Türkiye’nin dev gıda firmasının yıllık cirosunun yaklaşık 19 milyar TL olduğu göz önüne alındığında, bu cezanın caydırıcılıktan uzak kaldığı yönünde kamuoyunda ciddi tepkiler oluştu.
Bakteri Tehlikesi Gıda Güvenliğini Tartışmaya Açtı
Türkiye Gazetesi'nden Kaan Zenginli’nin haberine göre, bahsi geçen firma Türkiye’de pazar payı en yüksek olan kanatlı et üreticilerinden biri. Ancak bu ürününde tespit edilen Listeria monocytogenes bakterisi, uzmanlara göre salmonella bakterisinden bile daha tehlikeli. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde, yaşlılarda, hamilelerde ve bebeklerde ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.
Bu bakterinin, yetersiz hijyen koşullarında ve çiğ kalmış ürünlerde geliştiği biliniyor. Ancak yaşanan bu gelişmenin ardından firmaya verilen 210 bin TL’lik cezanın, şirketin dev cirosuna oranla yalnızca on binde bir olması, cezaların yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Tüketiciler Tepkili: “İnsan Sağlığı Bu Kadar Ucuz Olmamalı”
Tüketici dernekleri ve sosyal medya kullanıcıları, gıda güvenliği konusunda firmaların daha sıkı denetlenmesi gerektiğini vurgularken, kesilen cezaların gerçek bir yaptırım gücü taşımadığını dile getiriyor. Avrupa ülkelerinde benzer durumlarda şirketlere cirolarının %10’una kadar ceza kesilirken, ürünler piyasadan toplatılıyor ve bazı durumlarda yöneticilere hapis cezası veriliyor.
Uzmanlar Uyarıyor: Tesisler ve Denetimler Yetersiz
Gıda mühendisi Irmak Özden, olayın yalnızca üretimden değil, denetim sistemlerinden de kaynaklandığını vurgulayarak, “Böylesine tehlikeli bakterilerin bir üründe yer alması, hem üretim hattında hijyen eksikliği olduğunu hem de denetimlerin yetersizliğini gösteriyor” dedi. Özden ayrıca, büyük üretim tesislerinde makinelerin eski olduğuna ve temizlik şartlarının yetersiz kaldığına dikkat çekti.
İçerikler Şeffaf Değil: Düşük Kaliteli Malzemeler Kullanılıyor
Uzmanlar, özellikle paketli ürünler olan köfte, nugget ve şinitzel gibi hazır gıdalarda tüketicilerin daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Irmak Özden bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Bu ürünlerde genellikle sadece kas eti kullanılmaz. Maliyeti azaltmak için tavuk derisi, sakatat, mekanik ayrıştırılmış et gibi düşük kaliteli bileşenler de karışıma eklenir. Bu içerikler, çocuklar başta olmak üzere tüketicilerin yeterli protein ve besin almasını engelleyebilir.”
Özden, etiket okuma alışkanlığının önemine de dikkat çekerek, tüketicilerin özellikle “mekanik ayrıştırılmış et”, “tavuk yağı” gibi ibarelere karşı uyanık olmaları gerektiğini belirtti.
Cezalar Artmalı, Denetimler Sıklaştırılmalı
Sonuç olarak uzmanlar, sadece para cezasıyla sınırlı kalan yaptırımların yeterli olmadığını, hem üretici firmaların hem de devlet kurumlarının daha güçlü sorumluluklar alması gerektiğini vurguluyor. Gıda güvenliğinin sağlanması için hem üretim tesislerinin modernize edilmesi, hem de denetimlerin daha etkin ve sık yapılması çağrısında bulunuluyor.