Kastamonu

Taşköprülü Osman Nuri'nin Cihan Cengi Destanı: Öz yurdum: Taşköprü, vatanım Turan!

Taşköprülü Osman Nuri’nin cepheden gönderdiği anlaşılan ve 13 Ocak 1916 tarihinde Kastamonu’da Köroğlu gazetesinde yayınlanan 29 kıt'alık “Cihan Cenginin Destanı” başlıklı destanıdır. O günün şartlarında bir askerin duygularını ifade ediyor, aynı zamanda Çanakkale Cephesine kıtalar ayrılmış olması ve sıkça zaferin dile getirilmesi, 1915-1916 yıllarındaki “Çanakkale Ruhunu” zafere susamışlığı bizlere ne güzel ifade ediyor.

Abone Ol

Taşköprülü Osman Nuri’nin cepheden gönderdiği anlaşılan ve 13 Ocak 1916 tarihinde Kastamonu’da Köroğlu gazetesinde yayınlanan 29 kıt'alık “Cihan Cenginin Destanı” başlıklı destanıdır. O günün şartlarında bir askerin duygularını ifade ediyor, aynı zamanda Çanakkale Cephesine kıtalar ayrılmış olması ve sıkça zaferin dile getirilmesi, 1915-1916 yıllarındaki “Çanakkale Ruhunu” zafere susamışlığı bizlere ne güzel ifade ediyor. Köroğlu, yıl:7, Sayı:344, (31 Kanûn-ı evvel 1331), s.3. (13 Ocak 1916)

CİHAN CENGİNİN DESTANI
 1
Türk kanı gayzile, ateşle doldu,
Nemce, Alamanla ittifak oldu?
Düşmanın o anda benzi hep soldu,
Göklere yükseldi âh u efgânı.
 2
Ansızın şimalden indi Alaman,
Garp hükümetlerine vermedi amân,
Berk-ı hâtıf gibi yürüdü hemen,
Kırk ikilik toplar aldı meydanı.
 3
Düşmanlar der-akab etti nedâmet,
Görülmemiş böyle şevk ve besâlet,
Kanlaru hurûşa getirdi gayret,
Belçika’da koptu Nuh’un tufânı.
 4
Rus Karadeniz’e etti tecavüz,
Haddini bildirdi kahraman Yavuz,
Medeniyet düşmanı, ey hain hırsız!
Birbirine düşürdün bütün cihanı.
 5
Filosu Boğaz’a gelip çekilmiş,
Turgut’la Yavuz’a haber verilmiş!
Yedi yüz torpille elde edilmiş,
O meydan kaçağı, sibir korsanı
 6
Sabrımız tükendi, kalmadı tâkat,
Bakîdir daima hükm-i şeri’at;
Müslüman düşmanı üç hain millet:
Kaldıralım! Demiş, azîm-i Kur’an’ı.
 7
Bu ahvâle karşı, şevketli Sultan
Cihâd-ı ekberi buyurdu fermân,
Verildi fetvâlar, yazıldı hemân,
Âlem-i İslama ettik i’lânı.
 8
Din düşmanlarına cihâd açıldı;
Yırtıldı zulmetler, nûrlar saçıldı,
Felaketli, korkunç yoldan kaçıldı,
Türkoğlu Türküz biz, cihân arslanı.
 9
“Türk” adından titrer bütün felekler,
Mazlumlar, o şanlı arslanı bekler,
Yol gösterir Türk’e ruhlar, melekler,
Yetişti imdâda şefaat kânî.
 10
Bu kahraman Türkün âteşîn özü,
Hîleden anlamaz, ercedir sözü,
Yıldı o arslandan düşmanın gözü,
Bu lütuf bizlere Hakk’ın ihsânı.
 11
Yaşa, sen ey Türklük! Kahrol Moskofluk
Hiçbir zaman bizler görmeyiz yokluk,
Fayda vermez asla, sendedir çokluk,
Başına belasdır Cermen arslanı.
 12
Adalet görecek dünya, bilin siz,
“Medenî” denmeye layık bizleriz,
Milyonca askerle hücum etseniz,
Yine fırsat bizim, buldu fermânı.
 13
Yaşa Avusturya, yaşa Alaman!
Sizinle beraber şevketli Sultan,
Ordumuz düşmanı mahveder heman,
Beşeriyet görsün, anlasın şânı.
 14
Türklük mukaddestir, anlasın cihân:
Osmanlı satveti kırılmaz bir ân,
O gâfil düşmanlar oldular pişmân,
Bu nevbet bizimdir, yoktur imkânı.
 15

