Taşköprü

Taşköprü’de İslamiyet’in ışığında bir miras: Abdalhasan köyü

Taşköprü Postası İnternet Haber Sitesi olarak ilçemizin köy nüfusunun yoğunlukta olması hususunu göz önünde bulundurarak ve sizlerden gelen talep üzerine köylerimizin tanıtımına yer vermeye devam ediyoruz. Bugünkü köyümüz Kastamonu’da ve Taşköpü’de din turizmi ve doğası ile öne çıkan Abdalhasan köyü…

Abone Ol

Kastamonu’nun Taşköprü İlçesine 13 km mesafede bulunan Abdalhasan köyü, adını İslamiyet’i yaymak amacıyla Horasan'dan gelen Abdalhasan Hz.‘nden almaktadır. Abdalhasan köyünün merkez dışında Yayla isimli bir de mahallesi bulunmaktadır.

Abdalhasan köyü, Kastamonu ve Taşköprü için din turizmi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Abdalhasan Tekke köyünün temel geçim kaynakları arasında büyük oranda hayvancılık bulunsa da bunun yanı sıra buğday ve arpa gibi tarım faaliyetleri de yer almaktadır.

Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarına kadar uzanan köklü bir geçmişi bulunan Abdalhasan köyü, şekerci ve tatlıcılarıyla da tanınmaktadır. Şekerci Cafer Erol, Helvacızade gibi isimler bunlardan sadece birkaç tanesidir.

90’lı yıllarda "Köyler Yaşamalıdır" projesi kapsamında örnek köy olarak seçilen Abdalhasan köyünün nüfusu 80 kişi olup yaz aylarında köyün nüfusu artmaktadır.

Abdalhasan köyünün bilinen en erken tarihinin II. Beyazıt dönemine kadar gitmektedir, ancak bu tarihten önce de köyün varlığının olduğu tahmin edilmektedir. Köy, 15. yüzyılın sonlarında yaşadığı düşünülen ve köye adını veren Abdalhasan Hz.’nin Türbesi etrafında şekillenmektedir. II.Beyazıt Han tarafından yaptırılan camii, türbe, hamam ve çeşme gibi tarihi yapılar köyde bulunmaktadır.

2004 yılında faaliyete geçen Asar Göleti, köyün bir kısmını sular altında bırakmış olmasına rağmen, köylüler bu göleti tarım alanlarını sulamak amacıyla kullanmaktadır.

ABDALHASAN TEKKE VE TÜRBESİ

Kalenderilere ait 15. yüzyılın sonlarında II. Beyazıt döneminde yapılan Abdalhasan Türbesi’nin Kalenderi Şeyhi Muhammed Seydi’ye ait olduğu biliniyor. Külliye ile ilgili olarak bölgede çok sayıda halk inancının bulunmasının yanı sıra cami içindeki geyik figürünün Kastamonu’da ender olarak görülmesi çerçevesinde külliyenin yapılış tarihi ile aynı zamana denk gelen ülke çapında birçok eserde görülüyor. Dinsel yapıtlardaki geyik figürünün aynı zamanda bir tarikat simgesi olduğunu bilinenler arasındadır.

Türbe, medrese, tekke, cami vb. müştemilatın Abdalhasan tarafından geyiklerle dağdan getirilen ağaçlarla yapıldığı rivayetler arasında yer alır. Türbenin giriş kapısında da birçok türbede görüldüğü üzere geyik boynuzları mevcuttur.

ABDALHASAN VE MENKIBELERİ

Bir menkıbeye göre: “Zamanında Sultan Beyazıt’ın bir kız çocuğu olur ve bu kız 20 yaşına kadar hiç konuşmaz. Kızının derdine deva bulamayan sultan, çevresindekilerin tavsiyesi üzerine kızını adamlarına teslim ederek Taşköprü’deki Abdal Hasan’a gönderir. Daha kafile köye gelmeden Abdal Hasan olaylar kendine malum olduğu için, kafileyi köyün girişinde karşılar. “Kızım konuş”, der. Kız ise “Selametü’l-insan, fi hıfzı’l-lisan” (İnsanın selameti dilini tutmasındadır) der. O günden sonra konuşmaya başlayan sultanın kızı köyden ayrılmayarak oraya yerleşir.”

Abdal Hasan’ın hakkında anlatılan bir menkıbe de, tevbe kapısını açan hırsızlarla ilgilidir. Köyün halkı oldukça fakirdir. Bir gece hırsızlar gelerek, sadece tek kuzusu olan bir adamın hayvanını çalarlar. Çaldıkları bu kuzuyu kesip, köye yakın bir mağarada pişirip yemeye başlarlar. O sırada mağaraya üstü başı perişan bir adam gelir, kendisinin de kızaran kuzudan yiyip yiyemeyeceğini sorar. Hırsızlar onu da aralarına alıp kızarmış kuzudan verirler. Yemeğe başlamadan önce, bu sonradan gelen kişi yemek bitince şükür duası etmek istediğini, bunun için de yemek yenirken kuzunun kemiklerini atmamalarını, bir kenarda toplamalarını söyler. Yemeğin bitiminde, kuzunun sadece bir tarafta toplanmış kemikleri kalmıştır. Mağaraya sonradan gelip yemeğe katılan kişi, şükür duası eder ve, “Allahım biz eksilttik sen yerine koy” der. Birden kemikler canlanıp yeniden kuzu olur ve mağaradan çıkarak doğru köye gider. Bütün bunları şaşkınlık ve korkuyla seyreden hırsızlar, bu kişinin yörede adı çok bilinen ermiş Abdal Hasan olduğunu anlarlar. Bunun üzerine hırsızlık yapmamaya tövbe eder ve, Abdal Hasan’ın elini öperek iyi insan olmaya söz verirler.

( Haber Merkezi )