Her insanın çevresinde sosyal konumuna göre az ya da çok birtakım dost veya öyle sandığı kimseler muhakkak vardır. Gerekli-gereksiz alkış tutarlar; “En büyük sensin!”,...

Her insanın çevresinde sosyal konumuna göre az ya da çok birtakım dost veya öyle sandığı kimseler muhakkak vardır. Gerekli-gereksiz alkış tutarlar; “En büyük sensin!”,

“Çok yaşa!” gibi tezahürata boğarlar… Kovsa dahi etrafından ayrılmazlar…

Acı ve sıkıntılı günler yaşayanlar gerçek dostlarını daha çok anlarlar. Bunu yaşamayanlar az bir şey kestirmiş olsalar da daha geç iç yüzlerinin farkına varırlar etrafını çevreleyenlerin. Belki o zaman da iş işten geçmiştir…

“Dost kara günde belli olur” atasözü de tam burada devreye girer.

Zira bolluk, şenlik zamanında ödenecek bir bedel olmayıp, daha çok yararlanılacak menfaatler olduğundan birçok kimseyi çevrenizde görebilirsiniz. Ama sıkıntılı, zorlu günlerde ise acıyı, zorluğu üstlenmek, ona göğüs germek gerektiğinden sadece gerçek dostlarınızı yanınızda bulabilirsiniz.

Gelelim konumuza;

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Şimdi önümüzde yerel seçimler var.

Yerel seçimler yaklaştıkça yerel yönetimlere talip olanlarda bir panik ve  heyecandır gırla gidiyor.

Dün yerel basında bir haber dikkatimi çekti.

Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vindinlioğlu belediyenin otobüsünün üzerine “Ecdadın izinde Çanakkale Gezisi” yazdırmış. Ücretsiz olarak Kastamonuluları Çanakkale’ye götürecekmiş!

Günaydın Sayın başkan…

 4.5 yıldır aklınıza şimdimi  geldi. Senin bu yaptığını Tosya Belediye Başkanı Sayın Volkan Kavaklıgil 4.5 yıldır yapıyor zaten. İlk seçildiği günden beri 3.5 yıla tam tamına 4 bin 500 Tosyalı kadınları Çanakkale’ye götürdü. (Hemde belediye bütçesine bir kuruş yük getirmeden) Bu senede erkek seçmenlerini götürmeye başlardı.

“Taklitler aslını yüceldir” diye güzel bir söz var. Güzel olan her şey taklit edilir. Bunda yanlış bir şey yok. Kastamonu Belediyesi’nin de Tosya Belediyesi’ni taklit etmesi gocunacak bir durum değildir.

Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu benim hemşehrim olur. Hemşehrim olması vede 30 yıllık merhabamız olması hasabiyle zaman zaman görevimiz gereği eleştiri yapıyoruz. Ama başkan bir türlü anlamıyor.

-BAK BAŞKAN!

Sarımsak dedim anlamadın, kendir dedim yine anlamadın. Kastamonuspor dedim hiç anlamadın. Olukbaşı dedim yine anlamazdan geldin. ‘Bak Başkan!’ dedim, anladın ama yine anlamazdan geldin.

Yerel basının karşısına geçip ikide bir benim oyum yüzde 70 diyordunuz! Devamında yüzde 51’lere düşürdünüz.

14 Mayıs seçim sonuçlarını tabeladan görünce gözleriniz  fal taşı gibi açıldı. Sayın Tahsin Babaş’ın her ay mahalle mahalle düzenlediği “Başkanla bir çay içimi sohbet” toplantılarını  birisi size hatırlatmış olmalı ki hemen halkın arasına inerek mahalle toplantılarına  Candaroğlu Mahallesi’nden başladınız.

Ne demiştik ‘taklitler aslını yüceltir’

Son günlerde anket firmalarıyla görüştüğünüzü ve sık sık anketler yaptırdığınızı çok iyi biliyorum!

Dahası Partilerin genel merkezleri bugünlerde hiç olmadığı kadar anketler yaptırıyorlar.

Sahadaki en son durumu görebilmek için. Bende pek çok anket sonucu var! Şimdiden bu sonuçları yazmayacağım.

Lakin size bir hemşehriniz olarak son defa uyarıda bulunuyorum.

Milletvekiline aday olmak için çıktınız son anda genel merkezden sinyal gelmeyince ‘Belediye başkanlığına yeniden adayım’ dediniz.

Şayet siz aday olursanız ki adayım dediniz. (Ben genel merkezin sizi aday göstermeyeceğine inanıyorum) ki gösterdi diyelim!  Sizde partinizde yerel seçimleri kaybediyorsunuz! Ak Parti aday çıkarmasada yine seçimleri kaybediyorsunuz! Haberiniz olsun… Benden söylemesi.

Şayet siz sağlık sorunlarınızı bahane ederek aday olmazsanız o zaman MHP yeniden seçimleri kazanıyor. Bilginiz olsun!

