Ahmet Tek, "Kim Dur Diyecek" başlıklı makalesini okuyucularına sundu.
Ramazan’a sayılı günler kaldı. Mart’la birlikte oruç başlıyor. 28 Şubat'ı 1 Mart'a bağlayan gece sahura kalkılacak. Bu yıl 30 değil, 29 gün oruç tutulacak. Ramazan Bayramı 30 Mart 2025 Pazar günü başlayacak.
Türkiye’de Ramazan’la birlikte alışveriş hız kazanır. Araştırmalara göre, tüketicilerin yüzde 64’ü Ramazan ayında daha fazla harcama yapıyor. Bu dönemde, gıda ve market ürünlerinden giyime, ev ve bahçe ürünlerinden elektroniğe kadar geniş bir yelpazede alışveriş artıyor. Özellikle çevrim içi market uygulamaları ve küçük mutfak aletleri, Ramazan ayında yoğun ilgi görüyor.
Ramazan ayında tüketici davranışlarındaki önemli değişimlerden biri de mobil cihaz kullanımında oluyormuş. Araştırmalara göre, “Mobil cihazları bir kenara bırakıp, sosyal medya detoksu yapalım” diyen yokmuş. Ramazan’da mobil cihaz kullanımında adeta patlama yaşanıyormuş. Geçen yıl yüzde 74’lük artış görülmüş. Sosyal etkileşimlerdeki artış oranı ise yüzde 70 olmuş.
Ramazan öncesi her yıl ürün fiyatlarındaki artış gündeme gelir. Etiketler değişir. Pideden tatlı çeşitlerine, etten peynire, sebzeden meyveye her ürünün fiyatında artış dikkati çeker.
Ocak ayının son haftasında, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi Toplantısı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın ev sahipliğinde yapıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın da katıldığı toplantıda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), perakende, yumurta, gıda ve ihtiyaç maddeleri, kırmızı et, kanatlı hayvancılık, un, makarna, yağ, süt, ambalajlı su, toptancı halleri ile bakliyat sektörünün üst düzey temsilcileri yer aldı.
Görüşmelerde, Ramazan ayı öncesinde vatandaşların temel gıda ürünlerine erişimlerinde herhangi bir sorunla karşılaşmamaları amacıyla bilgilendirmeler yapıldı. Yıl boyunca gıda enflasyonuyla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun bu yıl için belirlediği fitre miktarı 180 lira. Bu meblağ aynı zamanda günlük oruç fidyesi bedeli. Mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak bu rakam belirlenmiş.
Dar gelirlinin dışarıda yemek yiyecek hâli yok. 180 lira ile ancak belediyelerin kent lokantalarında bir öğün karın doyurmak mümkün. Ya iftar menülerimiz de sorun var ya fitre miktarındaki hesap yanlış…
Taklit ve tağsiş gıda ürünlerinin listesini bugün okumaya kalksanız, Ramazan Bayramı’na kadar bitiremezsiniz. Binlerce ürün, binlerce marka. Tarım ve Orman Bakanlığı taklit ve tağşiş yapılan gıda ürünleri listesini sürekli güncelliyor. Denetimlerde akla hayale gelmeyen halk sağlığını tehdit eden unsurlar tespit ediliyor. Sucukta tavuk kafası, baharatta yasaklı boya: Bunun gibi binlerce örnek.
Necip Fazıl Kısakürek, “Muhasebe” şiirinde “Fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası /
Bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası” der. Fahişe, Arapçada ‘azgın’, ‘utanmaz’ ‘kepaze’ anlamına gelen ‘fahişa’ kelimesinden türetilmiş. Türkçede aynı kökten gelen ve yaygın kullanılan üç kelime var: Fahiş, fahişe, fuhuş.
TDK Türkçe Sözlük’te ‘fahiş’, sıfat olarak yer almış; ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla olan diye tanımlanmış. İkinci tanımı; ahlaka ve törelere uygun olmayan demek.
İsim olarak yer alan ‘fahişe’; Toplumda cinsel ilişki açısından geçerli olan ahlak kurallarına uymayan kadın; orospu, kötü kadın, mal, paçoz diye tarif edilmiş.
Fuhuş ise; “İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığında cinsel ilişkide bulunma” demek.
İslâmî literatürde ‘fuhuş’, “aşırı derecede çirkin söz ve davranış, büyük günah, edep ve ahlaka aykırı olup dinen yasaklanan her türlü kötülük ve çirkinlik” anlamında kullanılır.
Enflasyon bir yandan, Ramazan fırsatçıları bir yandan, taklit gıdacılar bir yandan üstümüze üstümüze saldırıyor. Fikir cephesinde olup bitenleri şimdilik bir kenarda tutarak daha çok, daha daha çok kazanma hırsının zirve yaptığı çarşı pazara bakalım. Piyasada ‘para fahişeliği’ var mı yok mu? Bu sorunun yanıtını sadece dar gelirlilere mi bırakalım?
Ramazan zamlarından bizi kim koruyacak? Hurmanın kilosu ortalama 500 lira. Siyah zeytin 350, Ramazan pidesi 20 lira. Ortalık Ramazan öncesi fiyat artışı ve etiket değişimi haberlerinden geçilmiyor.
Don Kişot’un hayali yel değirmenlerinden söz etmiyorum. Hepsi sahici. Bizler sahici Don Kişot olabilsek, piyasanın para fahişeleri bu kadar rahat at oynatabilirler mi? Bu gidişat hayra alamet değil. Fahişeliği azaltmak nesiller boyu çaba ister. Fahişelere dur demek ise bir iradeye bağlı. Bu iradeyi kim gösterecek, fahişelere kim dur diyecek?
Hayırlı Ramazanlar.