Abdullah Cevdet, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde fikirleriyle etkili olmuş, ancak aynı zamanda toplumla çatışan söylemleriyle de dikkat çekmiş bir figürdür. Modernleşme, Batıcılık, kadın hakları gibi konularda öncü düşünceler savunsa da; özellikle dine yönelik eleştirileri, Batı hayranlığı ve radikal çıkışları nedeniyle hem dönemin yönetimi hem halk tarafından çoğu zaman dışlanmıştır.

Abdullah Cevdet Eğitim Durumu

Abdullah Cevdet, ilk öğrenimini doğduğu yer olan Malatya’nın Arapgir ilçesinde ve Hozat’ta tamamladıktan sonra Elazığ Askerî Rüştiyesi’ne devam etti. 1885 yılında buradan mezun oldu. Aynı yıl İstanbul’a giderek Kuleli Askerî Tıbbiye İdâdîsi’ne kaydoldu ve üç yıl sonra mezun oldu. Eğitimine Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de (Askerî Tıbbiye) devam etti. Öğrencilik yıllarında biyolojik materyalizm akımına ilgi duydu ve bu alanda önemli çeviri ve yazılar yayımladı. Tıbbiye eğitimi sırasında “Fizyolociya-i Tefekkür”, “Dimağ”, “Fizyolociya ve Hıfz-ı Sıhhat-i Dimâğ” gibi eserler kaleme aldı. 1894 yılında tıp eğitimini tamamlayarak göz hekimi oldu. Eğitim hayatı boyunca aynı zamanda şiir, felsefe ve siyasete ilgi duymuş; özellikle Tıbbiyeli arkadaşlarıyla birlikte İttihad-ı Osmanî Cemiyeti’ni kurarak Osmanlı’da siyasi muhalefetin öncülerinden biri olmuştur.

Abdullah Cevdet Nereli?

Abdullah Cevdet, 9 Eylül 1869 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisindeki Malatya vilayetine bağlı Arapgir ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası, Diyarbakır’a bağlı birinci tabur kâtiplerinden Hacı Ömer Vasfi Efendi’dir. Kaynaklarda Kürt kökenli olduğuna dair bilgiler de yer almaktadır. Hayatının erken dönemlerinde Elazığ ve Harput gibi bölgelerde bulunmuş; eğitim hayatı sebebiyle genç yaşta İstanbul’a gitmiştir.

Abdullah Cevdet Ne Zaman Öldü?

Abdullah Cevdet, 29 Kasım 1932 tarihinde İstanbul’da kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir. Ölümünün ardından cenazesi İstanbul’daki Merkezefendi Mezarlığı’na defnedilmiştir. Döneminin dine yönelik eleştirileri ve radikal fikirleri sebebiyle cenazesiyle ilgili tartışmalar yaşanmış, cenazesinin sahipsiz kaldığı, cenaze namazının kılınmadığı ya da zorlukla kılındığı yönünde farklı kaynaklarda bilgiler yer almıştır. Hatta bazı kaynaklarda cenaze aracı bulunamaması nedeniyle Fener Rum Patrikhanesi’nden haç sembollü bir cenaze arabası istendiği ve cenazesinin birkaç belediye görevlisi tarafından defnedildiği iddia edilmiştir. Tüm bu tartışmalar, onun hem yaşarken hem de öldükten sonra fikirleriyle gündemde kalmaya devam ettiğini göstermektedir.

Abdullah Baştürk Ne İş Yapıyor?

Abdullah Baştürk, Abdullah Cevdet’ten tamamen farklı bir kişidir ve bu iki şahsiyetin birbiriyle karıştırılmaması gerekir. Abdullah Baştürk, Türkiye’de işçi hakları mücadelesiyle tanınan bir sendikacıdır. Türk-İş Konfederasyonu'nun önemli isimlerinden biri olan Baştürk, uzun yıllar boyunca DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Genel Başkanlığı yapmıştır. Abdullah Cevdet’in yaşamı, düşünce dünyası ve faaliyet alanlarıyla doğrudan bir bağlantısı yoktur.