Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsünü kaleme alan ve 1981 yılında hayatını kaybeden Ozan İhsan Ozanoğlu Kastamonuludur ve kabri Kastamonu’da bulunmaktadır.

Çanakkale Türküsü” olmak üzere birçok eseri TRT repertuarına kazandıran Halk Ozanı İhsan Ozanoğlu, aramızdan ayrılalı tam 43. yıl oldu. 

Kastamonu Kırcalarda kahreden haber: Elektrik akımı can aldı! Kastamonu Kırcalarda kahreden haber: Elektrik akımı can aldı!

Ihsan Ozanoğlu 10

Halk Ozanı İhsan Ozanoğlu’nun, Kastamonu Merkez ilçesine bağlı Duruçay köyünde bulunan kabri ise özel günlerde ve özellikle 18 Mart Çanakkale Zaferi'ni anma günleride ziyaretçi akınına uyğruyor.

“Annesinden duyduğu ağıt ile Çanakkale Türküsü'nü yazmıştır”

Babasının ömrünün yazmak ve okumak ile geçtiğini söyleyen İhsan Ozanoğlu’nun oğlu Günay Ozanoğlu, “Allah mekanını cennet eylesin. Çeşitli zamanlarda İhsan Ozanoğlu anılıyor. Kastamonu Üniversitesi tarafından kısmen de olsa destekleri bulunuyor. Bunun yanı sıra çeşitli panel, etkinlik, programlarda da anma etkinliği düzenleniyor. Bu bizleri memnun ediyor, gurur veriyor” dedi.
Çanakkale Türküsü'nün İhsan Ozanoğlu tarafından annesinden aldığı ağıt ezgiyi müzikal çalışmayla türkü haline dönüştürdüğünü belirten Günay Ozanoğlu, “1948 yılında biraz önce mezarı başında abim ile birlikte devlete belgesi ile teslim ettiğine dair elimizde belgeler bulunuyor. Şu anda mevcut Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü binasında Çanakkale Türküsü ve diğer eserleri zaman zaman 115 civarında türküyü TRT repertuarına teslim etmiştir. Bunun yanı sıra hafız, müteessir, vaizdi. Öğretmenlik vasfını üstlendi. Albay Ali Cesuroğlu gibi şahsiyetli komutanlarımızın hocasıydı. Kendisini ilme vermişti, son günlerine kadar yazarak hayatını devam ettirdi. Mezar taşında siyah yerlere yazılan yazıları vefatından 4 ay önce hazırlamıştı. Okumaya, yazmaya, öğretmeye, ilme önem veren bir insandı. Farklı yazılarından farklı eserler ortaya çıkarıldı. İyi bir şairdi. Bütün şiirleri belli bir düzen içerisinde yazılmıştır. Ayrıca sesli müzik, din gibi derslerde vererek çok fazla öğrenci yetiştirmiştir. Çok farklı ve çok yönlü bir kişilikti. 13 Şubat 1981 yılında aramızdan ayrıldı” diye konuştu.

İHSAN OZANOĞLU KİMDİR?

4896

1907 yılında Kastamonu’da doğdu. 1928 yılında İstanbul Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Köylerde ve Kastamonu merkezindeki ilkokullarda öğretmenlik yaptı. 1946 yılında Kastamonu İl Halk Kütüphanesi Müdürü oldu. Bu görevinden 1963 yılında emekliye ayrıldı.

Kastamonu ve çevresinin kültürünü araştırarak yüzlerce kitap ve makale yayınladı. Aynı zamanda saz şairliği yönü de vardı. Saz şiiri geleneğindeki şiirlerini de 20 kadar kitapta topladı. 1981 yılında vefat etti.

ESERLERİ:
Âşık Edebiyatı-Methal (1940), Efe Yüreği (1942), Saz (1952), Çocuk Destanı (1952), Kastamonu’nun Yetiştirdiği Meşhur Adamlardan Meftuni (1959), Kastamonu’nun Yetiştirdiği Meşhur Adamlardan Meydanî (1960).

İHSAN OZANOĞLU’NUN ŞİİRLERİNDEN BAZILARI:


HACI BEKTAŞ TÖRENİ


Bağrımda teslim taşı,
Nar’a urasım gelir.
Hünkâr Hacı Bektaş’ı,
Varıp sarasım gelir.

