İzzet Sarı, "Güzel Köy" başlıklı köşe yazısını okuyucularına sundu..
Başlığı okuyunca hepinizin ilk aklına; geçtiğimiz yıllarda televizyonlarda izlenme rekoru kıran çekimleri Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük mahallesinde yapılan güzel köy isimli dizinin geldiğinden eminim.
Güzel köy dizini aslında güzel yapan köydeki evlerden ziyade içerisinde yaşanan hikayeler ve yörenin şivesiydi… Bende defalarca büyük bir beğeniyle izlerdim bu güzel diziyi.
Lakin ben size bugün bu dizideki güzel köy yerine Kastamonu’nun güzel köyünden bahsedeceğim.
Kastamonu’nun en büyüklerinden, Taşköprü’nün en büyük ikinci köyü…
Kastamonu’nun bin 40 köyü ile kıyaslandığında göçün en az yaşandığı bir köyümüz!
İnsanları çok çalışkan… Kadını ,erkeği , çoluk çocuk sabahın erken saatlerinde başlıyor hayatın yükünü çekmeye, taki gecenin bir vaktine kadar.
Toprakları çok bereketli. İnsanları çok çalışkan olunca tabiki ortaya güzel bir fotoğraf çıkıyor.
Ana geçim kaynağı Sarımsak, hayvancılık, Şeker Pancarı üretimi…
Hane sayısı 234, nüfusu binin üzerinde… Her evde iki traktör, bir otomobil veya doblo var. Dedimya toprakları bereketli ve insanları çok çalışkan diye.
Geçtiğimiz hafta başında telefonum çaldı… Arayan bu güzel köyün genç ve dinamik muhtarıydı. “İzzet abi, mazeret istemiyorum. Güzel bir iftar programı organize ediyoruz. Senide mutluka bekliyoruz.” dedi.
İstersen gitme emir büyük yerden gelmişti.
Evet davet benim doğup büyüdüğüm, aile mezarlığımızın bulunduğu Çetmi Köyü Muhtarı Metin Bulur’dan gelmişti.
Köyümüzün muhtarı en son yapılan seçimde göreve gelmiş babadan muhtarlığı bilen, sanki 40 yıllık muhtarmış gibi köyümüze kısa sürede çok güzel hizmetlerde bulunmuştu.
Zaman zaman köyüme gittiğimde yapılan hizmetleri komşularımızdan duyuyor ve sevniyordum.
Sonra muhtarımız “Abi 300 kişilik bir organizasyon yapıyoruz. Her haneden birer kişi gelecek. Valimiz başta olmak üzre İlimiz protokolü ve ilçemiz protokolü de gelecek.”dedi.
Çetmi Köyü’nün kendine has gelenek ve görenekleri vardı. Sonuçta Alatarla(Germeç) Bölgesi’nin ilk yerleşim yeriydi. Oğuz Han’ın 24 boyundan biriydi. Çepni(Çetmi)
Neyse kalkıp gittim köyüme. Köyün gençleri, yaşlıları, genç kızlar ve kadınlarda büyük bir heyecan vardı. Sonuçta Kastamonu’da köy bazında ilk defa A-Protokolü ağırlayacaklardı.
Önce ilçenin sevilen kaymakamı Abdullah Demirdağ ve ilçe milli eğitim müdürü Ahmet Şirin geldi, ardından Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, ardından bölgenin evladı Milletvekili Halil Uluay onun ardından İl Genel Meclisi Başkanı Doğan Ünlü, İl Genel Sekreteri Nida Sinsi, ardından Valimiz Meftun Dallı, ardından Ak Parti ilçe başkanı Hüseyin Erol ve yönetim kurulu,İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu ve son olarakta kadın vekilimiz Fatma Serap Ekmekçi geldi.
