Süper Lig’de ne Galatasaray’ın nede Fenerbahçe’nin oynadığı oyunu beğenmiyorum! Kadro derinliği olmasa da biraz Beşiktaş’ın oyununu beğeniyordum o’da dün gece Antep’de çuvalladı.(1-1)

Süper Lig’de ne Galatasaray’ın nede Fenerbahçe’nin oynadığı oyunu beğenmiyorum! Kadro derinliği olmasa da biraz Beşiktaş’ın oyununu beğeniyordum o’da dün gece Antep’de çuvalladı.(1-1)

Fenerbahçe’yi şampiyon yaptığı sezon “Bu futbol bizi şampiyon yapar ve Avrupa’da bizi çeyrek final oynatır” demişti Aykut Kocaman. Aynen de öyle oldu. O sezon Fenerbahçe şampiyon oldu ve Avrupa’da da çeyrek final oynamıştı.

Geçen sene İsmail Kartal takıma müthiş futbol oynatıyor taraftarlar göze hoş gelen futboldan dolayı çok memnundu. Sezon sonu takım gol rekoru kırdı ama şampiyon olamadı!(Gerçi geçen sene Fenerbahçe’nin çok hakkı yenildi ama neyse!)

Göze hoş gelmeyen futbolu benimseyen Galatasaray şampiyon oldu. Sonra gitti  Süper Kupa’da Beşiktaş’tan 5 yedi. Avrupa’da tabiri caizse köy takımlarına yenilerek elendi. Hala da Avrupu’da başarılı olamıyor.

Fenerbahçe bu sene dünyaca ünlü teknik direktör Jose Mourinho’yu  getirdi ama taraftar oynattığı futboldan memnun değil! Neden? Çünkü  Mourinho,  Aykut Kocaman futbolu oynatıyor! Ya da Aykut Kocaman o sezon Fenerbahçe’ye   Mourinho futbolu oynatıyordu!

Yani, yanisi şu sevgili okurlar.

Göze hoş gelen futbol mu istiyoruz yoksa sonuç odaklı skor alan takım mı?

Gelelim şimdi bizim şehrin takımına…

Kastamonuspor’u çalıştıran  Adem Çağlayan’da Aykut Kocaman futbolu oynatıyor takıma.

En azından şu ana kadar bunu yaptığını gördük.

Oynattığı futbol göze hoş gelmiyor ama skor alabiliyor, bu bir gerçek.

Karaköprü Belediyespor gibi vasat bir takıma karşı evimizde 1-1 berabere kaldığımız maçtan sonra Adem Hoca’yı eleştirmiştim. Sürekli yan top, yan paslarla ne yapacak bu takım diye.

Adem Hoca’nın takımı deplasmanlarda skor alır ama içerde kapanan takımlara karşı zorlanır diye de uyarıda bulunmuştum.

Yine aynı görüşteyim. Deplasmanda rakip, seyircisinin baskısıyla yüklenirken defansın ardına attığı toplarla gol buluyor bizim takım. Şu ana kadar bunda başarılı oldu ve üçte üç yaptı.

İçerde zorlanırız çünkü rakipler kapanacak!

Adem Hoca dünkü Adana karşısında bunu yaptı. 1’inci dakikada golü buldu ve sonra takımı rölantiye çekti. Sonra son dakikalarda kontradan ikinci golü buldu. Skor güzel ama göze hoş gelen futbol yok.

Karaköprü maçındaki ‘yan top’ hastalığını biraz gidermiş gibi gözüktü KSK, Adana karşısında.

Adem Hoca’nın KSK’sı net pozisyonlar buldu  bu doğru ama rakibin de bir topu direkten döndü ve çok pozisyona girdi. Bunuda göz ardı etmemek lazım.

Kısaca Adem Hoca takıma göze hoş gelen bir futbol oynatmıyor! Ama öyle ya da böyle bir şekilde skoru alıyor.

Kastamonuspor seyircisinden yoksun bir şekilde çıktığı üç maçı az hasarla atlattı ve takım  lider...

Kazanan her zaman haklıdır. Şu ana kadar bizim takım kazandığı için Adem Hoca’da haklıdır.

Adem Hoca’yla ilgili son bir şey daha; kapanan takımlara karşı duran toplara ağırlık vermeli bana göre…

Futbolda klişe bir söz vardır, beş korner bir gol yada bir penaltıdır.’ diye.

İşte bunun içindir ki Sarıyer maçına kadar Adem Hoca bol bol korner ve duran top çalışmalı. Çünkü Aykut Kocaman’da öyle yapıyordu.

Cengiz Aygün’ün Kastamonuspor’u… 1

-CENGİZ AYGÜN’E TEŞEKKÜR…

Şimdi gelelim Kastamonuspor Başkanı Cengiz Aygün’e.

Adamı en çok ben eleştirdim hepiniz hatırlayacaksınız!

Bozkurt selinden önce ve devamında selden sonra takımı lige sürüp sürmeme konusunda ‘Git-geller’ yaşandığı zamanlarda Cengiz Aygün’ü en çok ben eleştirdim.

Adam, bunca ekonomik krize rağmen bunca zorluklara rağmen bu şehirden bir tek kuruş almadan ve bu şehirde ticaret yapan bir tek esnaftan para dilenmeden yıllardır bu işi yapıyor.

Yapmanın ötesinde takımı sürekli zirvelere oynatıyor. Bu önemli öyle değil mi?

Gazi stadının etrafında bir tek reklam bile yok! Bu şehirden para kazanan fabrikalar, ticaret erbapları en azıdan Kastamonuspor şampiyonluğa oynarken stada reklam vererek katkı sağlayabilirler.

Ama maalesef yok!

Bu ayıp Cengiz Aygün’ün mü yoksa bu şehirdeki iş insanlarının mı?

Onun için bu şartlarda ben Cengiz Aygün’ü eleştirmek şöyle dursun önünde şapka çıkartırım.

Biz bu takımın, yokluktan deplasmana gidemediği  dönemleri de biliyoruz. Transfer tahtası kapalı olduğu için transfer yapamadığı dönemleri de. Hatta tesislerde yemek dahi çıkartılamadığı dönemleri de henüz unutmadık!

Tüm Kastamonuspor taraftarları adına ve de bu şehirdeki akli selim insanlar adına  Sayın Cengiz Aygün’e kocaman bir teşekkür borcumuz var…

Teşekkürler Cengiz Abi.

Cengiz Aygün’ün Kastamonuspor’u… 2

GÜNÜN SÖZÜ

“Yiğidi öldürelim ama hakkını da teslim edelim”