İsmail Çiçek'in, Sevgili Kardeşim Yusuf isimli şiirinin üçüncü bölümünü kaleme aldı.

-Ortak anılarımızdan 2 önemli olay-

(Üçüncü bölüm)

Yusuf’la “saptan “ geliyorduk Mercanyeri’ndeki tarlamızdan

Yusuf öküzlerin önünde ,ben “kah” diyordum arkadan

Akyer ‘e varınca kağnının sol tekeri atladı taştan

Öküzler zelveyi kırıp boşandılar boyunduruktan

Ne kadar sevinmiştim Yusuf ‘u sapasağlam gördüğüm an

Bayıra aşağı yuvarlanan arabanın sapları darma -duman

Şükürler olsun ,kardeşimi ve öküzleri korumuştu ulu YARADAN

Gezintiye gelen öğretmenlerle boş kağnıyı yola çıkardık

Dağılan sapları Yusuf ‘la birlikte sırtlayıp arabaya yığdık

Geçte kalsak harmanımıza varıp “sap”ımızı yıktık

Suçum :Öküzlere hızlı hızlı “kah “ dememdi .Niye ?

Yetişeyim de babasıyla “fiğ süren “ X’igöreyim diye

Arabayı devirdiğime değil ,yanarım X‘i göremediğime !

Yıl 1973 Ağustos … Köyümüzde büyük yangın felaketi …

O gece sabaha doğru Mezarlık Mahallesi ‘nde

Yangın çıkmıştı bir marangoz atölyesinde

Yangını tüm halka duyurmak için silahlar atılıyordu

Uyumak mümkün mü ! Bakracını alan herkes su taşıyordu

Gözü kara gençler yakın evlere ıslak halılar asıyordu

Hamza da cansiparane çalışanlardan biriydi halı asıyordu 

Biraz sonra yangın alevi minarenin boyuyla yarışıyordu !

Kapkara dumanlar gökyüzüne direk oluyordu

Yangına yakın hanelerin halkı eşyalarını taşımaya başlıyordu

Köy halkı korku ve panik içinde küçük kıyameti yaşıyordu !

Özellikle kadın ve çocuklar bağrış-çağrış içinde ağlıyordu

Yangına o kadar su döküldü ki o sokağı sel alıyordu

Yangının önünü kesmek için Çardak ‘a “Evini yıkalım “dendi

İzin vermedi ,eline aldığı iki yüzlü baltayı gençlere gösterdi

Halk şaşkındı … o tarafa bu tarafa koşuyordu

İnsanlar yangının genişlemesini durduramayacağını anlayınca

Yangınla  mücadeleyi bırakıp başladılar eşyalarını taşımaya

Yün yatağı bırakıp yamalı yaygıyı kurtaranı da vardı

Yangın kendine rüzgar yapıyordu (!) yandıkça yanıyordu ?

Bu yangın ahırdaki hayvanı havadaki kuşu kapıyordu

Öğleden sonra yangın öyle yayıldı ,öyle azgınlaştı ki ,

Yangın karşıdaki evlere kızgın çivi ve yanan parça atıyordu

Yüz metre öteden geçmeye çalışanın bile yüzünü yakıyordu

Yabancı köylerden yardıma gelen iyi insanlar da vardı

Peki ,Tosya itfaiyesi hemen niye gelmedi ,neredeydi ?!

Biz üç kardeş et-tırnak gibiydik ,o gün köylüyle de öyle olduk

Saymadım!… Kaç kova su taşıdık ,kaç evin eşyasını taşıdık ?

Karnımızın acıktığını ,susuzluğumuzu,zamanı,… kendimizi unutmuştuk

Hem yeni evimizi hem de Yusuf ‘un oturduğu evi unuttuk

“Ebemizin “eski ambar -evinde yeni bir evli Yusuf oturuyordu

Biz üç kardeş öteki mahallelerin eşyalarını taşınırken

Eşi ,evinin eşyalarını Çorak ‘a taşımış; ev bomboştu

Yangın bu eve yaklaşmıştı ; yangından önce ben yakayım

Diye düşünsem de beceremedim ,çünkü yetişemedim (!!!)

Hamza’ nın  kapılarını taşıyorduk ,Ç.Hasan’ın anası önüme gerildi

“Ah oğul ,oğlum -gelinim gurbette ,bana yardım edivi “dedi

“Yukarı kata çık ; yatak -yorgan ,kap -kacağı pencereden ativi “

Giriş kapısı kilitliydi ; anahtarı bulamadı , “kapıyı kırıvi “ dedi

Elime geçen “küsküyü “ koçbaşı yaparak kapıyı kırdım

Merdiveni koşarak çıktım ,elime geçeni aşağı fırlattım

Yoldan geçen kağnılar eşyaları sağa -sola götürüyordu …

Üç kardeş yeni kapıları ve tahtaları Çorak ‘a taşıdıktan sonra

Yangın köyün içini bitirip tarlalardaki anızlara atlayınca

Yusuf ‘un yüzü-gözü kapkara tarlamıza uzandı boylu boyunca

Bana hitaben :”Lan ağa bir torba ekmekle kaçalım uzaklara !”

Akşam vakti Çorak ‘a tahtalardan ilkel bir çadır kurduk

Karnımızı doyurduk ,yataklarımızı serdik ,günü konuştuk

Yananların dumanlarını ve mehtabı seyrederek uyuduk

Koca köy … Ev +samanlık 400 tane yapı yandı

Öteki samanlıklarla birlikte sadece 9 ev kaldı

Ertesi sabah Yusuf ‘un eşinin dedesi Tavukçu

Pınarönü ‘nde dumanı tütmekte olan ağaca ayağını koyup

Bu büyük yangının neden çıktığını şöyle açıklıyordu :

“Çocuklar arapçayı bırakıp gavur okumasına gidiyordu

Ahali eşeği bırakıp gavur icadı traktöre biniyordu

Adamlar fesi bırakıp gavur icadı şapka giyiyorlardı

Gominist gençler uzun saçlı ve başı açık geziyorlardı

Hökümet işi-gücü bırakıp karılara hamur kesiveriyordu …”

                                               28.02.2025

                                               İsmail ÇİÇEK

                                               E.Öğretmen