Gönülde gözde Ali,
Bâtında yüzde Ali,
Olunca özde Ali,
Divan durasım gelir.

Odur ilmin kapısı,
Yıkılmaz hiç yapısı,
Onda gönül tapusu,
Yüzüm süresim gelir.

Hasan’a dil bağlarım,
Şah Hüseyn’e ağlarım,
Bir sel gibi çağlarım,
Dağlar yarasım gelir.

Ayım, yılım on iki,
Sağım solum on iki,
Nur kandilim on iki,
Bezme giresim gelir.

Ben garibim bu ilde,
Ah çekerim saz elde,
Hacı Bektaş gönülde,
Kalkıp varasım gelir.

Hasrete dayanılmaz,
Sevdadan uyanılmaz,
Sevilmeyen anılmaz,
Her an göresim gelir.

Bağrım dolu hicrandır,
Sâki kadeh dolandır,
Hayat düştür, gümândır,
Hayra yorasım gelir.

Bayırından dağından,
Bektâşi toprağından,
Erenlerin bağından,
Gonca deresim gelir,

Ozanoğlu bir candır,
Hünkâr kaç kurbandır,
Sâki tas tas dolandır,
Kadeh kırasım gelir.

İhsan Ozanoğlu bu şiiri Hacı Bektaş Törenleri sırasından irticalen okumuştur.


ATAM’A DUA

Korkunç bir salgın, kanlı bir akın
Her taraf yangın, her köşe Ata!
Narası halkın,feryâdı hakkın
Olmuştu yakın, ta arşa Ata!

Bitâb ü tüvân, düştük perişan
Gönüller viran, yok elde derman
Böyle bir zaman, Samsun'dan heman
Doğup verdin can, her başa Ata!

İhsansın Haktan, yükseldin şarktan
Yarattın halktan, varlığı yoktan
Kurtardın bizi sen, yok olmaktan
Dilerim Haktan, bin yaşa Ata!


SAZIM

Deli bir bülbülsün yine bu gece,
Dizimde inleyen, ağlayan sazım,
Göksünde mızrabın yeli estikçe,
Coşkun sular gibi çağlayan sazım!..

Öksüz bir kuş gibi titrer kanadın,
Kanlı bir sızıdır zârın, feryâdın.
Saz değil, hasta bir gönüldür adın;
Çaldıkça kalbimi dağlayan sazım !

Senden aldı ozan bunca varını;
Aşkım sende buldu lâlezârını.
Gel ağlayalım, gel bırak yarını;
Hey beni teline bağlayan sazım !..


ŞEMSİ YASTIMAN’A

Ben gerçeğin düşkünüyüm
Öpülecek el isterim…
Ben yolumun eşgünüyüm
Doğru gider yol isterim.

Çekmem yarın için kaygu
Kemale yetmez bu duygu
Sana var içimde saygu
Ne para ne pul isterim

Ozan çoktur dosta azım
Sermest geçer kışım yazım
Telsiz kaldı meydan sazım
Senden takım tel isterim


ŞEMSİ YASTIMAN’A

Felek aldı ne var ise
Sahan bitti tas’a geldi.
Kol uzun lakin tel kısa
Tek sarıdan tasa geldi

Sazdır gönlümü arıtan
Farkım yok hala arıdan
Birisi üst alt sarıdan
Tecellimiz..kısa geldi.

Tek kol ile baş edilmez
Tek ayak yola gidilmez
Tipi var sayak güdülmez
Usare yok pusa geldi.

Sayma Şemsi!.. Gevezelik
Gönlümüzde var tazelik
İçilmez yoksa mezelik
Keder gitti, gussa geldi.

Yok! Ben yine pes diyemem
Fakat hep ters es diyemem
Hasma cengi kes diyemem
Küse gider küse geldi

Bizim sözlerimiz hezel
Senin (âb-ı name)n çok güzel
Sana Musa gibi ezel
Kalemin bir âsâ geldi.

Sen yassılar Yastımansın
Söz, saz her işte yamansın
Ehl-i kemal bir insansın
Her sözün bir hıssa geldi.

(Haber Merkezi)

Editör: Mustafa Balcı