2024 yılının ilk ayında Türkiye'de işlenmemiş altın ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 6 kat düşüş gösterdi. Geçtiğimiz yıl Türkiye, tarihi seviyelerde altın ithalatı yaparak son 50 yılın rekorunu kırmıştı. Ancak yaşanan ekonomik model değişikliği sonrasında aylık altın ithalatı 11.5 tona geriledi. Altın, her dönemin güvenli limanı olarak kabul edilirken, son yıllarda Türkiye'deki yüksek enflasyon nedeniyle birikimini korumak isteyen vatandaşların da tercihi haline geldi.
EN YÜKSEK SEVİYEYE ÇIKTI
Bireysel altın alımlarının rekor seviyeye yükselmesiyle birlikte, özel şirketlerin de altın talepleri tüm zamanların en üst seviyesine ulaştı. Geçen yıl Türkiye'de yaklaşık 319 ton altın ithalatı gerçekleşirken, bu rakam son 50 yılın en yüksek seviyesi olarak kaydedildi.
KOTA UYGULAMASI GENİŞLETİLDİ
Yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesinin ardından parasal sıkılaşma adımlarıyla altın ithalatına yönelik kısıtlamalar getirildi. Temmuz ayında Resmi Gazete'de yayımlanan kararla, Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamı dışındaki ülkelerden yapılan altın ithalatına yüzde 20 vergi getirildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise kota uygulamasını genişleterek yurt dışından altın alımlarında bildirim şartı getirdi.
KISITLAYICI ÖNLEMLER
Bu tedbirlerin etkisiyle Eylül ayında ithal edilen altın miktarı, Mayıs ayından sonra en düşük seviyeye geriledi. Altın ithalatındaki düşüşte, Ağustos ayında yapılan büyük ithalatın ardından getirilen kısıtlayıcı önlemlerin etkili olduğu belirtiliyor.
ALTIN ALIMLARINA ÜST LİMİT
Maliye Bakanlığı, altın üretimine yönelik kota uygulamalarıyla piyasalarda serbest kur ile gösterge kur arasındaki makasın açılmasını sağladı. Bu adımların cari açık verilerine olumlu yansıdığı görülürken, Borsa İstanbul A.Ş. tarafından yapılan açıklamayla şirketlerin yurt dışından yapacakları altın alımlarına üst limit getirildi.
ALIM SATIMDA MAKAS ARTACAK
Ancak, altın üreticileri ve kuyumcular, kota uygulamalarının genişlemesi durumunda üreticilerin zor durumda kalabileceğini ve arzın talep karşısında yetersiz kalabileceğini dile getiriyorlar. Bu nedenle, altın alım-satım işlemlerinde makasın artabileceği ve piyasada arzın talebi karşılayamayabileceği endişeleri bulunuyor.