Cuyûş-ı müslimîn hurûşa geldi,
“5 Martta” zaferler, şanlar yükseldi,
Kurşunlar, sanki bir canlı eceldi,
Düşmana gösterdik âli Osmânı.
 16
“12 Nisan” da koptu kıyamet,
Asâkir-i İslâm eyledi savlet,
Gösterdik öyle bir şanlı celâdet,
Cihan o satvetin oldu hayranı.
 17
Düşmanın kırıldı o anda beli,
Zabitler kılınca vurunca eli,
İmdâda yetişti Hazreti Ali,
Yürüdü bizimle Hakk’ın arslanı.
 18
Bu nasıl celâdet, nasıl şeca’at!
Ne kadar şanlı bir şevk ve besâlet!
Düğün var, çalınsın tabl-ı beşâret!
Devlete verildi “Gâzî” unvanı.
 19
Fâtih’in, Yavuz’un ahfâdı biziz,
Kahraman bir kavmin evlâdı biziz,
Şahittir bu şâna, işte Akdeniz,
Bir anda mahvettik, denî düşmanı.
 20
Bir zaman savurduk hayli gülleler,
Sanki bir zelzele, sarsıldı her yer,
Lağımla uğraşır her gece asker,
Seller gibi akdı İngiliz kanı.
 21
Rusya ağlıyor bu hale karşu,
Gözünde mahvolan hayâle karşu!
Virâne yerlerin vahşî baykuşu,
Buldun mu şimdi sen büyük belânı?
 22
Sen! Şaşkın İtalya, neye güvendin?
Dünkü ittifaka söz veren sendin,
Çektiğin zilleti sen de beğendin,
Fikrinin pek müdhiş oldu hüsrânı.
 23
Trablus, eline sanma ki geçer,
Saplandı beynine ateşli hançer,
Üstüne saldıran düşmanı biçer,
Yıldırımlar saçar müdhiş isyânı.
 24
Açıldı İstanbul ve Berlin yolu,
Vagonlar işliyor cephane dolu,
Ateşle, gayzile coştu Türk oğlu,
Çanakkale’sinden yükseldi şânı.
 25
“7 Kanûn-ı evvel “ geldi Osmanlı,
Saldırdı düşmana, kasırga çağı,
Bir hüc3Un oldu… Pek ateşli, kanlı,
Gördü düşman o an büyük tufanı.
 26
Düşmanlar döküldü ansızın denize…
Binlerce eslâm, gâzîler size!
Ne muazzam bir şân ve şereftir bize,
Mahvetti düşmanı yeis ve hırmânı.
 27
Cihân alkışlıyor: Ne şanlı zafer!
Düşmanlar perişan, Türkler muzaffer,
Ordumuz sanki bir müdhiş gazanfer,
Çanakkale cengi, onun bürhânı
 28
Kahraman ordumuz şanlar kazandı,
Kafkas’tan Irak’a, Mısır’a uzandı,
Zuhûrî! “Cihangîr Selim” canlandı.
Durmaya başladı, Mısır’ı, İran’ı
 29
Öz yurdum: Taşköprü, vatanım Turan!
Türkoğlu Türküm ben, soyum Oğuz Han,
Kusurum afv edip dinleyin, ihvân!
“Çakaloğlu Osman” yazdı destanı.

42. Alay 2. Tabur 11. Bölük
Taşköprülü Osman Nurî

(Kaynak: Mehmet Serhat Yılmaz: Derleyen. Ünal Topuksuzoğlu)