Meğer tepemize gökten nimet üstüne nimet boca ediliyormuş. Aklınıza sadece yağmur ve kar yağışı gelmesin. Şimşekler ve gök gürültüsü atmosferin arıtıcısı ve deterjanıymış.
Meğer tepemize gökten nimet üstüne nimet boca ediliyormuş. Aklınıza sadece yağmur ve kar yağışı gelmesin. Şimşekler ve gök gürültüsü atmosferin arıtıcısı ve deterjanıymış. Dünya’da bir günde üç milyonu aşkın şimşek çakıyormuş.
Gökyüzünde her şimşek çaktığında “hidroksil radikali” adı verilen bir temizleyici madde ortaya çıkıyor ve bu madde sayesinde atmosfer, bünyesindeki insan kaynaklı kirlerden arınıyormuş.
Temizlik işleri hep gürültülü mü olur? Bulaşık ve çamaşır makineleri ile elektrikli süpürgeye dikkatinizi çekerim. Her yeni modelde sesleri biraz kısılıyor ama, sessiz, gürültü, patırtı yapmadan çalışanı henüz piyasaya çıkmadı.
Temizlik işleri eskiden de gürültülü, patırtılı olurdu. Halılar, kilimler ve kaba kumaşlar sert cisimlerle dövülerek yıkanırdı. Evlerin zeminleri ve döşemeler tel fırçaların sert hareketleriyle ovulurdu. Temizliğin her türlüsü gürültülü ve patırtılı olur bilgisi beynime nakşolunmuş.
Gürültülü temizlik sadece insana ve yeryüzüne ait bir usûl değilmiş. Göklerde de aynı kural geçerliymiş. Şimşekler var ya, çaktı mı şavkı göz alan, gök gürültüsüyle kulağımızın zarını patlatacak kadar güçlü semavi mucize…
Bilim insanları şimşeği, pozitif yüklü bulut ile negatif yüklü bulut arasında meydana gelen elektrik atlaması olarak tanımlamış. Hiç aklınıza geldi mi, dünyada bir günde kaç şimşek çakıyor? Bilim insanları bunu da merak etmişler ve bir sonuca varmışlar. Dünya saniyede 40’tan, bir günde üç milyon defadan fazla çakan şimşeklerle ışıldıyormuş.
Dünya’nın atmosferindeki bu müthiş enerjinin çok önemli etkileri varmış. Şimşek çakmalarıyla çok yüksek miktarda atmosfer temizleyici madde meydana geliyormuş. Hidroksil radikali
adındaki bu madde, atmosferi insan
kaynaklı birçok kirleticiden arındırıyormuş. Hidroksil radikali bir nevi atmosfer deterjanıymış.
Şimşekler, yalnızca atmosferi temizlemekle de kalmıyormuş. Bunun yanında şimşek çakması azotların atomlarına ayrılmasına da yardımcı oluyormuş. Bir şimşek çakmasında etraftaki hava sıcaklığı 30 bin dereceye yaklaşıyormuş. Bu sayı Güneş’in yüzey sıcaklığından beş kat fazlasına tekabül ediyormuş. Azotlar atomlarına ayrıldıkça yeryüzünde bitkilere gübre oluyormuş.
Gök gürültüsü ve şimşek ne büyük nimetmiş. Atmosferi, insan kaynaklı kirliliğinden arındırıp, bitkilere gübre oluyor. Bilim insanları bu konuyu detaylarıyla anlatmışlar. Bilimsel ifadeleri kullanmak yerine sadeleştirerek konuyu özetlemeye çalıştım.
Ne ilginç, tabiatın bir döngüsü var, kendini yenileyebiliyor. Ya insan? Öfkeyle kalktığında zararla oturuyor. Sesini yükselttiğinde şiddet doğuyor.
Kur’an-ı Kerim’de, şimşek ve gök gürültüsü Ra’d Suresi’nde şu ayetlerle anlatılmış:
*Size korku ve ümit duyguları içinde şimşeği gösteren ve yağmur dolu bulutları meydana getiren O’dur. (12. ayet)
*Gök gürültüsü Allah’ı överek tenzih eder; O’nun korkusundan dolayı melekler de buna katılır. Onlar Allah hakkında tartışıp dururken O, yıldırımlar gönderip bunlarla dilediğini çarpar. O’nun azabı pek şiddetlidir. (13.ayet)
Not: Ra’d, gök gürültüsü demektir. “Gerçekten bir toplum kendi meşrû düzenini değiştirmedikçe Allah da o toplumun halini değiştirmez” meâlindeki cümle de Ra’d Suresi’nin 11. ayetinde yer alır.