Ali Korkmaz anneler gününe ithafen kaleme aldı: Şerife Bacı
Baban gitti cepheye, görmedi ki yüzünü
Gözü düşman hattında, gönlü yaşar hüzünü
İmanı doruklarda, kaybetmedi özünü
Arşa yükseldi ruhu, tuttu kulluk sözünü
Dedenin de yazıldı, ismi hece taşına
İki kadın katlandı, pür geçim telaşına
Ninende hastalandı, girdi yetmiş yaşına
İkiniz başladınız, zor yaşam savaşına
Dağ başında, ana, kız, üstelik her yerde kar
Anadolu köyünde, komşular komşuya yar
Yanındaki aç ise, sevenleri duyar ar
Hiç kimse unutmasın, kaderleri yazan var
Kızını büyütürken hastalandı annesi
Şerife kaldı yalnız, evde sessiz nefesi
Şimdi yalnız hayatta, yok ki kimi kimsesi
Komşusu kanat gerdi kalmasın endişesi
Nuri Bey evlat dedi, Fatma hanımsa kızım
Ne olur ağlama sen, Şerife cancağızım
Canımız sağ oldukça, demeyiz neme lazım
Gülmezse güzel yüzün, yürek ağrıtan sızım
On yedi yaşındayken, dünya evine girdin
Yuva sıcaklığına şahit olmaya erdin
Annelik makamını eşine müjde verdin
Kızın doğdu dünyaya kundağa sevgi serdin
Çocuk girdi yaşına, kocan Mehmetçik oldu
Mutlu geçen günlerin bir çiçek gibi soldu
Gün battı sizin için, eve üzüntü doldu
Kurtuluş savaşında Çanakkale ilk yoldu
Eşinden haber geldi, yuvan kaldı çatısız
Tarih tekerrür etti, yine kaldı ana, kız
Düşmanlar yurdu sardı, dedi; ne yapmalıyız
Köyüne görev çıktı, haydin yola çıkınız
Lapa lapa kar yağdı, her yer oldu bembeyaz
Kervan yola koyuldu, çok sert esiyor ayaz
İnebolu hattında verilmiyor imtiyaz
Yüklenince mermiler, Mevla’ya yaptı, niyaz
Kağnılar kervan gibi dizildi sıra sıra
Şerife kontrol etti kızını ara sıra
O da ilerliyordu buzları kıra kıra
Tipi, acımasız soğuk, özgürlük aşkı çıra
Kastamonu göründü, ulaşanlar ulaştı
Şerife’nin gözleri üşümekten kamaştı
Bedeni hissizleşti, meleklerle sırdaştı
Kızı yaşadı, lâkin, kendi Baki’ye aştı
Vatanın için dondun, çektin tarifsiz acı
Muhteşem Türk milleti, sana daim duacı
Şefaate erecek, başında nurdan tacı
Ahirin cennet olsun, şehit Şerife bacı.