Her ne kadar sosyal medyadaki eleştirileri sildirsenizde! Ateş bacayı çoktan sarmış durumda.

Belki kalıcı büyük proje ortaya koyamadınız ama  Resul Köprülü geldikten sonra biraz arkanız toparlandı. Peki oturupta ben nerede kaybettim diye hiç düşündünüz mü?

İlk iki sene seçim sarhoşu oldunuz!

-Pandemi dediniz,

-Sel dediniz,

-Deprem dediniz,

- Ekenomik kriz dediniz…

Kısaca bahaneler bitmedi.

En büyük eksikliğinizi size hiç kimse söylemedi. Çevrenizdeki herkes size padişahım çok yaşa… diyerek şak şak tuttu. Sizde sandınız ki herkes doğru söylüyor. Ben gerçekten çok güçlüyüm sandınız. 14 Mayıs seçimlerinde MHP’nın merkezde ne kadar oy kaybettiğini gördüğünüz zaman ayıldınız. Ama iş işten çoktan geçti.

MHP’nin içinden    Kastamonu’da benim kadar bilgi alabilen başka bir gazeteci yoktur. İddia ediyorum MHP’de benim  haberin olmadan dal kımıldamaz!

MHP’nin ağır abilerinden birisi  ile (yanımızda şahitlerimizde var.) İstanbul yolundaki bir restorantta bir yıl önce sohbet ediyoruz. Aynen şunu söylüyor… “ Bizde bıktık artık!  Atı değiştirip yola devam edeceğiz!” Cümle aynen böyle…

Bu sözü son zamanlarda partinin içinden ve dışından herkesden duymaya başladım.

Basın büronuzdaki  çalışanlar aslında sizin çok iyi reklamınızı yapıyor. Olması gerekenden yüzde 50 fazla gösteriyor sizi. Mesele reklam falan değil başkan…

Mesele az çalışıp çok çalışmada değil.

Asıl mesele ne biliyormusunuz?

İletişim yönünden  çok zayıfsınız! Seçmenle sıcak temas kuramıyorsunuz. Kaç  STK başkanından, kaç MHP’liden duydum. Başkana ulaşamıyoruz! Başkandan randevu alamıyoruz! Ne zaman arasak başkan ya toplantıda yada İl dışında!  Başkana şak şakçılık yapanlar hemen görüşüyor ama biz görüşemiyoruz! İşte asıl mesele bu başkan(!)

Muhalefete hiç gerek yok. Siz zaten  kendi içinizden muhalefetinizi çıkarttınız başkan.  

Aslında siz Resul Köprülü’yi göreve getirerek çok iyi bir hamle yaptınız. Resul Köprülü göreve başladığından beri biraz değil iyice arkanızı toparladı. Ama bu sizin dağıttıklarınızı toplamaya yetecekmi göreğiz.

Son olarak hemen her konuda sürekli tehdit dilini kullanıyorsunuz. Bunu gerek meclis toplantılarında gerek kameralar karşısında onlarca defa şahit olduk. Tehdit dili ve ulaşılamamak sizi bitirdi!

TMO ÇİFTÇİYİ TÜCCARA YÖNLENDİRİYOR!

Toprak Mahsülleri Ofisi bu yıl ilk defa doğdu bir iş yaptı. Üreticilerin kaç dönüm araziye hububat ektiğini ve araziden kaç ton buğday alacağını iyi  planladı.

Çiftçinin elindeki tüm mahsülü ,  buğdayı 8.25 TL den, Arpayı da 7 liradan alacağını açıkladı. Arıca  buğdayda ton başına 1000(bin) arpada da ton başına 500 lira destek vereceğini açıkladı. Bu duruma tüm Türkiye’deki çiftçiler sevindi ve boş arazi bırakmadan her yere hububat ekti.

TMO’nin diğer illerdeki depoları 12 ay alım yapıyorken Kastamonu’da geçici olarak İnebolu yoluna kurulan depodan maalesef çiftçiler randevu alamıyor! Randevu alamayınca sıcak paraya ihtiyacı olan çiftçiler tüccara buğdayı 5 liradan, arpayıda 4 liradan satmak zorunda kalıyor.

Ne hikmetse Taşköprü, Alatarla, Daday, Devrekani ve Tosya’da ki tüccarlar  çiftçiden ucuza aldıkları buğdayı randevu alarak TMO’ne satarak korkurç bir kazanç elde ediyorlar. Buradan Ak Partinin  çiçeği burnunda milletvekilleri Sayın Halil Uluay ve Serap Ekmekçi’ye sesleniyorum. Lütfen üreticiyi bu zulümden kurtarın! Benden söylemesi.

GÜNÜN SÖZÜ

“Doğruları acı değil, tatlı dille söyleyecek gerçek dostlar lazım…”