Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansta Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Arslan, günümüzde savaşların artık konvansiyonel yöntemlerle değil, siber alanda yürütüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Arslan, “Artık en önemli savaş alanı siber güvenlik” diyerek bu konunun kritikliğine dikkat çekti.
“Dijitalleşme Çağında Türkiye ve Dünya: Haberleşme ve Siber Güvenlik” başlıklı konferans, Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde bulunan Sezai Karakoç Salonu’nda yapıldı. Etkinliğe Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük ve Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı’nın yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım gösterdi.
Konuşmasında dijitalleşmenin küresel ölçekte hızla yaygınlaştığını belirten Prof. Dr. Hüseyin Arslan, gelecekte tarım, sağlık, eğitim ve kamu yönetimi gibi alanlarda dijital teknolojilerin belirleyici rol oynayacağını vurguladı. Her on yılda bir iletişim teknolojilerinde büyük dönüşümler yaşandığını ifade eden Arslan, nesnelerin internetiyle cihazların birbiriyle etkileşime geçtiğini, hatta yakın bir gelecekte insan beyninin de doğrudan internete bağlanabileceğini sözlerine ekledi.
"Bu alanda yalnız değiliz, dünya genelinde yoğun çalışmalar sürüyor"
Dijital dönüşümün küresel güç dengeleri üzerindeki etkilerine dikkat çeken Prof. Dr. Hüseyin Arslan, dijitalleşmenin hayatın her alanını derinden etkilediğini belirtti. Arslan, "Artık dünyamızda köklü bir dijital yöneliş var. Tarih boyunca çağın gereklerine uyum sağlayıp, onu şekillendiren milletler lider konuma yükselmiştir. Dijital çağda da bu kural değişmiyor" ifadelerini kullandı.
Hafızanın giderek zayıfladığını belirten Prof. Dr. Arslan, "Eskiden tanıdığım insanları artık hatırlamakta zorlanıyorum. Eğer beynimi internete bağlayabilsem, bulut sistemini hafıza gibi kullanabilsem, zihinsel kapasitemi artırabilirdim. Şu anda bu tür teknolojiler üzerinde ciddi araştırmalar yapılıyor. Sadece belleği değil, işlem gücünü de beynimize entegre etmeye çalışıyoruz. Eğer beyinle bulutu birleştirebilirsek, daha akıllı ve üretken bireyler ortaya çıkabilir. Üstelik bu sadece bizim ülkemizde değil, dünya genelinde de yoğun şekilde çalışılan bir konu. Tabii ki bu gelişmelerin büyük faydaları olduğu kadar, ciddi riskler de barındırıyor" dedi.
"Siber güvenlik, günümüzün en önemli mücadele alanı"
Savaş kavramının da değişim geçirdiğine dikkat çeken Arslan, artık geleneksel silahlarla değil, siber saldırılarla savaşların yürütüldüğünü ifade etti. “Günümüzde en stratejik mücadele, siber güvenlik alanında veriliyor. Eğer enerji altyapını ya da su sistemlerini dış müdahalelere karşı koruyabiliyorsan, güvendesin demektir. Ancak bu tür güvenlik açıklarıyla yüzleşeceğimiz günler çok yakın" dedi.
Arslan, yakın gelecekte insanların bilinçli şekilde beyinlerine çip taktırabileceklerini, hatta bu işlem için ücret ödeyebileceklerini dile getirerek, “Böylesi teknolojilerle nelerimizi paylaştığımızı fark etmiyoruz. Aynı şekilde beynimize entegre edilen cihazlarla da neleri kaybettiğimizin bilincinde olmayabiliriz. Tıpkı şu an akıllı telefonlar aracılığıyla yaşadığımız farkındalık eksikliği gibi” ifadelerini kullandı.
"Siber güvenlik alanındaki akademik çalışmaların önemi giderek artacak"
Cep telefonları ve popüler ücretsiz uygulamaların sanıldığı kadar zararsız olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Hüseyin Arslan, bireylerin bu teknolojileri kullanırken daha bilinçli davranmaları gerektiğini ifade etti. Günümüzde iletişim ve bilgi teknolojilerinin hayatın merkezine yerleştiğini belirten Arslan, özellikle kablosuz ve mobil haberleşme sistemlerinin, dijitalleşmenin temel yapı taşlarından biri haline geldiğini söyledi.
Prof. Dr. Arslan, mobil iletişim teknolojilerinin geldiği noktada kullanıcıya hızlı ve kolay erişim imkânı sunduğunu, 5G’nin nesneleri internete bağlayarak iletişimde yeni bir dönemi başlattığını ve 6G ile bu sürecin daha da derinleşeceğini aktardı. Son dönemdeki gelişmelerin, sadece veri aktarımını değil, aynı zamanda iletişim ortamı ve kullanıcıya dair çeşitli bilgilerin de erişilebilir hale geldiğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Bu durumun uzun vadede ciddi siber güvenlik risklerini beraberinde getirebileceğine işaret eden Arslan, veri güvenliği kadar iletişim ortamının korunmasının da önem taşıdığını vurguladı. “Siber güvenliğe dair akademik çalışmaların ve teknolojiye yönelik yeniliklerin önümüzdeki süreçte daha da değer kazanacağını şimdiden söyleyebiliriz” dedi.
"Bu savaşın cepheleri üniversite, bilim ve eğitimdir"
Prof. Dr. Hüseyin Arslan, günümüzde dünya çapında gizli bir savaşın yaşandığını belirterek, bu savaşın cephelerinin bilim ve eğitim olduğunu ifade etti. Kurtuluş Savaşı'nda halkın büyük bir mücadeleyle vatanını savunduğunu anlatan Arslan, "Çanakkale’de anneler çocuklarını sevinçle cepheye göndermişti. İnsanlar, sırtlarındaki cephanelikleri taşıyarak imkansız denilen işlere imza atmışlardı. O dönemdeki azim ve ruh, yapamayacaklarını başarmışlardı çünkü ülke, varlıkla yokluk arasında bir sınav veriyordu" dedi.
Bugün de benzer bir durumun yaşandığını belirten Arslan, ancak bu savaşın farklı bir boyutta ve gizli bir şekilde sürdüğünü vurguladı. "Bu savaşta, cephede görev alacak askerler değil, bilimle, eğitimle, ilimle görev alacak neferler arıyoruz" dedi. Bu savaşı kazabilmek için bilim ve dijitalleşmenin her alanında, veterinerlikten tıbba, sağlıktan mühendisliğe kadar her alanda en ileri düzeyde çalışmalar yapacak bireylere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Arslan, "Artık uyanmamız gerekiyor. Bu geçiş dönemini en iyi şekilde değerlendirerek, insanlığa ve ülkemize hizmet etmeliyiz. En iyisini yapmak, en doğrusunu yapabilmek için mücadele etmeliyiz" diye konuştu.
Konferansın sonunda Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Prof. Dr. Hüseyin Arslan’a bir hediye takdim etti.
