültür aktarımını çocuk yetiştirmeyi doğru kişilere anne babaya bırakır, kendileri ikinci bahar sevgilerini torunlarıyla yasarlar.
Sağlıklı uzun ömürler dilerim.