Köylerimizi Tanıyalım

Taşköprü’nün Roma dönemindeki metropolü: Kese köyü…

Verimli topraklarının doğurduğu bereketle farklı uygarlıkların ve toplumların tarih boyunca biriktirdiği mirası barındıran Taşköprü’de, Roma- Bizans dönemine dayanan ve Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte Türkmenlerin önemli bir yerleşim bölgesi olmuş olan Kese köyü…

Abone Ol

Taşköprü Postası İnternet Haber Sitesi olarak ilçemizin köy nüfusunun yoğunlukta olması hususunu göz önünde bulundurarak ve sizlerden gelen talep üzerine köylerimizin tanıtımına yer vermeye devam ediyoruz. Bugünkü köyümüz ise Kese köyü…

Taşköprü şehri, bağrında ortaya çıktığı verimli toprakların sonucu olarak farklı uygarlık ve toplumların tarihsel derinlik içersinde mirasının toplamı gibidir deriz bazı yazılarımızda. 

Antik dönemlerde Pafloganya bölgesindeki Pompeipolis kentinin kurulduğu yer olarak dikkati çeken Taşköprü, Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi bir tarihi hazinedir.  Bu tarihi yerleşim yerleri olması yönünde merkezde olduğu gibi köylerinin de Tarih öncesinden bu yana yerleşim yeri olduğu bilinmektedir.

Daha sonraları Türk’lerin Anadolu’ya ayak basmalarından sonra Taşköprü ve çevresi de Türkmenlerin yerleşim yeri olmuştur. İşte bu yerleşim yerlerinden biri de KESE KÖYÜ;

Kese Köyü Kastamonu ilinin Taşköprü ilçe merkezine uzaklığı 12 km’dir. Kese Köyü’nün nüfusu 2022 yılı verilerine göre 38 erkek 37 kadın olmak üzere 75 kişidir. Köy nüfusu büyük oranda İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere göç etmiş, bu sebeple köyde yaşayanların sayısı kış mevsiminde 8 haneye kadar düşmektedir. Ancak yaz aylarında nüfus artmaktadır. Nüfusun az olması nedeniyle öğrenci olmadığından köyde bulunan ilkokul kapalıdır.

Köyün muhtarlığını Mustafa Şenel yürütmektedir.

Taşköprü ilçemizde okuma yazma oranı ve eğitim düzeyi yüksek olan bir köyümüzdür. Bu Yüzden Kese köyü’nden başta Vali olmak üzere, Emniyet Müdürleri, polisler, subaylar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Öğretmenler, Bakanlık Müfettişleri, Mimarlar, Mühendisler, Doktorlar ve üst düzey bürokratlar, iş insanları yetiştirmiş ve gelecek için çevresinde rol model olmuş örnek bir köydür.

Köyün; Elektrik, Sabit telefon, İnternet, İçme suyu şebekesi ve kanalizasyonu vardır.

Çiftlik-Tosya yolu üzerinden bir kilometre içerde güzel bir vadide çayın kenarında verimli topraklar üzerinde kurulmuş tarihi Roma-Bizans dönemlerine ve daha öncesine dayanan eski bir yerleşim yeridir.

Yukarısında Eskioğlu köyü, Hasanlı Köyü, Abdal Hasan Köyü bulunmaktadır. Aşağısında Çaylaklar Köyü-Sapaca Mahalleleri, Alisaray(Ören)Köy bulunmaktadır.

Toprakları oldukça verimlidir. Yukarısına kurulan Asar ve Hasanlı göletleriyle birlikte bütün arazileri sulanabilir hale gelmiştir. Köyde kalanlar tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır.

Taşköprü’de Sümerbank Kendir Fabrikası varken Taşköprü’de en temiz kendiri yapan köy diye kendinde hep söz ettirmiştir. Tüccar o dönem şöyle dermiş “Kese köy’ün kendiri ise bakmaya gerek yok”

Kese Köyü 1979 yılında büyük bir yangın geçirmiştir. Aşağı köy denilen yer köyün camisiyle birlikte yanmıştır. Yanan evlerin yeri temizlenip temeller kazılmaya başlanınca Kese Köy’ün tarihi de ortaya çıkmaya başlamıştır. Temel kazılırken ortaya çıkan kalıntılar Kese Köy’ün tarihini Bizans ve Roma dönemine ve hatta daha eskilere götürmüş buraların çok öncelerden beri yerleşim yeri olduğunu göstermiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca bu yerler birinci derece sit alanı olarak tescillenmiştir. Yapılan araştırmalara göre kazılar sırasında ortaya çıkan kilise ve kalıntılarından anlaşıldığına göre bu kilisenin Roma döneminde İbadetler için kullanıldığını, köyün Arkeolojik açıdan büyük öneme sahip olduğunu ve bu zenginliklerin yer altında kalmaması istenmektedir. Hatta bir rivayete göre köyün adının da çok eski dönemlere ait yerleşim yeri olduğundan Kilise’den gelerek KESE olarak söylene geldiği ifade edilmektedir.

*Ayrıca 2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Arkeoloji müzesi tarafından Köy içinde sondaj kazı çalışmaları yapılmış, yapılan kazı çalışmaları sırasında kilisenin dış duvarları tespit edilmiş çıkarılan kalıntılar Kastamonu Müzesi’ne götürülmüştür. Kazı çalışmaları sırasında o dönem Pompeipolis kazıları başkanı Prof.Latife SUMMERER’de bulunmuş köyde bulunan “Kilise “ ve köyün tarihi hakkında şu bilgileri vermiştir;

Bu köyde bulunan kilise ve çevresinde iki ayrı kavim yaşam sürmüştür. Yerin altı metre altında bulunan işaretler kilisenin 6.yüz yıla ait yaşantıyı göstermekte olup daha sonra yukarıya çıkıldıkça farklı işaretler çıkmıştır. Yani 6.yüz yıla ait mevcut yapının üstünde kendi mimarisi ve yaşam tarzını sürdüren başka kavimlerin de yaşadığı görülmüş olduğunu söylemiştir. Köyün o dönemlerde üç kilometrelik büyük bir alana yayıldığını ve buranın o dönemlerde merkezi bir metropol olduğunu söylemişlerdir. Kese köyde Helenistik dönemlere ait kalıntılara da rastlanmıştır. Ayrıca o dönmede yaşayanların Pompeipolis’in inşasında çalışan sanatkârlar olduğu yani bir bakıma o dönemin sanayi ve kültür yerleşkesi olduğunu anlatmıştır.(1)

Kese Köyü “Talat Mümtaz Yaman’ın Kastamonu Tarihi” kitabında şöyle anlatılır;

Taşköprü’nün üç saat kadar garbında ve Alısaray’a bir saat uzaklıkta bulunan Kise Köyü’nün bazı yerlerinde eski eserler bulunmaktadır. Buradan çıkarılan bir buğa heykeli Kastamonu Müzesi’ne getirilmiştir. Kise Köyü’nün şimal tarafında bulunan İşlik kayasından köylüler tarafından testi, küp, cam şişe, kadın heykeli bulunduğu yazılıdır.

Kese Köyü, Roma-Bizans dönemi bu tarihi Arkeolojik hazinenin kalıntılarının üzerinde olduğunun bilincinde, yaşamlarını sürdürmektedir.

Köy halkının dilekleri arasında Sit alanı ilan edilen yerlerin sahiplerinin mağdur edilmemesi ve devletimizin bu mirasa sahip çıkarak gün yüzüne çıkartılmasını isteyip beklemektedirler.

*(1) Kaynak: Adem Çelik

Hazırlayan: Necati DOĞANÇ