Yarım kalmış bir hikaye…

Abone Ol

Öncelikli olarak şunu belirtmekte fayda var. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Perşembe günü yaptığı ters köşe açıklama  “A’dan Z’ye sürpriz aday…” çıkışı gerçekleşmedi.

Erdoğan’ın sürpriz aday çıkışı ne İstanbul’da nede Kastamonu’da gerçekleşti!

Erdoğan toplum nezdinde karşılığı olan eski bakan  Konyalı Murat Kurum’u İstanbul’dan aday gösterme kararı aldı. Çünkü tüm anketlerde Murat Kurum çıkıyordu tıpkı Kastamonu’da Tahsin Babaş’da olduğu gibi…

Gelelim bizim topraklara…

Kastamonu’da dün gün boyu aday adaylarında müthiş bir heyecan ve bekleyiş vardı…

Hatta aday adaylarını bırakın tüm AK Partililerde bu heyecan ve bekleyiş hakimdi.

Liderlerinin dediği gibi bir sürpriz ile (ben) olabilirim düşüncesi hakimdi hepsinde…

En çok heyecan ve bekleyiş ise AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’deydi…

Neden diye soracak olursanız?

Doğan Ünlü’nün Milletvekilliği beklentisi gerçekleşmemiş ve tek şansı belediye kalmıştı.

Dün gün boyu etrafındakilere tembihledi “Beni sakın kimse aramasın” genel merkezden aranırsam telefonum meşgul çalmasın diye…!

Dün iki kişinin telefonu çaldı.

Birincisi tüm anketlerden açık ara birinci olan bir önceki seçimlerde mevcut başkan Galip Vidinlioğlu’na karşı seçimi kaybetmiş olan Tahsin Babaş’ın telefonu…

Diğeri de tüm gayretlerine rağmen ne milletvekilliğinde nede belediye seçimleri için beklentileri gerçekleşmeyen AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’nün telefonu…

- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz’dı Tahsin Babaş’ı arayan kişi…  “Tahsin Başkan sizi ve ekibinizi yarın İstanbul’daki tanıtım toplantısına davet ediyoruz… Tüm kamuoyu araştırmalarından siz çok çok önde çıktınız.! Sizi tebrik ediyorum. Ve bu performansınızı seçimlerde de gerçekleştirmenizi diliyorum… Genel Başkanımızın selamları var, size tebliğ ediyoruz… Yarın sizi ve ekibinizi bekliyoruz…”

Evet müjde verilmişti Tahsin Babaş’a…

Biraz sonra Kastamonu’dan ikinci partilinin de telefonu çaldı. O’da İl Başkanı Doğan Ünlü’nün telefonundan başkası değildi…

Etrafından aldığımız bilgiye göre, Doğan Ünlü’nün telefonu çaldı ama çok ta heyecanlı değildi. Çünkü Doğan bey bir hafta önceden kendisini aday gösterilmeyeceğini az buçuk tahmin ediyordu! Onun için bir haftadır yüzü asık geziyordu halkın içinde…

-Arayan kişi Tahsin beye müjdeyi veren genel başkan yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz’dı…

-Başkanım genel başkanımız ve liderimizin takdirleri ile adayımız Sayın Tahsin Babaş oldu… Lakin bizler sizi seviyoruz yarın ekibiniz ile birlikte tanıtım toplantısına bekliyoruz…

AK Parti’de aylardır bekleyen büyük heyecan bu tebliğ ile sona ermişti.

Sayın Tahsin Babaş’ın aile çevresi ve yakınındakiler büyük bir sevinç yaşadı.

İl Başkanı Doğan Ünlü ve diğer aday adaylarının etrafındaki sevenleri ise büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.

Ne ekersen onu biçersin!

Sayın Tahsin Babaş başkanlık döneminde belediyecilik adına çok iyi bir performans sergilemişti. Kimse ona belediyecilik adına başarısız olduğu için kızmıyordu.  Ama Tahsin Babaş’da bir yerlerde hata yapmış olmalı ki; halk cezayı kesmişti!

Hem de ne ceza!

10 bin fark ile mevcut başkan Galip Vidinlioğlu’na verdi koltuğu!

Yani yanisi şu;

Koltukta otururken ne ekersen onu biçiyorsun!

Bu kural Tahsin bey, Galip bey ve Doğan bey içinde geçerli oldu. Umarım bundan birileri ders çıkartır…

Artık yeni yeni metotlarla halkın meylini tarafsız ve objektif bir şekilde birileri kamuoyu araştırmaları ile masasına koyabiliyor…

Adayını da ona göre belirliyor…

Tahsin Babaş’ın hiç konuşmadığı bir süre sessizce beklediği ve etrafındakilere şöyle dediği öğrenildi “Arkadaşlar şımarmak yok… Bu bir yarış. Herkes ektiğini biçer. Bizim de geçmişte hatalarımız oldu. Bu hatalarımızı bu süreçte çok iyi gördük. Hatalarımızı ajandamıza not ettik! Bu süreçte kaybettiğimiz seçimde olduğu gibi bana belden aşağı vuranlar çok oldu. Hatta kendi partililerimiz bile belden aşağı vurdu! Kimseye kırgınlığımız yok, dargınlığımız da yok. Halkımız her şeyi görebilecek kabiliyette. Şimdi hep birlikte İstanbul’a gidip törene katılacağız…” dediği öğrenildi…

Anlaşılan o ki; Sayın Tahsin Babaş halkın kendisine gösterdiği sarı kartın ne anlama geldiğini ve kırmızı kart gösterilmeden tedbirli bir şekilde maçı bitirme kararında…

Bu makaleyi yazmazdan önce bugün sabah saatlerinde Tahsin Babaş’ı telefonla aradım “Hayırlı olsun Tahsin bey… Sizin için bir hikaye yazmak gerekirse başlığı ne olmalı sizce?” diye sordum…

-Sayın Tahsin Babaş, “Öncelikle olarak bu zorlu süreçte bizim yanımızda olan tüm halkımıza teşekkür ediyorum… Allah razı olsun onlardan. Bana kendimi hiç yalnız hissettirmediler… Diğer taraftan bizimle seçimi kazanacağına inanan genel başkan yardımcılarımıza ve liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bize olan güveninden dolayı teşekkür ediyorum…

Kastamonu’da belediyecilik adına yarım kalmış bir hikayemiz var… Halkımızın teveccühü, Allah’ın izniyle bu yarım kalmış hikayemizi tamamlamak üzere gece gündüz çalışacağız… Henüz maçı kazanmadık. Sadece maçın birinci devresini kazandık.”

Bu telefon görüşmesinden şunu anladım. Halkın kendisini sevdiğini 5 yıl önce bir uyarı yaptığını ve şimdi kendisini tekrar maça sokmak istediklerini net bir şekilde anladığını anladım…

Hani bundan aylar önce bir makale yazmıştım ya; “Bizim Tahsin mi Bizim Hasan mı” diye…

Tahsin Babaş şimdi yine kendisine belden aşağı vurmasını beklediği rakiplerini bekliyor…

Bekliyor beklemesine de hiç olmadığı kadar tecrübeli ve bir o kadarda ajandası dolu bir aday olarak bekliyor…

Son olarak bakalım Tahsin beyin rakipleri kim olacak?

GÜNÜN SÖZÜ

“Siyaset bir meslek değildir, kamu menfaatini koruma ve halka hizmet etme sanatıdır…”