Hamza Sefa Yılmaz, "Atatürk’ün Kastamonu’da Tarihe Kazıdığı Söz; "Bir Türk, Cihana Bedeldir" başlıklı makalesini okuyucularına sundu.
Tarih, yalnızca geçmişin tozlu sayfalarında saklı bir hikâye değildir; o, bugünümüzü şekillendiren, geleceğe ışık tutan bir pusuladır. Kastamonu, işte bu pusulanın en güçlü noktalarından biridir. Bir şehirden öte, tarih boyunca önemli olaylara ev sahipliği yapmış, büyük liderleri ağırlamış ve milleti için bir mihenk taşı olmuştur.
Bugün, bizlere ilham veren ve her daim kulaklarımızda yankılanan o cümleyi hatırlayarak başlayalım: "Bir Türk Cihana Bedeldir." Bu söz, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kastamonu'daki unutulmaz ziyaretinde tarihe kazınan bir anının mirasıdır.
1925 yılının 25 Ağustos’unda Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal üniformasını giymiş, göğsüne İstiklâl Madalyasını takmış olarak Kastamonu’ya geldi. Beraberinde milletvekilleri, paşalar ve yaverleri vardı. Kastamonu Kışlası’na giderek askerî bir teftiş gerçekleştirdi. Askerin disiplini, eğitimi ve cesareti Atatürk’ü memnun etmişti. Koğuşları gezerken dikkatini çeken bir detay, belki de o günün en büyük derslerinden birini vermesine vesile oldu.
Bir koğuşta büyük bir levha asılmıştı: “Bir Türk on düşmana bedeldir.” Atatürk bu yazıyı gördüğünde aniden durdu, gözleri daldı ve subayı yanına çağırarak sordu: “Öyle midir?” Subay hiç tereddüt etmeden “Öyledir Efendim.” dedi. Fakat Atatürk’ün cevabı, yalnızca Kastamonu’ya değil, tüm Türk milletine rehber olacak bir cümleydi: “Hayır! Bir Türk, cihana bedeldir.” Bu söz, sadece bir askerî kışlada söylenmiş sıradan bir cümle değil, bir milletin ruhunu, azmini ve bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi simgeliyordu. O gün orada bulunan herkes, bu cümlenin bir övgüden öte, Türk milletinin karakterine ve tarihine dair bir tespit olduğunu anlamıştı.
Kastamonu, yalnızca Atatürk’ün ziyaret ettiği bir şehir olmanın ötesinde, Kurtuluş Savaşı’nda da büyük fedakârlıklar yapmış, tarihin yükünü omuzlarında taşımış bir kahraman beldedir. Arşivler, geçmişin unutulmamasını sağlayan en büyük tanıklardır ve Kastamonu’nun her taşı, her sokağı, geçmişin fısıltılarını günümüze taşımaya devam etmektedir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonu ziyaretinde verdiği mesaj, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatmaktadır. Bir Türk’ün yalnızca düşman karşısında değil, ilimde, sanatta, kültürde, ekonomide, her alanda dünyaya bedel olabileceğini gösteren bir şiar olmuştur.
Ve bizler bugün, bu mirası yaşatmanın, Kastamonu gibi bir şehrin tarihini gelecek nesillere aktarmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, geçmişini bilmeyen bir millet, geleceğini inşa edemez. Ve biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, yalnızca bir düşmana değil, cihana bedel bir milletiz.