Tarihi zenginlikleri ve ilginç efsaneleriyle dikkat çeken Taşköprü, Türkiye’nin en merak edilen bölgelerinden biri. Zağar Köprüsü Efsanesi ise bu tarihi beldenin en ilginç hikayelerinden biri olarak öne çıkıyor. Geçmişte Pompeiopolis olarak da bilinen bu bölge, Hitit, Pers, Pontos, Bithynia ve Roma dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. Emerce ve Çördük köyleri civarında yaşandığına inanılan bu efsane, Taşköprü'nün askeri savunma stratejileri ve zağar (köpek) ile ilgili anlatıları ile ilgilenenler için ilginç detaylar sunuyor. İşte Zağar Köprüsü Efsanesi ve Taşköprü'nün gizemli tarihi...

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (3)

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi

Günümüzde Taşköprü olarak anılan, tarihte Paphlagonia’nın başkenti Pompeiopolis ve Domanitis isimleriyle bilinen bölge, farklı dönemlerde Hitit, Pers, Pontos, Bithynia ve Roma devletlerinin egemenliği altında kalmıştır. Bununla birlikte, Kaşkalar ve Paphlagonların kendi siyasi örgütlenmelerini tesis ettiği de bilinmektedir.

Taşköprü coğrafyası, ovada yer alması sebebiyle askeri olarak savunulması zor bir konumda bulunmaktadır. Pompeiopolis antik kenti ve günümüz Taşköprüsü, bu zorluğun tarihi boyunca çeşitli savunma stratejileri geliştirmiştir.

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (8)

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (5)

Zağar Köprüsü Efsanesi

Efsaneye göre, günümüzde Emerce ve Çördük köyleri civarında bulunan ve ırmağın en dar olduğu nokta olarak bilinen yerde bir bent olduğu, bu bendin pamuk ile tıkanarak ırmağın ovaya taşırıldığı anlatılır. Ovanın su ile kaplanması ve köprünün su altında bırakılması ile şehrin, şato savunma mantığı ile savunulduğu aktarılmaktadır.

Efsanenin asıl kahramanı ise zağar (köpek) olarak öne çıkar. Hikaye şu şekilde devam eder: Kuşatma altına girecek olan şehir, Emerce-Çördük dolaylarındaki bendin pamuk ile tıkanması ve Amnias (Gökırmak) nehrinin taşırılması ile savunma konumuna geçirilir. Bölge hakkında bilgisi olmayan işgal güçleri suyu geçmekte zorlanır ve şehir ele geçirilemez. Bu sırada bir zağar köpeği, köprünün konumunu bildiği için su içerisinde ilerleyerek karşıya geçer. Bu durumu gören işgal kuvvetleri, aynı güzergahı izleyerek gölün karşısına geçer ve bölgeyi fetheder. Bu efsanenin ardından, şehre ismini veren Taşköprü, yerel halk tarafından Zağar Köprüsü olarak anılmaya başlanır.

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (6)

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (9)

Taşköprü yeni eğitim yılına hazır: Ders kitapları öğrencileri bekliyor! Taşköprü yeni eğitim yılına hazır: Ders kitapları öğrencileri bekliyor!

Seyyahların Anlatımları

Bu hikaye, bölgede yaşayan büyüklerimizin kulaktan kulağa nesillerdir aktardığı bilgiler dışında bir dayanağa sahip değildir. Ancak, Kastamonu’yu ziyaret eden Fransız coğrafyacı L. Vivien De Saint-Martin’in bölgeye dair aktardıkları, efsaneyi destekler niteliktedir:

“Kastamouni (Kastamonu) ve Boiabad (Boyabad) arasındaki Amnias'ın suladığı vadi, uzun ve verimli bir arazi. Alan sulanıyor ve genelde kireçtaşı yapıda. Burası doğal kaynakların kullanımı için güzel bir yer. Karaçalı, asma, yabani kök boya bitkileri, safran ve meşe vadinin her iki yanını süslüyor. Vadinin sakinleri kendi kullanımları için pamuk topluyor, nehir kenarında çok kaliteli tütün ve haşhaş elde ediliyor. Ama en yaygın ürün pirinç. Kalitesi Mısır pirinci ile karşılaştırılabilir ve bu pirinç ekimi Tash-Keupriye (Taşköprü) kadar uzanır. Sinop'tan Kırım ve İstanbul’a ihraç edilir. Ayrıca arpa, buğday, bazen de mısır tarlaları görülür, ama yine de en çok pirinç vardır.”

Seyyahın, vadide pamuk yetiştirildiğinden bahsetmesi efsaneyi destekler niteliktedir.

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (7)

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (1)

Taşköprü'nün Gizemli Tarihi Zağar Köprüsü Efsanesi (4)

Kaynak: Murat Karasalihoğlu – Paflagonya’dan Candar’a…

Özel Haber: Hamza Sefa YILMAZ

Editör: Hamza Sefa Yılmaz