Eskiden sağlık ocağı olarak kullanılan ve zaman içerisinde kullanılmadığı için harabeye dönen sağlık ocağı binasını küçükte olsa köy konağı olarak restore edip hizmete sokmuştu köy muhtarı ve azaları…
Güzel bir karşılama ve Ramazan ayının manevi atmosferine uygun bir iftar programı…
İftar programına Çetmi Köyü’nün komşusu olan Alatarla ve Bademci köylerinin muhtarları ve azaları da gelmişti.
Kastamonu ve ilçelerindeki büyük organizasyonların aranan ismi Mehmet Kuşçu ( Merkez Et Lokantası) A-Protokol için tüm hünerini sergilemişti. Bir birinden lezzetli yemekleri ve tabiki iftar proğramlarının vaz geçilmezi olan bölgeye has etli keşkeği…
Köy konağı önünde toplanan protokol ile selamlaştıktan sonra vekil Serap Ekmekçi hemen yan tarafta bulunan köydeki cefakar ve emekçi kadınların olduğu bölüme geçmişti. Serap Ekmekçi ve Çetmili kadınların sohbeti ve gün içerisinde yaşanan hikayelerini anlatmaları, gerçekten görülmeye değerdi.
Köylüler büyük ilgi göstermiş ve konağın içi ve dışı tıklım tıklım dolmuştu. Köy muhtarı keyifliydi. Sonuçta A-Protokol köyüne gelmişti… Konağın bahçesinde köylüler bir birleri ile gündelik sohbetlerine bir biri ardına anlatırken, konağın içinde bulunan protokol ve biraz da yaşça büyük olan köylüler ile doluydu ve buradaki sohbette diğerlerinden farksızdı.
Vali bey soruyor, muhtar cevaplıyordu. Bir taraftan iftar açılmış diğer taraftan koyu bir sohbet oluşmuştu kendiliğinden… Gerçekten Ramazan ayının manevi atmosferi Çetmi Köyü’nde yaşanıyordu.
Televizyonlardan izlediğimiz ve tüm olumlu yönleriyle ve güzellikleriyle bize yansıtılan o sevilen dizi güzel köy aklıma geldi.
Bir an şöyle bir düşünceye daldım.
Biz başka başka güzel köyleri büyük bir merak ve ilgiyle izlerken gözümüzün önündeki güzel köyleri ve hikayelerini atlıyoruz sanki…
Güneşin doğuşu ile uyanıp çalışmaya başlayan ve yaz boyunca gece saat 24.00’de evine girip sabah yeniden işe koyulan bu emekçi çalışkan Çetmi Köyü yani benim köyüm…
Sen ne güzel bir köymüşsün de bizler farkında değilmişiz…
Birlik beraberliğini, konuk severliğini kadınıyla, erkeğiyle Ramazan ayının bu ilk Cuma günü gösteriverdin.
-ÇEPNİLER İLE İLGİLİ KISA BİR NOT:
11’nci yüzyılın değerli Türk bilgini Kaşgarlı Mahmut Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eserinde bakın Çepnileri nasıl tarif ediyor…
“Asi, atılgan, cesur, mert ve savaşçı…”
Anadolu’nun Türk vatanı olmasında çok önemli rol oynadıkları tarih otoriteleri tarafından kabul edilmiştir. Çepnilerin Anadolu’daki varlıkları on birinci yüzyıla kadar gitmektedir.
Türkiye’nin pek çok vilayetinde Çepni köyleri bulunmaktadır. Hepsini araştırdığınızda karşınıza Kaşgarlı Mahmut’un tarif ettiği gibi “Asi, atılgan, cesur, mert ve savaşçı” özellikleri ön plana çıkmaktadır.
Çepnilerin bir diğer özelliği ise devletine ve bayrağına hiçbir kavimde olmadığı kadar bağlılıkları ön plana çıkar.
Son olarak Giresun’un eski adı “Vilayeti Çepni”dir.
Bir sonraki güzel köylerimizde buluşmak üzre…
GÜNÜN SÖZÜ
“Güzel köy; Seni görmeyen gözü ben neyleyeyim…”